
Tarih: 2 Şubat 1959
Olay : Dyatlov Gecidi Vakası
Yer : Kholat Syakhi Dağı
Olen Kişiler:
Igor Alekseievic Dyatlov, grup lideri olan Dyatlov (Doğum Tarihi: 13 Ocak 1936)
Zinaida Alekseevna Koimogorova (Doğum Tarihi: 12 Ocak 1937)
Lyudmila Alexandrovna Dubinina (Doğum Tarihi: 12 Mayıs 1938)
Alexander Sergeievic Kolevatov (Doğum Tarihi: 16 Kasım 1934)
Rustem Viladimirovic Slobodin (Doğum Tarihi: 11 Ocak 1936)
Yuri Alexeievic Krivonişenko (Doğum Tarihi: 7 Şubat 1935)
Yuri Nikolaievic Doroşenko (Doğum Tarihi: 29 Ocak 1938)
Nicolai Viladimirovic Thibeaux-Brinolles (Doğum Tarihi: 5 Temmuz 1935)
Semyon Alexandrovic Zolotarev (Doğum Tarihi: (2 Şubat 1921)
Dyatlov Gecidi Vakası, Rus dağcıların Ural dağları eteklerindeki sır dolu olumu olayıdır. 2 Şubat 1959 yılında, Rus dağcı on arkadaş, Ural dağlarının eteklerinde bulunan ve bolgenin yerli kabilesi Mansiler tarafından “Olum Dağı” olarak adlandırılan bolgede bir gecede sır dolu bir şekilde olmuşlerdir. Rus dağcılardan geriye ise, soğuktan kaskatı kesilmiş bedenleri, birinin koparılmış dili ve hicbir darp izi olmamasına rağmen kırık kaburga kemikleri ve kafatası kırılmış bir dağcı kalmıştır. Olay yerine, ekibin lideri olan Alekseievich Dyatlov’un anısına “Dyatlov Gecidi” adı verilmiştir.
On kişiden oluşan Rus dağcı ekibi Kuzey Ural Dağları’nın Otorten mevkiinde bir kayak ve kızak gezisi yapmaya karar vermişlerdir. On dağcıdan oluşan ekipte iki de kadın dağcı vardır. Coğu profesyonel olan bu dağcı grubunun butun uyeleri Ural Teknik Universitesi mezunu kimselerdir. Dağcı grubu, tırmanışa hazırlanmak icin 25 Ocak 1959 tarihinde Ivdel’e varmışlardır. Buradan ise, otobus ile Vizhai’ye devam etmişlerdir. Ekibin uyelerinden Yuri Yudin’dir Vizhai’de ayağını burkarak yolculuğunu sonlandırmış devam edememiştir. Bu tuhaf tesaduf ileride onun icin aslında bir şans olmuştur cunku yolculuğa devam eden dokuz Rus dağcı, son olarak 27 Ocak gunu gorulmuşlerdir.
Dağcıların geciş guzergahları ve yolları arasındaki sureyi bilen Yuri Yudin, 9 kişilik ekibin 12 Şubatta Vizhai’ye geri donmesi gerektiğini biliyordu. Yine de ortaya cıkan aksaklıklar nedeniyle grubun birkac gun gecikmesini normal karşıladı. Fakat zaman gecip gruptan hala haber alınamayınca ordu ve helikopter desteğiyle arama kurtarma calışmaları başlatıldı. Sonunda kamp alanı bulundu. Fakat kamp alanında dağcılar yoktu, olay yerinde sadece parcalanmış bir cadır ve dağcıların eşyaları vardı. Bunun uzerine cadırın etrafında inceleme yapılmasına karar verildi. İncelemelerde dağcıların ayak izleri tespit edildi ve izleri surulmeye başlandı. Araştırma derinleştikce araştırmacılarının ve bolge sakinlerinin kanını donduracak detaylar gun yuzune cıkıyordu.
