• 16-07-2022, 19:06:18
    #1



    ABD ne ozgurluğu, ne parlamentarizmi ne de insan haklarını icat etmiştir. Amerikan devrimi İngiliz liberal devrimlerinin sonuncusudur. Coğu Avrupalıya gore, demokratik bir modernitenin kusurlarının (sıradan bir yararcılık, konformizm, coğunluk despotizmi) ayrıcalıklı bir orneğini oluşturur. Buna karşılık, Mesihci bir vizyonla liberal demokrasinin değerlerini butun dunyada egemen kılmaya koşullandırmıştır kendini. Oyle ki eski dışişleri bakanı Madeleine Albright ulkesini ?vazgecilmez ulus? olarak nitelendirmektedir.
    Arkasında yalnızca 200 yıllık bir gecmişinin olması onu tarihsel acıdan ?sıradışı? bir ulke yapar. Avrupa-Asya uzantısında yukselen oteki gucler karşısında bir ada konumunda olması da coğrafi sıradışılığıdır. Bu denli sıradışı bir ulkenin dış siyaseti de doğal olarak ?ozel? olacaktır. Fransa?da Uluslararası İlişkiler Enstitusu?nde araştırmacı ve Siyasal Bilgiler Okulu?nda oğretim gorevlisi olan Maxime Lefebvre bu olguyu tarihsel boyutlarıyla incelerken, surecin itici guclerini de gozden geciriyor.


    Mediafire

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.



    Mega

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.