....Ne care ki Âdem başarısız oldu. Birleştirilmesi gerekeni birleştirip ayrılması gerekeni ayıracağı yerde, o birleşmiş olanı kopardı. Tekvin 2'deki duşuş hikÂyesinden esinlenen Kabalacı bir metaforla ifade edildiği gibi, Âdem "meyveyi ağacından ayırdı" ve boylece "bahceleri tahrip etti"... Niyetleri iyiydi; fakat sonuc felaket oldu. Bu metaforik anlam genişlemesiyle, Babil surgununde başlayıp Safed ile devam eden ve "Reconquista" ile İzmir'e taşınan Kabalacı geleneğin, İzmir'deki Portuqual Sinagoğu'nda 1662 yılında Sabetay Sevi tarafından muthiş bir cesaretle acıklandığı soylenen "Mesihliğin" Avrupa'dan Asya'ya, Filistin'den İstanbul'a uyandıracağı muthiş yankıları kimse hesap edemezdi. İşaretler tamamdı, Mesih gelmişti: Diyasporadaki gettolarda cekilen acılar sona erecek... vaat edilen topraklara geri donulebilecekti... Gerci, bu heyecanın Avrupa ve Asya'daki Yahudi gettolarını ve cemaatlerini bolmediğini soylemek de cok zordu. Sabetay Sevi, 1676'da surgunde bulunduğu Berat (Ulgun) kasabasında olduğunde arkasında umut, umutsuzluk, sevgi ve nefret dolu bir dizi duyguyu da bıraktı. Unlu tarihci ve araştırmacı Gershom Scholem'in, Sabetay Sevi uzerine en kapsamlı ve tutarlı araştırması Mistik Mesih Sabetay Sevi adlı kitabı, İzmir doğumlu Sabetay Sevi'nin ve muritlerinin ortaya cıkışını, hareketin arka planını, Avrupa başkentlerindeki ve Filistin'deki yansımalarını ve nihayet Sabetay Sevi'nin olumune kadar gecen suredeki ilginc olayları tam bir tarihci tarafsızlığı ile okuyucuya sunmaktadır.
Sayfa Sayısı : 857
Baskı Yılı : 2011