Hepimizin dilinde, medyanın surekli farklı bicimlerde, reality show?larda ya da haberler adı altında bize sunduğu ?kurbanlar? silsilesi, neden bu kadar el eriminde, hayatlarımızın icindedirler? Televizyonlarda gorduğumuz, dunyanın oteki ucundaki felaketzedeler, doğal afet ve savaş kurbanlarıyla ozdeşleşerek, olumun şiddetine maruz kalmış bu insanlar icin neden bu denli kolaylıkla hep birlikte ağlanır, hatta toplumsal dayanışmaya donuşerek, yardımlar toplanır? Ote yandan, aynı insanlar, vatanın butunluğunu korumak, ic ve dış duşmanların -olası- saldırılarına karşı savaşmaya, ?hayatlarını vermeye? hazırdırlar. Babalar ve hatta anneler, Turkiye?de olduğu gibi, ?kutsal vatan gorevi? icin, devletin yasalarının ustunluğune inanarak, erkek cocuklarını askerliğe davul-zurna ve bayraklar eşliğinde gonderirlerken, aynı ebeveynler, devlet yasalarını hice sayarak, kız cocuklarını, toreler adına nasıl kurban edebilirler?
Kutsallığın işlevselliğinin yok olduğu modern toplumlarda, nasıl olur da ?Kurban? yeni bir sosyal kategori gibi ortaya cıkabilir? Elinizdeki kitap, bu soruların peşine duşup antropolojiden din tarihine, sosyal teoriye ve siyaset felsefesine uzanıyor... Duşunceyi derinleştiren, kışkırtan, yeni pencereler acan bir calışma...
Sayfa Sayısı : 208
Baskı Yılı : 2010