Yaroslav Haşek - Kızıl Komser Tek Sayfa Tıpkıcekim PDF
Yaroslav Haşek - Kızıl Komser
"Aslan Asker Şvayk ve Diğer Oykuler"
Cem Yayınevi
Turkcesi: Can Yucel
Resimler: Josef Lada
226 sayfa, 1991.
Anarşist Alkolik Jaroslav Haşek*
Acıkcası hayatı bir utanc hikÂyesiydi. Dışarıdan belki bir Bolşevik gibi gorunuyordu ama aslında sadece birbolshie [1] idi. Hayata kotu başlamıştı ve hayatı giderek kotuye gitmişti. Bir ara Prag?daki rakip iki anarşist gazetenin editorluğunu yapıyor ve kendi yonettiği iki gazete arasında rezil bir polemik yurutuyordu. Yine editorluğunu yaptığı prestijli Animal World dergisi icin fantastik hayvanlar uyduruyor, sokaklardan caldığı kopekleri ?cins? hayvan diye satıyordu.
Tek kitabı olan Aslan Asker Şvayk coğunlukla sarhoş olduğu anlarda kaleme alınmıştı ve aslında meyhanede anlatılan hikÂyelerin bir derlemesinden başka bir şey değildi. Aynı zamanda gectiğimiz yuzyılın en beğenilen 100 kitabından biriydi tabii. Hayli kotu durumdaki Bohemyalı Jaroslav Haşek?in hayatı ve eserinin ozu boyleydi işte.
Haşek, tabiatı itibarıyla anarşizandı ve otoriteye tepkiliydi, ancak 1906-1909 yılları arasında Cek anarşist hareketi icerisinde aktif bir rol de almıştı. Anarşist grupların birinden, ofisin bisikletini bira ile takas ettiği icin atılmıştı. Bir tramvay işcisi olmasa da, tramvay işcileri grevlerinden birinin onculuğunu yapmıştı. Bir ayaklanmada polise taş attığı icin hapse atılmış, mahkemedeki ifadesinde ayaklanma sırasında yerde cok nadide bir fosil gorduğunu soylemişti. Kaybolmasından, veya daha kotusu bir silah olarak kullanılmasından, endişe ettiği icin de fosili oradan alıp tamamen koruma amaclı olarak bir duvarın otesine doğru acmış ve yanlışlıkla bir polis memuruna denk gelmesine yol acmıştı. Nişanlısı tarafından, endişeli kayınpederiyle tanıştırıldığında kendisini duzgun bir işe başladığı konusunda temin etmişti. ?Maaş ne kadar?? diye sorulduğunda da neşeyle ?Gunde iki litre bira? diye cevap vermişti.
Haşek?in en onemli projesi, 1911 Prag belediye secimlerine girmek uzere ?dort sanatcı yancısıyla birlikte- kurduğu ?Kanunlar Cercevesinde Barışcıl ve Ilımlı İlerleme Partisi? idi. Prag hÂl Avusturya-Macaristan İmparatorluğu?na bağlıydı ve sıkı bir sansur politikası yururlukteydi. Ancak Haşek bu sansuru, aşırı ılımlı bir parti kurarak aşıyordu. Parti toplantıları surekli barlarda duzenleniyor, kaotik bir gurultu patırtı icerisinde geciyor ve devlet karşıtı etkinliğe dair bir kanıt bulma peşindeki polisler ajanları tarafından da ziyaret ediliyordu.
Haşek?i acıktan imparatoru eleştirmek zorunda bırakacağını duşunen bir polis ajanı ?Kraliyet hakkında ne duşunuyorsun?? diye sormuştu kendisine. Haşek?in cevabı şoyleydi: ?Muazzam bir teşkilat. Sık sık kafayı bulduğum bir yerdir?.
Başka biri de ?İmparator?un resmini niye ters cevirdiniz, niye yuzu duvara bakıyor?? diye sorduğunda gelen cevap şuydu: ?Sinek falan uzerine sıcar da birisi ters bir yorum yapar diye duşunup onlem aldık?.
