Arthur C. Clarke _ Şafak Projesi Phobos Tıpkıcekim CS PDF
Yazar : Arthur C. Clarke
Cevirmen : Ayşe Taşkın Osman Talat Taşkın
Yayınevi : Baskan Yayınları
Tur / Konu : BilimKurgu
ISBN : #29901201
Sayfa : 196 sayfa
Orijinal Adı : The Sands of Mars
Orijinal Dili : Turkce
Basım Tarihi : 1983
Yirmi ucuncu Yuzyılda?
Mars?ta, aralarında Dunya?nın en parlak, zekÂlarının da bulunduğu bir grup insan, gezegenin yuzunu değiştirmek amacıyla savaş veriyorlardı.
? Son birkac haftada bu bitkiler nasılda buyumuştu!.. Şimdi boyları bir insan boyundan cok daha yuksekti. Gibson, bunların bir kısmının normal buyume olduğunu kabul etse de diğer etkenin ........ olduğunu cok iyi biliyordu.
?Şafak Projesi? tum hızıyla yaşıyordu.
Arthur C. Clarke _ Şafak Projesi Phobos Tıpkıcekim CS PDF:
Arthur C. Clarke _ Şafak Projesi Phobos Tıpkıcekim RCS PDF:
Cağımızın Jules Verne'i
Arthur C. Clarke
Bugun cılgınca kullanmakta olduğumuz cep telefonlarının babasını tanıyor muyuz? Buyuk bir olasılıkla, hemen hemen tum okurların vereceği yanıt 'bilemedim' olacaktır. Yuzu aşkın roman, bini aşkın oykunun yazarı ve "Oldukten sonra beni yazar yanımla anımsayın, denizaltı araştırmalarımla, uzay bilimi ile ilgili calışmalarımla değil" diyen Sir Arthur C. Clarke bir oykusunde soz ediyor uzaya atılacak bir uydu ile haberleşmeyi ve ondan yararlanan bilim dunyası cep telefonunu oluşturuyor... Unlu yonetmen Stanley Kubrick'in cok ses getiren filmlerinden birisi olan '2001 A Space Odssey'nin oykusunun yazarı ve filminin senaryosunun yardımcı yazarı da Arthur C. Clarke.
1945 yılında, insanların haberleşme sistemlerini uydular yoluyla yapacaklarını ortaya atmıştı, hayal gibi gelen bu duşuncesi, aradan on iki yıl gectikten sonra uzaya fırlatılan Sputnik 1 uydusu ile gercek olmuştu; o ise onundeki minik bilgisayarı aracılığı ile dunyayla durmadan haberleşmenin tadını cıkardığını soyluyordu. Clarke icin haberleşme, haberdar olmak, yaşamının en onemli parcalarından birisiydi. Belki de bu nedenle yirmi dort saat durmayan faks ve elektronik posta servislerinin başında surekli adamları bulunurdu. Dunyadan haberi olan, 1990 yılında yakalandığı bir hastalıktan oturu surekli tekerlekli iskemlede oturmak zorunda kalan yazarın artık roman yazmayacağını da o seyahatte oğrenmiştim... 2001 yılını yaşadıktan sonra olmek istediğini sık sık tekrarlayan Arthur C. Clarke, 2001 yılında tum dunyanın televizyonlarındaydı.
Arthur C. Clarke yuzu aşkın kitabı ve bini aşkın oykusu arasındaki uzayı ilgilendiren gercekustucu yaklaşımlarını her zaman bilimselliğe dayandırmayı istemiş ve uzayı yazmakta olduğu icin denizlerin altına inmesi gerektiğini duşunup bu işe başlamış. Onun deniz altındaki ağırlıksız ortamı keşfetmesi ise uzay araştırmaları merkezi NASA'nın astronotlarını su altında eğitmesine neden olmuş.
Stanley Kubrick'le birlikte yaptığı ve 1968'de Oscar odulunu paylaştığı '2001 A Space Odyssey' filminde 'HAL 9000' adıyla bir bilgi işlem sistemini anlatan yazar, insan duşuncesine yakın duşunebilen bu sistemin gercekleşmesinin eli kulağında olduğunu soylemişti, bir keresinde.
