• 15-07-2022, 01:08:03
    #1



    Asimov ustanın birkac sayfalık hoş bir oykusu.

    Tadımlık:

    «Hıh... Belki... Ama beni mizahın genel analizinden daha fazla duşunduren bir
    konu var. Aslında belirli bir soruyu sormak istiyorum. Hayır... iki soruyu.»
    «Oyle mi? Nedir onlar?»
    «İlk soru şu,» dedi. «Butun o fıkralar nereden geliyor?»
    «Efendim?»
    «O hikÂyeleri kim uyduruyor? Yaşamım boyunca, şu ya da bu nedenle yuzlerce
    ya da belki de binlerce fıkra anlattım. Ama gercek şu ki, hicbiri benim yarattığım
    bir oyku değildi. Bir teki bile. Ben sadece onları yineledim. Benim tek katkım
    fıkraları anlatmak oldu. Ve fıkraları okuduğum ya da duyduğum kaynaklar da
    onları yaratmamışlardı. Bir fıkra urettiğini iddia eden bir tek kişiyle bile
    karşılaşmadım, insanlar her zaman, 'Gecen gun nefis bir fıkra duydum,'
    diyorlardı. Ya da, 'Son zamanlarda guzel bir fıkra duyanınız var mı?'
    Butun fıkralar eski! İşte bu nedenle fıkralar toplumdan her zaman gerideler. HÂlÂ
    deniz tutmasıyla ilgili komik hikÂyeler anlatılıyor. Oysa gunumuzde deniz tutması
    kolaylıkla onleniyor ve kimse bu derdi cekmiyor. Ya da demin anlattığım fıkrada
    olduğu gibi tartı makinelerinden soz ediliyor. Oysa bu tur makinelere artık
    sadece antikacılarda rastlanmıyor. Oyleyse... fıkraları kimler uyduruyor?»
    Trask, «Sizin oğrenmeye calıştığınız bu mu?» diye sordu. Az kalsın, «Tanrım! Bu
    kimin umurunda,» diye de ekleyecekti. Ama kendini tuttu. Bir Buyuk Ustanın
    soruları her zaman anlamlıydı...

    Orijinal Adı: Jokester
    Format: PDF, 240KB
    Alıntı (kucuk imla duzenlemeleri yapıp upload ettim)
    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.