Gece toplantılarında gelen kalabalıklar buyuyunce, Haşek bir sonraki toplantıda anneanne ve babaannelerini oldurmuş 20 Prag belediye meclisi uyesinin adlarını acıklayacağını ilan etmişti. Bu vaat, beklediğinden fazla ilgi uyandırdı ve bir sonraki toplantıda salondaki devasa kalabalığın icinde cok sayıda polis ve resmi yetkili de vardı. Haşek bu kez fena koşeye sıkışmıştı ama her zamanki gibi ahbapları imdadına yetişti.
Haşek konuşmasına başlamadan once ?Parti Başkanı? (boyle biri yoktu) ciddi bir sesle aciliyet arz eden ve parti tuzuğundeki ?Tarım hakkında 35 sayılı madde? (boyle bir şey de yoktu) uyarınca oncelikli olarak cevaplanması gereken bir soru olduğunu duyurdu:
?Şap hastalığı hakkında ne duşunuyorsunuz??
?Bu son derece aptal bir soru, ancak yine de bir cevabı hak ediyor? diye sozlerine başlayan Haşek, 89 dakika boyunca Ostrogot ve Vizigot imparatorluklarında mal ve davara dadanan şap salgınları hakkında kesintisiz konuşmuş ve konuşmasının sonunda hastalığın son ve tek taşıyıcısının Prag belediye başkanı olduğunu ve kendisine acilen ağzını dezenfekte etmek icin 10 galon katran ruhu verilmesi gerektiğini belirtmişti. Dinleyiciler de o kadar katran ruhunu -ve tabii belediye başkanını- bulmak uzere salonu boşaltmışlardı.
Secim gunu gelip cattığında, sandıkların acılmasından birkac dakika sonra Haşek destekcileri, kendisinin ezici bir zaferle secimi kazandığını bildiren afişleri her yere asmaya başladılar. Tum secmenler karargÂh olarak kullanılan meyhaneye ickili bir kutlama yapmak uzere davet ediliyordu ve yuzlerce insan şimdiden davete icabet etmişti bile. Sonunda bir polis memuru toplantı yerine gelerek Haşek?ten afişlerin kaldırılmasını istedi. Haşek ise gariban polisi kolundan tutmuş ve onu emniyet muduru yaptığını, maaşını da uc katına cıkardığını ilan ederek yoluna gondermişti.
Haşek?in hayatının geri kalanı da sıradışıydı. Avusturya-Macaristan ordusuna alındıktan sonra Ruslar tarafından esir alındı. Ekim Devrimi?nden sonra kısa sureliğine Cek Lejyonu?na ve hemen arkasından Kızıl Ordu?ya katıldı. 1920?de Prag?a geri donene kadar burada kısa surede Siyasi Komiser rutbesine kadar yukseldi. Bundan sonraki uc yıl boyunca kÂğıt parcalarına oykuler yazdığı, sonra bunları kaybedip insanlara bir onceki gece anlattığı hikÂyeyi hatırlayıp hatırlamadıklarını sorarak ortalarda dolaştığı derbeder bir hayat surdu. Fevkalade icki iciyordu ve 1923 senesinde olduğunde 140 kilo geliyordu. Cesedi, evinin duvarı yıkılarak dışarı cıkarıldı.
Ancak Aslan Asker Şvayk?ın maceralarını yazmayı başarmıştı ve burada anlattıkları, kendi başına gelenlere bir hayli benziyordu. Akıllı ahmak rolunu oynayan ve otoriteye beyinsizce itaat tutumunu benimseyen Şvayk, tarihteki en anarşizan karakterdir. Kitabın ilk bolumunden bir paragraf şoyle:
Şvayk?ın her zaman gittiği meyhanenin sahibi surekli olarak onunla konuşmaktan kacınmaktadır cunku polis ajanları konuşmalarını duyar diye endişelidir. Şvayk bir gun meyhaneye girer ve mekanın sahibinin karısını ağlarken bulur.