Arthur C. Clarke 1994 yılında Nobel Barış Odulu'ne aday gosterilmişti. Sri Lanka'nın başkenti Colombo'nun yakınlarındaki Moratuwa Universitesi'nin onursal başkanlığını da yapmış olan yazarın adına bu universitede kurulu bir de enstitu vardır.
Barışsever kimliği ile tanınan ve İngiltere Kralicesi'nden "Sir" unvanı alan Arthur C. Clarke, dunyanın pek cok universitesinden fahri doktorluk unvanları almıştı ve sayılamayacak kadar cok odulun sahibiydi. Birkac yıl once ABD'ye yaşayan Turk gazeteci Bircan UNVER'e son romanı The Last Theorem'in ilk el yazmalarını gostermişti. Ancak hastalıklar ve yorgunluk yazarın bu kitabını bitirmesini engelledi. Kitap, Amerikalı yazar Frederik POHL tarafından bitirilecek ve Ağustos 2008'de ABD ve Avrupa'da satışa sunulacaktır.
İngiltere'de Minehead, Somerset'de doğan Arthur C. Clarke kendi arzusu uzerine Colombo'da dini hicbir torenin yapılmadığı bir torenle yakıldı.
Bu yazı, Cuneyt AYRAL imzasıyla, 28.03.2008 tarihinde Radikal Kitap Ekinde yayınlanan roportajdan alınmıştır.
Bu soyleşi, BBC Focus dergisinin Aralık 2007 184.sayısında yayımlandı. Arthur C.CIarke'nin 90.yaşına basması nedeniyle yapılan bu soyleşiden dort ay sonra yazar (19 Mart 2008'de) sonsuzluğun uzay gemisiyle kendine ayrılmış olan yere ulaşmak icin yola cıktı.
Arthur C.CLARKE ile SOYLEŞİ
90 yaşına ulaşmak nasıl bir duygu?
Kendimi 85 yaşından daha yaşlı hissetmiyorum. Bob Hope'un da dediği gibi; "Doğum gunu pastasındaki mumlar pastadan daha masraflı oluyorsa yaşlandığını anlarsın." Ama işin kotu tarafı arkadaşlarımın coğu artık yaşamıyor
Bilim ve Teknoloji, sizin katılımınızla bir gelişme yaşadı mı?
1920'lerve 30'larda buyuyen birisi olarak bu kadar cok şeyi yaşayıp gorebileceğimi asla duşunemezdim. Gezegenler Derneğinde bizlerin boş zamanlarımızda, uzay yolculuğu hakkında konuştuğumuz doğrudur. Ancak hayal ettiklerimizin, yaşadığımız zaman sureci icerisinde gercekleşeceğini asla duşunmemiştik.
Dunya iklimindeki değişiklikler sizi endişelendiriyor mu?
Bize kendi kehanetimizi tahmin etme fırsatı verdiği icin felsefi olarak iyimserim. Gelecek yıllarda temiz enerji uretmekle durumu daha da kotuleştirmeyi engellemiş oluruz, ancak bu karışıklığın akıbeti olan kotu sonuclarla da yaşamak zorundayız. Ama insanlık bunun da ustesinden gelecektir.
İnsanlığın karşılaşacağı en buyuk tehdit nedir?
Organize din, ahlaki ve ruhsal kurtuluşa ermeyi engelleyerek akıllarımızı bulandıracaktır. Bu, tum zamanların en sinsi yayılan bir hastalığıdır. Umuyorum ki insanlığımız bir gun bu eski inancından vazgecebilecektir.
Dunyayı yonetiyor olsaydınız, neyi değiştirmek isterdiniz?
Ulkeler ve devletler, yonetimi din ile karıştırıyorlar. Bu milyarlarca insanı acı icinde bırakacak olumcul bir karışımdır. Din cok ozel bir meseledir ve asla bir gosteri sporu değildir.
Yaptıklarınız icerisinde en cok gurur duyduğunuz şey nedir?
