1993 basım, 9 MB, 289 sayfa, Pdf
"...Melikoff, sonradan anne ve babasından duyduğu bir kacış hikÂyesini, sanki kendisi de gormuş gibi heyecanla anlatır. Rusya'da Ekim Devrimi'nin gercekleştiği gundur. Bolşevikler iktidara gelmişlerdir; tarih, eski Rus takvimine gore 25 Ekim-7 Kasım 1917. Yalnız bir halkın değil, insanlık tarihinin de donum noktalarından, Stefan Zweig'ın deyimiyle "yıldızın parladığı an"lardan biri. Soylemeye gerek yok: Bir ana-baba gunu. Aynı gun, Petrograd'da, petrol krallarından baba Melikoff'un 40 odalı konağında, bir kız dunyaya gelmiştir. Annesi gibi guzel. Slav sarışını tombul bir bebek. Adını Irene koyarlar yavrunun; geleceğin unlu Turkologu Irene Melikoff'tur bu.
18 yaşında Halide Edib'in Ateşten Gomlek'ini okur, bu kitap Ataturk'e karşı buyuk bir hayranlığa goturur kendisini.
... yuksek tahsilini yaparken hocaları olan ozellikle Jean Deny ile Louis Massignon ve Henri Masse'nin de, meslek yaşamının ana cizgilerinin cizilmesinde buyuk rolleri olur. Turk dilinin derinliğini ve yetkinliğini Jean Deny'den oğrenirken, Louis Massignon da, kendisini Sûfîliğe ceker. Meslek yaşamının gelişmesinde, başka unlu kişilerin etki ve yardımlarını gorecektir. Bunlar arasında Salih Zeki Aktay'ı, Omer Lutfi Barkan'ı, Faik Reşit Unat'ı, Fuat Koprulu'yu ozellikle zikretmeli. Balkan'dan bahsederken, "onun olumu yalnız kultur dunyası icin değil, benim icin de buyuk boşluk oldu" der. Bektaşîliğe ve Alevîliğe merakını uyandıran da, başta Fuat Koprulu olmuştur.
1969 yılı, Melikoff'un yaşamında buyuk bir donum noktası olur. 0 yıl, Bektaşîlik uzerinde araştırmalarda bulunurken Alevî dunyası ile karşılaşır. Bir "revolution"dur bu onun icin, "manevî bir uyanış" da diyebiliriz; cunku butun yaşamına olduğu gibi, fikrî yaşamına da yeni bir yon verir bu. İşte, o tarihten başlayarak,
calışmalarında temel konusu, Bektaşîlik, Alevîlik ve Kızılbaşlık olacaktır.
- Server Tanilli"
"...Melikoff, sonradan anne ve babasından duyduğu bir kacış hikÂyesini, sanki kendisi de gormuş gibi heyecanla anlatır. Rusya'da Ekim Devrimi'nin gercekleştiği gundur. Bolşevikler iktidara gelmişlerdir; tarih, eski Rus takvimine gore 25 Ekim-7 Kasım 1917. Yalnız bir halkın değil, insanlık tarihinin de donum noktalarından, Stefan Zweig'ın deyimiyle "yıldızın parladığı an"lardan biri. Soylemeye gerek yok: Bir ana-baba gunu. Aynı gun, Petrograd'da, petrol krallarından baba Melikoff'un 40 odalı konağında, bir kız dunyaya gelmiştir. Annesi gibi guzel. Slav sarışını tombul bir bebek. Adını Irene koyarlar yavrunun; geleceğin unlu Turkologu Irene Melikoff'tur bu.
18 yaşında Halide Edib'in Ateşten Gomlek'ini okur, bu kitap Ataturk'e karşı buyuk bir hayranlığa goturur kendisini.
... yuksek tahsilini yaparken hocaları olan ozellikle Jean Deny ile Louis Massignon ve Henri Masse'nin de, meslek yaşamının ana cizgilerinin cizilmesinde buyuk rolleri olur. Turk dilinin derinliğini ve yetkinliğini Jean Deny'den oğrenirken, Louis Massignon da, kendisini Sûfîliğe ceker. Meslek yaşamının gelişmesinde, başka unlu kişilerin etki ve yardımlarını gorecektir. Bunlar arasında Salih Zeki Aktay'ı, Omer Lutfi Barkan'ı, Faik Reşit Unat'ı, Fuat Koprulu'yu ozellikle zikretmeli. Balkan'dan bahsederken, "onun olumu yalnız kultur dunyası icin değil, benim icin de buyuk boşluk oldu" der. Bektaşîliğe ve Alevîliğe merakını uyandıran da, başta Fuat Koprulu olmuştur.
1969 yılı, Melikoff'un yaşamında buyuk bir donum noktası olur. 0 yıl, Bektaşîlik uzerinde araştırmalarda bulunurken Alevî dunyası ile karşılaşır. Bir "revolution"dur bu onun icin, "manevî bir uyanış" da diyebiliriz; cunku butun yaşamına olduğu gibi, fikrî yaşamına da yeni bir yon verir bu. İşte, o tarihten başlayarak,
calışmalarında temel konusu, Bektaşîlik, Alevîlik ve Kızılbaşlık olacaktır.
- Server Tanilli"