Araştırmalar ilerledikce gruplar halindeki genclerin cansız bedenlerine ulaşıldı. Cadırın etrafında yapılan araştırmadan anlaşıldı ki dağcılar cadırı icerden yırtmıştı ve gecenin karanlığında kimisi ayakkabı kimisi ise corapla karın uzerinde koşmuşlardı. Kurtarma ekipleri umutsuzca artık dağcıların cesetlerini bulmak umidiyle ormanlık alana yonelmişlerdi. Kamptan 500 metre ileride sedir ağacının dibinde dağcılardan Yuri Krivonişenko ve Yuri Doroşenko’nun cansız bedenlerine ulaştılar. İkili sedir ağacının dallarını toplayarak ateş yakmış ve ısınmaya calışmışlardı. Dağcıların uzerlerindeki elbiseler alınmıştı. Daha sonra anlaşıldı ki sağ kalan dağcılar arkadaşlarına ulaştıklarında olmuş olduklarını gorerek onların giysilerini giymişlerdi.
Araştırmacılar, sedir ağacı ile kamp arasında uc cesede daha ulaştılar. Olayın yaşanmasının ardından uc dağcının kampa donmek icin yolda ayrı ayrı hayatlarını kaybettikleri anlaşıldı. Talihsiz bu uc dağcı ekibin lideri Igor Dyatlov, Zina Kolmogorava ve Rustem Slobodin’di. Diğer dort gencin cesetlerine ulaşmak ise iki aydan daha uzun surdu. 4 Mayısta sedir ağacından 75 metre uzaklıkta dort dağcının daha cesetleri bulundu. Bu keşifle birlikte dağcıların, arkadaşları oldukten sonra elbiselerini giydikleri kanıtlanmıştı cunku bulunduklarında Zolotaryov, Dubinnia’nın kurklu montunu ve şapkasını, Dubinina ise ayağına Krovinişenko’nun yun pantolonunu giymişti.
Dokuz gencin olumunden geriye kocaman bir sır perdesi kalmıştır. Olayın hemen ardından yapılan bir araştırma, dağcıların telefon ve kameraları cadırda bırakarak botlarını dahi almadan cadırdan kactıklarını gostermiştir.
Peki, ama gece -30 derecelerde dağcıları o denli korkutan ve botsuz karda koşmalarına neden olacak ne yaşanmıştır?
Akıllara bir suru soru gelmiştir. Acaba dağcılar bolgenin yerlileri Mansiler tarafından oldurulmuş olabilirler miydi? Yapılan incelemelerde başka bir insanın ayak izine rastlanmamış ve tutuklanan Mansi yerlileri serbest bırakılmışlardır. Grubun uyesi olan Yuri Yudin, grubun lideri olan Dyatlov’un neden karın ortasına kamp kurduğuna anlam verememiştir. Muhtemelen dağın zirvesinden bir tuhaflık sezen Dyatlov, ormanlık alandan uzak durmuş ve dağın kendilerinin kontrolunde olması icin kampı acık araziye kurmuştur.
Dyatlov Olayı, Sadece Basit Bir Hipotermi (Donma) Vakası mıydı? Olayın Altında Hangi Gercekler Gizlenmekteydi?
Arama kurtarma ekiplerinin ilk ulaştıkları cesetler olan Yuri Krivonişenko, Yuri Doroşenko, Igor Dyatlov, Zina Kolmogorova ve Rustem Slobodin’e yapılan ilk incelemenin ardından olum nedenleri olarak Hipotermi teşhisi konulmuştur. Dağcılar soğuktan etkilenmiş ve gecenin karanlığında tek tek olmeye başlamışlardır. Hatta Slobodin’in kafatasında bir kırık tespit edilmiş; fakat incelemelerde kırığın genel durumunun olum sebebi olmayacağı kanısına varılmıştır. Fakat şu da belirtilmiştir ki; Slobodin, o gece sebebi bilinmeyen darbeyi aldıktan sonra bayılarak soğuktan donmuştur. Olayın en ilginc yonu ise Brinollel’in kafatasındaki, Dubinina ve Zolotarev’in kaburgalarındaki kırıklardır. Daha da fazlası Dubinina’nın dili, gozleri ve dudağı yoktur. İlginctir ki kaburgalarında kırıklar tespit edilen iki cesette de dışardan bir darbe izine rastlanmamıştır. Cok ilginctir ki sonradan yapılan incelemede, elbiselerin uzerinde radyasyon kalıntılarına rastlanmıştır.