100'un uzerinde kitabım ve secebileceğiniz 1000 den fazla kısa makalelerim var. İletişim uydularını icat ettiğim ve bu sayede toplam I 5 pound para aldığım Extra Terrestrial Relays (Wireless World, Ekim 1945)adlı kitabımdan bahsetmek isterim. Bunun hemen ardından BBC yarışması icin I948'de yazılan (fakat yarışmaya kabul edilmeyen) ve sonraları geliştirilerek Staniey Kubrick ile film haline getirilen 'The Sentinel'(2001,: A Space Odyssey - 2001 Bir Uzay Macerası)'den de bahsedebilirim.
Arthur C. Clarke Hakkında:
Doğumu: 16 Aralık 1917 Minehead, Devon ingiltere.
Eğitimi: Huish Dil Okulu, Taunton (1927-1936), 1948 yılında Londra King's College'de matematik ve fizik eğitimi.
Kariyeri: Kraliyet Ordusunda radar uzmanı (1941-46) , İngiliz Gezegenler Derneği Başkanlığı (1946-47, 1950-53).
1947 den beri yazdığı 100'un uzerinde bilim ve bilimkurgu kitapları onu tum zamanların en cok satan bilimkurgu yazarı yaptı. Bunlardan bazıları: 2001 Bir Uzay Macerası, Şafak Projesi, Rama ile Buluşma, Kara Guneş.
Unvanları: 1998 yılında şovalye ilan edildi. 4923 numaralı bir Asteroid'e (Serenpidad- ceraptos arthurclarkei) ve bir dinozor yaratığı cinsine adı verildi.
**********************************************
Hic emekli olmayı duşundunuz mu?
Emeklilik planlarım hep başarızlıkla sonuclandı. Bu yuzden şimdi denemiyorum bile. Bu aralar Frederik Pohl son kitabımı tamamlıyor. "The Last Theorem", umduğumdan daha fazla zaman aldı. Bu benim son kitabım olabilir ama yinede az once soylediğim gibi.
2003 yılında Mars yuzeyinde bitki ortusu olduğunu iddia etmiştiniz. Buna hÂl inanıyor musunuz?
Mars'la ilgili yapılan son araştırmalardan elde edilen resimler uzerinde yaptığım calışmalardan sonra yuzeyde banyan bitkilerine cok benzeyen şeyler buldum. Mevsimler ile değişiklik gosteren ve yer değiştiren bu şeyler, en azından bir bitki ortusu olduğunu gosteriyor. Tabii, ki bu bir doğrulama gerektirir ki bunun yakında gercekleşeceğini umuyorum.
Hala 'Cold Fusion' (soğuk fuzyon) fikrini destekliyor musunuz?
Aslında soğuk değil ve muhtemelen fuzyon da değil, ama bir şeyler oluyor. Ticari boyutunu henuz gormemiş olmamıza rağmen, 10 yıldır, belki daha da fazla zamandır, bu yeni enerji deneyleri hakkında kendimi acık fikirli tutmaya calıştım. HÂi umudum var. Tabi ki, bu tuhaf derecede bol enerji sonucu doğuracak calışmalar geliştirilirse, gezegenimizde fosil yakıt cağını kapatıp, iklim değişikliği ile ilgili endişelere son vereceğiz ve boylece gezegenimizin jeopolitik yapısı korunacak.
Şu sıra başka yeni fikirleriniz var mı?
30 yıldan fazla bir suredir onayak olduğum uzay asansoru (kablo aracılığı ile nesneleri Dunya'dan uzaya nakletme) fikrine insanlar bir zamaniar gulerdi. Ama şimdi kimse gulmuyor. HÂl birden fazla evren ve zamanda yolculuk konularında acık fikirliyim.
Gunumuz genclerine bir mesajınız yar mı?
Clarke' in uc yasasını hatırla;
1. Eğer farklı ama biraz yaşlı bir bilim adamı, olası bir şeyden bahsediyorsa, neredeyse haklıdır. Eğer imkansız bir şeyden bahsediyorsa, muhtemelen yanılıyordur.
