Clifford Geertz, İslÂmiyet uzerine yaptığı incelemeler vesilesiyle Anglo-Sakson akademi dunyasında cok tanınmış bir isim. Antropolojinin ustadlarından sayılıyor. Gerceğin Ardından, Geertz?in, İslÂmiyet?in ceşitli yerelliklerde nasıl yaşandığını, tecrube edildiğini, donuştuğunu ele aldığı pek cok mukayeseli calışmasından farklı bir eser. Bir bakıma, butun bu calışmalardan suzulen bir muhasebe. İslÂmiyet uzerine calışan bir antropoloğun kendi bilimsel deneyimleri ve icinde yer aldığı disiplinle hesaplaşması. Batı?da sosyal bilimlerin uzerindeki hÂlenin neleri orttuğune dair bir sorgulama?
?HikÂye?, Geertz?in sıkıcı bir bilimsel toplantıda birilerinin onerisi uzerine Fas?a gitmeye karar vermesiyle başlıyor. Haftalarca arabayla gezerek Fas?ı tanımaya calışmasını, ?gozlem? amacıyla girdiği ilişkileri, mesela Endonezya?da katıldığı okul musameresini, sonra mesela Fas Kralı?nın verdiği davetin ?ağır? havasını, muhtelif bilimadamı ?tuhaflıklarını?, bu arada akademi ici iktidar mucadelelerini, tatlı ve aynı zamanda edebi bir dille anlatıyor ustad.
Gerceğin Ardından, sadece ?hikÂye? değil ama? ?Yeni? antropolojinin, sosyalbilimsel bulguları ?hikÂye etmesinin? bir orneği demek belki daha doğru. Zira ?bulgu? ve ?bilgi?den yana da zengin bir kitap bu. Geertz?in, iki ayrı donemini gozlediği Fas ve Endonezya?daki sosyal değişim hakkında, dolayısıyla İslÂm ve modernleşme deneyimi hakkında değerlendirmelerini iceriyor. Bununla birlikte, bilimin, bilginin, nesnelliğin, ?doğru?nun/hakikatin, gerceğin anlamı gibi, sosyal bilimlerin ontolojisiyle ilgili meselelere ilişkin tartışmaları da.