Sibel İnceoğlu, Olme Hakkı adlı carpıcı kitabında yaşama hakkına yuklenen dini ve ahlÂki değerleri tartışmaya acarak yirminci yuzyılın yukselen değeri ozerkliğin, yaşama hakkını sınırlayan bir hak olup olamayacağını sorgulamaktadır. Dini bakış acısı ?yaşamın kutsallığından?, klasik laik bakış acısı ?yaşamın dokunulmazlığından? soz ederek yaşama hakkından kişinin kendi iradesi ile vazgecmesini reddederler. Kişinin yaşamına ozgur iradesi ile son verebileceğini savunan tez ise ?yaşamın niteliği?ni temel alır; bu teze gore, yaşam, katlanılmaz hale geldiğinde terk edilebilecek bir şeydir. Tıp bilimi ve kullandığı teknoloji modern insana yaşamı uzatabilme olanaklarını sunmuştur, fakat diğer yandan bazı durumlarda olum uzun ve acılı bir bekleyiş haline gelmiştir. Bu tur olaylarda, hasta, yaşamının bu son bolumunde dayanılmaz acılara katlanmak zorunda kalmakta, yakınlarının ya da hastane personelinin bakımına muhtac olmakta, zevk aldığı şeyleri yapamaz hale gelmekte ve yaşamına anlam kazandıran hemen her şeyden mahrum olmaktadır. Bu olumu bekleyiş surecine hastanın mudahale etme, diğer bir deyişle kendi kaderini veya olumunu belirleme hakkının olup olmadığı son otuz yıldır Batı?nın gundeminde yer alan bir tartışma konusudur. İnceoğlu?nun kitabı bu tartışmayı Turkiye?ye taşımakta, hem yaşam ve olume ilişkin etik değerlerdeki hem de otanaziye ilişkin normatif alandaki değişimi Turk okuyucusuna sunmaktadır. Bugun dokunulmaz olarak kabul ettiğimiz yaşam, kişinin kendisi tarafından terk edilebilir mi? Kişi, pek cok alanda sahip olduğu ya da sahip olmak icin mucadele verdiği ozgurluk ve haklarına; yaşam kalitesinin cok duştuğu, acı cektiği, tıbbın olanaklarının tukendiği bir noktada olme hakkını neden ekleyememektedir? Yaşam, dini ve toplumsal bir değerden cok, kişinin ozerk bir bicimde karar vermesi gereken bir konu değil midir? Kişinin kendi bedeni ve yaşamı uzerinde ne kadar ozerkliği vardır? Belli bazı hastalıklarda hasta tedaviye devam etmek zorunda mıdır? Yaşamı uzatmayı sağlayan solunum ya da beslenme aracları gibi yaşam destekleyici araclar devreden cıkarılabilir mi? Hasta olumun kendiliğinden gercekleşmesini beklemeksizin oldurulmeyi talep edebilir mi ya da kendisi bilincsiz durumda ise yaşamının sonuna ilişkin bu kararı başkaları verebilir mi? Yazar, tum bu sorulara kişisel ozerklik ekseninde cevap aramaktadır. Batı?da bazı ulkelerde kabul edilen otanazi uygulamalarını da ornekleyen ve tanıtan Olme Hakkı adlı bu kitabın, okuyucuya farklı bir bakış acısı sunacağını, onu yaşam ve olum uzerine yeniden duşundureceğini umuyoruz.


Sayfa Sayısı : 265

Baskı Yılı : 1999


Gizli İçerik:
Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.