2. Mumkun olanın limitlerini keşfetmenin tek yolu, imkansızlığı hesaba katmamaktır.
3. Cok ileri bir teknoloji sihirden ayırt edilemez.
Bu soyleşi, KUL OYKU Dergisi'nin Haziran 2008 tarihli 8.sayısından alınmıştır.
https://forumla.net/
Yazar : Arthur C. Clarke
Cevirmen : Ayşe Taşkın Osman Talat Taşkın
Yayınevi : Baskan Yayınları
Tur / Konu : BilimKurgu
ISBN : #29901201
Sayfa : 196 sayfa
Orijinal Adı : The Sands of Mars
Orijinal Dili : Turkce
Basım Tarihi : 1983
Yirmi ucuncu Yuzyılda?
Mars?ta, aralarında Dunya?nın en parlak, zekÂlarının da bulunduğu bir grup insan, gezegenin yuzunu değiştirmek amacıyla savaş veriyorlardı.
? Son birkac haftada bu bitkiler nasılda buyumuştu!.. Şimdi boyları bir insan boyundan cok daha yuksekti. Gibson, bunların bir kısmının normal buyume olduğunu kabul etse de diğer etkenin ........ olduğunu cok iyi biliyordu.
?Şafak Projesi? tum hızıyla yaşıyordu.
Arthur C. Clarke _ Şafak Projesi Phobos Tıpkıcekim CS PDF:
Arthur C. Clarke _ Şafak Projesi Phobos Tıpkıcekim RCS PDF:
Cağımızın Jules Verne'i
Arthur C. Clarke
Bugun cılgınca kullanmakta olduğumuz cep telefonlarının babasını tanıyor muyuz? Buyuk bir olasılıkla, hemen hemen tum okurların vereceği yanıt 'bilemedim' olacaktır. Yuzu aşkın roman, bini aşkın oykunun yazarı ve "Oldukten sonra beni yazar yanımla anımsayın, denizaltı araştırmalarımla, uzay bilimi ile ilgili calışmalarımla değil" diyen Sir Arthur C. Clarke bir oykusunde soz ediyor uzaya atılacak bir uydu ile haberleşmeyi ve ondan yararlanan bilim dunyası cep telefonunu oluşturuyor... Unlu yonetmen Stanley Kubrick'in cok ses getiren filmlerinden birisi olan '2001 A Space Odssey'nin oykusunun yazarı ve filminin senaryosunun yardımcı yazarı da Arthur C. Clarke.
1945 yılında, insanların haberleşme sistemlerini uydular yoluyla yapacaklarını ortaya atmıştı, hayal gibi gelen bu duşuncesi, aradan on iki yıl gectikten sonra uzaya fırlatılan Sputnik 1 uydusu ile gercek olmuştu; o ise onundeki minik bilgisayarı aracılığı ile dunyayla durmadan haberleşmenin tadını cıkardığını soyluyordu. Clarke icin haberleşme, haberdar olmak, yaşamının en onemli parcalarından birisiydi. Belki de bu nedenle yirmi dort saat durmayan faks ve elektronik posta servislerinin başında surekli adamları bulunurdu. Dunyadan haberi olan, 1990 yılında yakalandığı bir hastalıktan oturu surekli tekerlekli iskemlede oturmak zorunda kalan yazarın artık roman yazmayacağını da o seyahatte oğrenmiştim... 2001 yılını yaşadıktan sonra olmek istediğini sık sık tekrarlayan Arthur C. Clarke, 2001 yılında tum dunyanın televizyonlarındaydı.
Arthur C. Clarke yuzu aşkın kitabı ve bini aşkın oykusu arasındaki uzayı ilgilendiren gercekustucu yaklaşımlarını her zaman bilimselliğe dayandırmayı istemiş ve uzayı yazmakta olduğu icin denizlerin altına inmesi gerektiğini duşunup bu işe başlamış. Onun deniz altındaki ağırlıksız ortamı keşfetmesi ise uzay araştırmaları merkezi NASA'nın astronotlarını su altında eğitmesine neden olmuş.
Stanley Kubrick'le birlikte yaptığı ve 1968'de Oscar odulunu paylaştığı '2001 A Space Odyssey' filminde 'HAL 9000' adıyla bir bilgi işlem sistemini anlatan yazar, insan duşuncesine yakın duşunebilen bu sistemin gercekleşmesinin eli kulağında olduğunu soylemişti, bir keresinde.
