Elinizde tuttuğunuz kitap, akademik felsefe cevrelerinde kıyamet koparmış, hatta aforoz edilmiş bir kitap. Felsefi mufredata ozgu birtakım cıkışsız argumanlarla yurutulen kısır ahlÂk tartışmalarında yanlış tarafta olduğu icin değil; akademik felsefeyi yerin dibine sokmakla kalmayıp, sosyal bilimlerin butun dalları arasındaki yapay duvarları da gucunu devasa bir tarihsel-felsefi gelenekten alan bir vuruşla yerle bir etmeye curet ettiği icin!
Erdem Peşinde, Homeros?tan gunumuze insanı insan yapan erdemlerin izini suruyor ve bu arayışta ışığını tarihsel perspektifinden alıyor. MacIntyre?ın hem ahlÂk felsefesinin, hem de erdemlerin gunumuzdeki ahvaline ilişkin cizdiği tablo tuyler urpertici. İnsanlar ahlÂki pusulalarını şaşırmış; iyilik, cesaret, durustluk, dostluk gibi erdemlerin adı bile anılmıyor artık; ustelik, uzman, terapist ve burokratlar ordusu, daha cok tuketim, yukselme ve şohrete ulaşabilmek icin erdemlerimizden vazgecmemiz gerektiğini vazediyor bize... Oysa, Atina meydanlarında paylaşılan ve yaşama gecirilen bir erdem nosyonu vardı; Aristoteles erdemler hakkında duşunur ve yazarken, toplumsal sahnede iyilik, cesaret, dostluk ete kemiğe burunmuş haldeydi. İşte MacIntyre?a gore, bugun ahlÂk felsefesini yeniden ayakları uzerine oturtacak olan, acıkca Aristoteles?in erdem anlayışıdır. Boylesi bir felsefi geleneğin canlandırılması ise felsefe tarihinin yeniden yazılmasını gerektirir; cunku erdem anlayışımızdan geriye, hicbir bağlama oturmayan fragmanlar kalmıştır sadece. Ancak bu fragmanları tarihsel bağlamlarına oturtup bir butunluk oluşturduğumuz zaman, kendi parcalanmış benliğimize de butunluk kazandıracak olan iyi-yaşama anlayışına yeniden sahip olabiliriz. Erdemlerimizin peşine duşmediğimiz takdirde; bir araya getiremediğimiz benlik parcaları, kırık dokuk kimlikler, anlamlandıramadığımız bilgi kırıntıları arasında debelendikce, yarattığımız karanlığa daha da gomuleceğiz.
Erdem Peşinde, felsefeye alternatif bakışının, ahlÂk felsefesini sosyal bilimlerin tum dallarıyla ortak ve son derece merkezi bir noktaya taşımasının otesinde, insanın kendini yeni bir gozle gormesini sağlıyor.Hani şu kaybettiğimiz ve artık ne olduğunu bile hatırlayamadığımız icin icimizde, hayatımızda, bakışımızda oluşan bir boşluk var ya; işte MacIntyre tam da o boşluğun fotoğrafını cekiyor...
MacIntyre, bir anlamda felsefeye tum cağdaşlarından daha buyuk bir hizmette bulunmuştur. Onemli bir sorunlar yumağına, mumkun olan en iyi mantıksal analiz ve eleştiri yontemlerini ısrarla uygulamıştır."