Annelik, kadın olmanın bittiği nokta mıdır? Eğer gunumuzun "ideal anne"sinden soz ediyorsak, evet... Beklentiler oylesine ağır ki kadının anneliği "hak etmek" icin ekonomik ozgurluğuyle birlikte sosyal ve cinsel hayatından da vazgecmesi gerek... Hayatından odun vermeye yanaşmayan "anne-kadın"ın ise sinirleri sağlam olmalı. Cunku Elisabeth Badinter'in de ortaya koyduğu gibi, "vicdan azabı" ideal annelik Şablonuna uymak istemeyenler uzerinde gercekten etkili olan bir baskı aracı... Bugun kadınlar, mucadele vererek geldikleri noktadan, tip camiası ve aile kurumunu yucelten kesimler tarafından uzaklaştırılıyor. Ustelik emzirmeyi ve annelik rolunu oven feminist akımların işbirliğiyle!
Kadınları bu modern kolelik duzenine surukleyen ne? Badinter'e gore, kadının profesyonel hayattaki yeri hÂl sağlamlaşmış değil. Ote yandan, bitmez tukenmez annelik yukumlulukleri kadına surekli evinin yolunu gosteriyor. "Yeşil" siyaset ve idealleştirilen naturalizm nosyonu ise, "doğal" doğum yapmasını, hazır mama, bez ve biberon kullanmamasını, kısacası, hayatını kolaylaştıran her şeyi bırakmasını telkin ediyor.
Sonucta kadına iki secenek sunuluyor: Ya "cocuk-egemen" bir yaşama razı gelmeli ya da cocuk yapmaktan butunuyle vazgecmeli. Doğum oranlarındaki duşuş ikinci şıkkın guclendiğinin ispatı. Badinter Kadınlık mı? Annelik mi? sorusunun kadınlar icin nasıl tehditler icerdiğini etkileyici bir bicimde gosteriyor: Bu tercih dayatması, sonuc en olursa olsun, kadınlara mutsuzluktan başka şans tanımıyor...
Baskı Yılı : 2011
Sayfa Sayısı : 184