- Sen buradan ayrıldıktan sonra kocam devlet duşmanı diye tutuklandı ve gecen hafta 10 yıl hapis cezası aldı!
- Muhteşem bir haber.
- Bunun neresi muhteşem haber?
- E, bir haftasını yatmış bile.
2000 yılının eylul ayında dunya bankası karşıtı eylemler icin Prag?daydım ve yanımda Jane Nicholl ile Martin Wright da vardı. Haşek?in mudavimi olduğu pek cok yerden biri olan turistik Chalice?e de gittik. Oradan ayrılırken biber gazı fişeklerinin ateşlendiğini duyduk ve sokak catışmalarının olduğu alanlardan yukselen dumanları gorduk. Koşarak catışmaların olduğu alana ilerledik. Hemen yerden bir taş aldım ve uzerinde fosil olup olmadığını kontrol ettim.
---------------------------------
[1] Bolşevik'ten tureme ama kucumseyici ve genelleyici. "Başıbozuk" gibi. Belki Turkcedeki komunist / "gomonis" ayrımına benziyor.
*1984'te İngiltere'de bir gazete tarafından "Britanya'nın en tehlikeli adamı" olarak nitelenmiş İngiliz anarşist ve aktivist Ian Bone tarafından Strike! Magazine icin yazılmış bir nevi Haşek biyografisi.
Strike! http://www.strikemag.org/
Polisantrik ?BIRAK FURUŞ EYLENSIN MALUMAT? polisantrik.blogspot.com.au isimli blog'dan alınmıştır. Kendilerine teşekkur ederim.
Kızıl Komser Tıpkıcekim Tek Sayfa PDF:
Kızıl Komser Tıpkıcekim Tek Sayfa PDF CS:
Cift sayfa anonim taramadan tek sayfa olarak duzenledim.
Bence yazarın meramını bizlere en uygun şekilde aktarabilecek cevirmen Can Yucel olmuş...
Kitabı ceviren Can Yucel'in ceviri tarzı hakkında aşağıdaki yazı bir fikir verebilir sanırım:
Şekspir?in 66.Sonesi ve Can Yucel?in Turkcesi
Bu adamlar var ya bu adamlar, bunlar var ya bunlar, bunlar var ya bunlar, ha bunlar, ha bunlar buyuk, cok buyuk adamlardırlar. Bu pezevenklerin gucleri sadece kentlerde yoksulun iki goz evine el koyup İsvicre bankalarında paket paket dolara cevirmekten ibaret değil vallahi. Haini beslemek, Mehmetcik?e kurşun sıkmaktan ibaret de değil. Bunlarda bir tanrısallık var kesinlikle.
Gene şimdi nerden cıktı bu zırvalar diyeceksiniz.
Alın dinleyin, okuyun? Ne yaparsanız yapın da Şekspir?e can kulağı verin. Onların uğruna geberdikleri paraya ?insanlığın orospusu? diyen Şekspir adamları daha o yuzyılda gormuş ve cığlık cığlığa olume sarılmış.
Dinleyin dedim, ama kimi dinleyeceksiniz?
İyi derecede İngilizce bilseniz de 66.Sone?yi yazıldığı bicimde dinlemek size tat vermeyecektir. İngilizce?ye vakıf rahmetli Ali Taygun geliyor gozumun onune. Kısasa Kısas?ı ceviriyordu. Saatlerce aynı sayfa acık olarak onunde durur, saatlerce duşunur, karıştırırdı.
O zaman ne yapacağız? Şekspir?den vaz mı gecelim?
Tolstoy?u sevelim. Ama Şekspir?den de vazgecmeyelim ve 66.Sone?yi Turkce yeniden yazan Can Yucel?e kulak verelim. Şekspir?in anadili Turkce olsa ve Turkce yazsaydı kesinlikle ?tek olum paklar beni? demezdi. Ama yuce mi yuce Can Yucel İngiltere?de doğsa ve Turkce yazsaydı, bu şiiri Şekspir değil de Can Yucel yazsaydı gene ?tek olum paklar beni? derdi.
