• 14-07-2022, 22:34:25
    #1


    Yıl 2033...Nukleer savaş sonrası enkaz haline gelen dunyada insan soyu neredeyse tukenmiş, radyasyon yuzunden kentler yaşanamaz halde. Hayatta kalan birkac bin kişi yeraltına, dunyanın en buyuk nukleer sığınağı olan Moskova Metrosuna sığınıyor.
    Burası insanoğlunun son kalesi.
    Yeraltındakiler icin en buyuk tehlike Karaderililer. İstasyonlar mini devletlere bolunmuş. İdealler, dinler, temiz su filtreleri gibi nedenlerle bir araya gelmiş halklar. Duygular yerini icgudulere bırakmış.
    Tek bir amac var: Ne pahasına olursa olsun hayatta kalmak.
    Genc Artyoma yaklaşmakta olan karanlık tehlikeye karşı halkı uyarması icin Metronun kalbi, "Polis" istasyonuna gitme gorevi verilir. Metronun kaderi belki de tum insanlığın kaderi Artyomun elindedir artık?

    Moskova metrosu, romanda anlatıldığı gibi labirente benzer, buyukluğu ve hatları tam olarak bilinmeyen bir gizemdir. Metroda, devlet ve gizli servislere ait yuzden fazla gizli yeraltı sığınağı bulunur. Sovyetler Birliği doneminde liderleri korumak ya da ulkeden kacırmak icin yapıldığı soylenen Metro-2, Moskova metrosunun bir parcası ve en unlu efsanelerinden biridir. Esin kaynağı olduğu cok sayıda mit ve şehir efsanesi vardır.
    * * *
    1979 Moskova doğumlu Dmitry Glukhovsky, 14-15 yaşlarında kafasında salt bir fikir olarak oluşturdu Metro 2033u. Gazeteci olarak Fastan Guatemalaya, İzlandadan Japonyaya kadar neredeyse butun dunyayı dolaştı. Cernobilde nukleer reaktoru filme almak icin bolgedeydi. Kuzey Kutbundan dunyada ilk kez canlı yayını gercekleştirdi. Anadili Ruscaya ek olarak İngilizce, Fransızca, Almanca, İbranice ve İspanyolca da bilmektedir. Metro-2033 kitabı ile 2007 yılında, Kopenhagdaki EuroCon yarışmasında, Avrupa Bilim Kurgu Topluluğu (the European Science Fiction Society) tarafından Teşvik Odulune (the Encouragement Award) değer goruldu. Bu kitaptan uyarlanan aynı adlı bir video oyunu da bulunmaktadır.

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.