Kimlik bilinci ve kimliksel ayrışmayla paralel olarak belki de, ulkemizde son yıllarda yeni bir suc turunden ve fiilinden soz edilmeye başlandı: Nefret soylemi ve nefret sucları. Belki bu sınıfa giren soylem ve fiillerin tarihi daha eskilere dayanıyor ama anlaşılan o ki bunu cok uzun bir sure yalnızca maruz kalanlar hissetti. Nefret sucu, ?sırf ?farklı? bir gruba mensup/ait olduğu gerekcesiyle kişilere/mulke karşı işlenen sucları? kapsıyor. Burada farklılığın ifadesi kişi, eylem ya da şey yere ve zamana gore değişerek, etnik koken, dil, din olabildiği gibi, cinsel tercihler, uzun sac, kupe, multeciler, gocmenler ve engelliler de olabiliyor.Dolayısıyla, nefret soylemi ve nefret sucuna maruz kalan tum grupların temsil edilmesi kaygısıyla oluşturulan bu kitapta yer alan tum yazarlar, bu konuda calışan, kafa yoran ve ter doken akademisyenler ve aktivistler; bazıları da nefret soylemi ve nefret suclarından bizzat nasibini alanlar.Hem duşunceleriyle hem de eylemleriyle hepimizin yakın-dan bildiği ya da ismine aşina olduğu bu değerli katılımcılar ulkemizin fay hatları boyunca nefret soyleminin ve nefret suclarının izini suruyor. İşte bu noktada, sucun mağdurları ve onlara yonelik eylemlerle bir bir yuzleşiyoruz: azınlıklar, Romanlar, eşcinseller, travestiler, kadınlar? Liste uzayıp giderken, gerek yazılı ve gorsel basında gerek internette nefretin kelimelerle nasıl buluştuğunu goruyoruz caresizce. Ve neyse ki bu konuda calışan sivil toplum kuruluşlarıyla tanışıyor, nefret soylemiyle mucadele ve nefret sucunu Ceza Kanunu kapsamına alma konusunda neler yapılabileceğini oğreniyoruz. Korku ve karamsarlık umuda kapı aralıyor boylece.Bu kitap, nefret soylemi ve nefret sucları konusunda cok farklı kişi ve konuları bir şemsiye altında toplayarak bir ilki gercekleştirdi. Ulkemizde bu konudaki farkındalığın oluşmasında bir nebze de olsa katkı sağlaması ve yapılacak olan calışmalara onayak olması kitabın amaclarından biri yalnızca. İdeal olanı ise nefretten arındırılmış bir dunya.
Sayfa Sayısı : 381
Baskı Yılı : 2012