Rus dağcılar acaba bir nukleer denemenin ortasında mı kalmışlardır? Cunku nukleer patlamanın ardından oluşan sonik dalgada bu kırıkların oluşması normaldir. Fakat sadece iki cesette bulunan bu kırıklar olayı aydınlatmaya yetmemiştir. Bir başka ilginc iddia ise, kar adam olarak adlandırılan Yeti’lerdir. Fakat araştırma ekibi aylar suren calışmaların ardından olay yerinde dağcılardan başka hicbir insan turu canlının ayak izlerine rastlamamışlardır.
Boylece bu hipotez de curutulmuştur. Uzaylıların varlığı ve radyasyon varyansları kafaları kurcalamıştır fakat o yetenekli ve profesyonel dağcıların gecenin karanlığında cadırdan kacmalarının daha mantıklı bir sebebi aranmıştır. İster istemez coğu kişinin aklına paranormal bir durum gelmiştir. Mansilerin o dağa “Olum Dağı” demelerinin bir sebebi olmalıdır. Dağcıların olduğu gece gokyuzundeki tuhaf goruntuler ve dağdan gelen cığlıklar şupheleri daha da arttırmıştır.
Olay yeri adeta bir karantina alanı gibi kapatılmıştır. Olay yerinde bir de garip bir metal parcası bulunmuştur. Ayrıca gokyuzunde gorunen turuncu kurelerin sebebinin daha sonra Ruslar tarafından yapılan R-7 Semyorka roket denemesine ait olduğu belirtilmiştir. Peki, ama Rus dağcıların bu sır olumu nasıl aydınlatılabilmiştir? Telefonun, GPRS ve diğer elektronik aletlerin etkisiz kaldığı bu dağda bulunan fotoğraf makineleri ve kameraların Ruslar tarafından rehin alınması ortada bir gariplik olduğunu acıkca belli etmiştir. Dağcılar o bolgede gormemeleri gereken bir uygulama veya deneye tanık olmuş olabilirler miydi? Rus Hukumeti bunu kesinlikle yalanlamış fakat olay gecesinin resimleri ve videoları paylaşılmamıştır.
Cesetler uzerinde yapılan incelemeler ve olum nedenleri araştırılmaya devam edilmiştir. Bir grup insanın -30 derecelerde dağın başında savunmasız bir şekilde donmaları elbette ki cok ilginc bir durum yaratmamıştır. Ama profesyonel dağcıların dışarıda donmalarının normal olması, dağcıların sedir ağacının yaş dallarını yakmaya calışmalarını duşunduren bir diğer soru olmuştur. Bu teori kanıtlanmış ve ilk bulunan cesetlerden olan Yuri Krivonişenko ve Yuri Doroşenko’nun gecirdikleri şokun etkisiyle gorme yetilerini yitirdikleri yalanlanmamıştır.
Olayın şaşırtıcı başka bir detayı ise, Rustem Slobodin’in donma anındaki şekli olmuştur. Slobodin’in yanağı ve dudağı şişmiş ve darp edildiği anlaşılmıştır. Ayrıca Slobodin’in midesini tutarak sırtını donmesi de darbe almaya devam ettiğini ve boğuşma izleri olduğunun duşuncesini ortaya koymuştur. Akıllara gelen ilk soru şu olmuştur, “Rustem Slobodin’in, o gece arkadaşı oldukten sonra kiminle boğuşmuş olabilir?” Yapılan incelemelerde ise cevrede hicbir ayak izine rastlanmamıştır.
Olay yerinde dort kamera bulunmuş ve olay yerinden kacan dokuz dağcıdan sadece Semyan Zolotarev kamerasını yanına almıştır. Ne gariptir ki bu kamera kayıtları kimseyle paylaşılmamıştır. Ayrıca, grubun genel bir gunluğu olduğu gibi, Yuri Doroşenko da ozel bir gunluğu tutmuştur. Fakat incelemelerde bunlara da ulaşılamamıştır. Olayla ilgili en onemli bilgi kaynağı ekipten ayrılan Yuri Yudin’dir. Yuri Yudin, arkadaşlarının ne kadar cesur olduklarını ve donarak olecek kadar sıradan dağcılar olmadıklarını ustune basa basa ifade etmiştir.
https://www.tarihiolaylar.com
__________________