Arthur C. Clarke 1994 yılında Nobel Barış Odulu'ne aday gosterilmişti. Sri Lanka'nın başkenti Colombo'nun yakınlarındaki Moratuwa Universitesi'nin onursal başkanlığını da yapmış olan yazarın adına bu universitede kurulu bir de enstitu vardır.
Barışsever kimliği ile tanınan ve İngiltere Kralicesi'nden "Sir" unvanı alan Arthur C. Clarke, dunyanın pek cok universitesinden fahri doktorluk unvanları almıştı ve sayılamayacak kadar cok odulun sahibiydi. Birkac yıl once ABD'ye yaşayan Turk gazeteci Bircan UNVER'e son romanı The Last Theorem'in ilk el yazmalarını gostermişti. Ancak hastalıklar ve yorgunluk yazarın bu kitabını bitirmesini engelledi. Kitap, Amerikalı yazar Frederik POHL tarafından bitirilecek ve Ağustos 2008'de ABD ve Avrupa'da satışa sunulacaktır.
İngiltere'de Minehead, Somerset'de doğan Arthur C. Clarke kendi arzusu uzerine Colombo'da dini hicbir torenin yapılmadığı bir torenle yakıldı.
Bu yazı, Cuneyt AYRAL imzasıyla, 28.03.2008 tarihinde Radikal Kitap Ekinde yayınlanan roportajdan alınmıştır.
Bu soyleşi, BBC Focus dergisinin Aralık 2007 184.sayısında yayımlandı. Arthur C.CIarke'nin 90.yaşına basması nedeniyle yapılan bu soyleşiden dort ay sonra yazar (19 Mart 2008'de) sonsuzluğun uzay gemisiyle kendine ayrılmış olan yere ulaşmak icin yola cıktı.
Arthur C.CLARKE ile SOYLEŞİ
90 yaşına ulaşmak nasıl bir duygu?
Kendimi 85 yaşından daha yaşlı hissetmiyorum. Bob Hope'un da dediği gibi; "Doğum gunu pastasındaki mumlar pastadan daha masraflı oluyorsa yaşlandığını anlarsın." Ama işin kotu tarafı arkadaşlarımın coğu artık yaşamıyor
Bilim ve Teknoloji, sizin katılımınızla bir gelişme yaşadı mı?
1920'lerve 30'larda buyuyen birisi olarak bu kadar cok şeyi yaşayıp gorebileceğimi asla duşunemezdim. Gezegenler Derneğinde bizlerin boş zamanlarımızda, uzay yolculuğu hakkında konuştuğumuz doğrudur. Ancak hayal ettiklerimizin, yaşadığımız zaman sureci icerisinde gercekleşeceğini asla duşunmemiştik.
Dunya iklimindeki değişiklikler sizi endişelendiriyor mu?
Bize kendi kehanetimizi tahmin etme fırsatı verdiği icin felsefi olarak iyimserim. Gelecek yıllarda temiz enerji uretmekle durumu daha da kotuleştirmeyi engellemiş oluruz, ancak bu karışıklığın akıbeti olan kotu sonuclarla da yaşamak zorundayız. Ama insanlık bunun da ustesinden gelecektir.
İnsanlığın karşılaşacağı en buyuk tehdit nedir?
Organize din, ahlaki ve ruhsal kurtuluşa ermeyi engelleyerek akıllarımızı bulandıracaktır. Bu, tum zamanların en sinsi yayılan bir hastalığıdır. Umuyorum ki insanlığımız bir gun bu eski inancından vazgecebilecektir.
Dunyayı yonetiyor olsaydınız, neyi değiştirmek isterdiniz?
Ulkeler ve devletler, yonetimi din ile karıştırıyorlar. Bu milyarlarca insanı acı icinde bırakacak olumcul bir karışımdır. Din cok ozel bir meseledir ve asla bir gosteri sporu değildir.
Yaptıklarınız icerisinde en cok gurur duyduğunuz şey nedir?
