Frank Schatzing - Suru Tıpkıcekim Pdf Cs



Tıpkıcekim Pdf Clearscan 6Mb:
Gizli İçerik:
Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.



Tıpkıcekim Pdf Cs Telefon ve tabletten okuyacaklar icin kenar boşlukları kaldırılmış hali 6Mb:
Gizli İçerik:
Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.



Suru, Frank Schatzing’in odullu bilim-kurgu kitabı. Yazar, bu kitabıyla yazmak konusunda ne kadar iyi olduğunu tum dunyaya ispatlamış. Bugun, sizinle Suru hakkında spoiler vermeden kucuk bir sohbet gercekleştireceğiz.

Suru | Neden Bu Kadar İyi?
Sanırım şu an, hayatımın en keyifli kitap eleştirisini yazıyorum. Defalarca okuduğum, her okuyuşumda yeni ayrıntılar keşfettiğim ve yazarın dehasına hayran kaldığım bu kitap hakkında yazmak aslında haddime değil gibi hissediyorum. Ama yazacağım, cunku kitabı okuduktan sonra icimde buyuyen paylaşma isteği gercekten durdurulamaz.

Yazarın dehası dedim. Neden mi? Frank Schatzing, daha once hicbir bilim kurguda gormediğim kadar başarılı bicimde -ki cok fazla bilim kurgu okurum- bilim ve kurgu dengesini yakalayabiliyor.

Adı bilim kurgu olup da kurgu kısmı fazla kacan kitapların aksine, araştırıldığı ve ozenildiği belli olan “bilim” kısmındaki mahareti sayesinde ilk okuduğumda yazarımızı kitap yazmaya karar vermiş olan bir bilim adamı sanmıştım. Kitabın icerisindeki derin okyanus bilgisi, metan buzu, balinalar, orkalar ve okyanus uzerinden gecimini sağlayan kocaman ağın her dalıyla ilgili ozenle işlenmiş bilgiler bu kitabı okunmaya değer kılıyor. Daha once hic duymadığım bilgileri bu kitaptan edinirken aynı zamanda onlarca karakterin icine inebiliyor, betimlemelerle kendimi orada hissedebiliyorum.

Bilim kısmının bu kadar ağır bastığı bir kitapta,
karakter sayısını oldukca cok tutup bir dunya yaratmak ve yarattığı dunyada her karakteri ayrı ayrı ele alabilip okuyucuya hissettirebilmek cok buyuk bir başarı. Bu denge, betimlemelerin verdiği guzel his bir araya gelince Suru’yu benim en sevdiğim kitaplardan biri yapıyor. Ve elbette, yazarın dehasına bir kez daha hayran kalıyorum. Kitabın, once acılıp sacılan, dunyanın farklı yerlerindeki karakterleri ve olayları anlatan, sonra mukemmel bir şekilde kapanıp hic alakası olmayan karakterleri birleştiren bir yapısı var. Hele sonlara doğru tansiyon o kadar yukseliyor ki, Contra Costa Times’ın kitap kapağının arkasında yaptığı yorum gibi, “Nefes almak icin yuzeye cıkacağınızdan kuşkuluyum.” durumuna geliyorsunuz. Kitap bir cırpıda bitiveriyor.

Bu kitabı okuduktan sonra okyanuslara bir daha asla aynı gozle bakmayacağınızı duşunuyorum. Cunku konu her ne kadar kurgu olsa da, “ya acaba?” dedirtebiliyor ve aynı zamanda insanoğlunun okyanuslara verdiği zararı acımasızca yuzumuze vuruyor.

Bahsetmeden gecmek istemediğim bir şey daha, Anawak karakterinin kabile hayatıyla ilgili gecmişi dokuya daha ruhani, mistik şeyleri katıyor. Kitap esnasında okuduğumuz bilim adamlarının uğraşlarıyla birlikte konunun icinde olan Anawak’ın ruhani, mistik kabile ziyareti kurgunun sonuna muhteşem bir şekilde bağlanıyor.

Bu kitap, kısacası, tum zıtlıkları icinde harika bir uyumla birlikte barındırıyor. Benim mutlaka ikinci kez okuyacağım bir kitap ve sizin de olmeden once mutlaka okumanız gereken kitaplardan biri.
Rengin Ozgun Akbor