100'un uzerinde kitabım ve secebileceğiniz 1000 den fazla kısa makalelerim var. İletişim uydularını icat ettiğim ve bu sayede toplam I 5 pound para aldığım Extra Terrestrial Relays (Wireless World, Ekim 1945)adlı kitabımdan bahsetmek isterim. Bunun hemen ardından BBC yarışması icin I948'de yazılan (fakat yarışmaya kabul edilmeyen) ve sonraları geliştirilerek Staniey Kubrick ile film haline getirilen 'The Sentinel'(2001,: A Space Odyssey - 2001 Bir Uzay Macerası)'den de bahsedebilirim.
Arthur C. Clarke Hakkında:
Doğumu: 16 Aralık 1917 Minehead, Devon ingiltere.
Eğitimi: Huish Dil Okulu, Taunton (1927-1936), 1948 yılında Londra King's College'de matematik ve fizik eğitimi.
Kariyeri: Kraliyet Ordusunda radar uzmanı (1941-46) , İngiliz Gezegenler Derneği Başkanlığı (1946-47, 1950-53).
1947 den beri yazdığı 100'un uzerinde bilim ve bilimkurgu kitapları onu tum zamanların en cok satan bilimkurgu yazarı yaptı. Bunlardan bazıları: 2001 Bir Uzay Macerası, Şafak Projesi, Rama ile Buluşma, Kara Guneş.
Unvanları: 1998 yılında şovalye ilan edildi. 4923 numaralı bir Asteroid'e (Serenpidad- ceraptos arthurclarkei) ve bir dinozor yaratığı cinsine adı verildi.
**********************************************
Hic emekli olmayı duşundunuz mu?
Emeklilik planlarım hep başarızlıkla sonuclandı. Bu yuzden şimdi denemiyorum bile. Bu aralar Frederik Pohl son kitabımı tamamlıyor. "The Last Theorem", umduğumdan daha fazla zaman aldı. Bu benim son kitabım olabilir ama yinede az once soylediğim gibi.
2003 yılında Mars yuzeyinde bitki ortusu olduğunu iddia etmiştiniz. Buna hÂl inanıyor musunuz?
Mars'la ilgili yapılan son araştırmalardan elde edilen resimler uzerinde yaptığım calışmalardan sonra yuzeyde banyan bitkilerine cok benzeyen şeyler buldum. Mevsimler ile değişiklik gosteren ve yer değiştiren bu şeyler, en azından bir bitki ortusu olduğunu gosteriyor. Tabii, ki bu bir doğrulama gerektirir ki bunun yakında gercekleşeceğini umuyorum.
Hala 'Cold Fusion' (soğuk fuzyon) fikrini destekliyor musunuz?
Aslında soğuk değil ve muhtemelen fuzyon da değil, ama bir şeyler oluyor. Ticari boyutunu henuz gormemiş olmamıza rağmen, 10 yıldır, belki daha da fazla zamandır, bu yeni enerji deneyleri hakkında kendimi acık fikirli tutmaya calıştım. HÂi umudum var. Tabi ki, bu tuhaf derecede bol enerji sonucu doğuracak calışmalar geliştirilirse, gezegenimizde fosil yakıt cağını kapatıp, iklim değişikliği ile ilgili endişelere son vereceğiz ve boylece gezegenimizin jeopolitik yapısı korunacak.
Şu sıra başka yeni fikirleriniz var mı?
30 yıldan fazla bir suredir onayak olduğum uzay asansoru (kablo aracılığı ile nesneleri Dunya'dan uzaya nakletme) fikrine insanlar bir zamaniar gulerdi. Ama şimdi kimse gulmuyor. HÂl birden fazla evren ve zamanda yolculuk konularında acık fikirliyim.
Gunumuz genclerine bir mesajınız yar mı?
Clarke' in uc yasasını hatırla;
1. Eğer farklı ama biraz yaşlı bir bilim adamı, olası bir şeyden bahsediyorsa, neredeyse haklıdır. Eğer imkansız bir şeyden bahsediyorsa, muhtemelen yanılıyordur.
2. Mumkun olanın limitlerini keşfetmenin tek yolu, imkansızlığı hesaba katmamaktır.
3. Cok ileri bir teknoloji sihirden ayırt edilemez.
Bu soyleşi, KUL OYKU Dergisi'nin Haziran 2008 tarihli 8.sayısından alınmıştır.
https://forumla.net/