İşte şiir cevirisi boyle bir şey.
Belki de bu işin cozumu, daha doğrusu yapılabilecek en doğru şey ceviriyi bir sayfaya, yazıldığı şeklindeki metni karşı sayfaya koymakla yetinmemek, merak eden okuyucu icin acıklama ve yorumlar eklemektir.
Şimdi Can Yucel?in 66.Sone Cevirisi
Orhan Sel, 10 Kasım 2012
66.Sone
Vazgectim bu dunyadan tek olum paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuc acmaya değmez.
Değil mi ki ciğnenmiş inancın en seckini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, horgorulmuş el emeği, goz nuru,
Odlekler gecmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki cılgınlık sahip cıkmış duzene,
Doğruya doğru derken eğriye cıkmış adın,
Değil mi ki kotuler kadı olmuş Yemen' e
Vazgectim bu dunyadan, dunyamdan gectim ama,
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
William SHAKESPEARE, Ceviri : Can YUCEL
Yaroslav Haşek - Kızıl Komser
"Aslan Asker Şvayk ve Diğer Oykuler"
Cem Yayınevi
Turkcesi: Can Yucel
Resimler: Josef Lada
226 sayfa, 1991.
Anarşist Alkolik Jaroslav Haşek*
Acıkcası hayatı bir utanc hikÂyesiydi. Dışarıdan belki bir Bolşevik gibi gorunuyordu ama aslında sadece birbolshie [1] idi. Hayata kotu başlamıştı ve hayatı giderek kotuye gitmişti. Bir ara Prag?daki rakip iki anarşist gazetenin editorluğunu yapıyor ve kendi yonettiği iki gazete arasında rezil bir polemik yurutuyordu. Yine editorluğunu yaptığı prestijli Animal World dergisi icin fantastik hayvanlar uyduruyor, sokaklardan caldığı kopekleri ?cins? hayvan diye satıyordu.
Tek kitabı olan Aslan Asker Şvayk coğunlukla sarhoş olduğu anlarda kaleme alınmıştı ve aslında meyhanede anlatılan hikÂyelerin bir derlemesinden başka bir şey değildi. Aynı zamanda gectiğimiz yuzyılın en beğenilen 100 kitabından biriydi tabii. Hayli kotu durumdaki Bohemyalı Jaroslav Haşek?in hayatı ve eserinin ozu boyleydi işte.
Haşek, tabiatı itibarıyla anarşizandı ve otoriteye tepkiliydi, ancak 1906-1909 yılları arasında Cek anarşist hareketi icerisinde aktif bir rol de almıştı. Anarşist grupların birinden, ofisin bisikletini bira ile takas ettiği icin atılmıştı. Bir tramvay işcisi olmasa da, tramvay işcileri grevlerinden birinin onculuğunu yapmıştı. Bir ayaklanmada polise taş attığı icin hapse atılmış, mahkemedeki ifadesinde ayaklanma sırasında yerde cok nadide bir fosil gorduğunu soylemişti. Kaybolmasından, veya daha kotusu bir silah olarak kullanılmasından, endişe ettiği icin de fosili oradan alıp tamamen koruma amaclı olarak bir duvarın otesine doğru acmış ve yanlışlıkla bir polis memuruna denk gelmesine yol acmıştı. Nişanlısı tarafından, endişeli kayınpederiyle tanıştırıldığında kendisini duzgun bir işe başladığı konusunda temin etmişti. ?Maaş ne kadar?? diye sorulduğunda da neşeyle ?Gunde iki litre bira? diye cevap vermişti.
Haşek?in en onemli projesi, 1911 Prag belediye secimlerine girmek uzere ?dort sanatcı yancısıyla birlikte- kurduğu ?Kanunlar Cercevesinde Barışcıl ve Ilımlı İlerleme Partisi? idi. Prag hÂl Avusturya-Macaristan İmparatorluğu?na bağlıydı ve sıkı bir sansur politikası yururlukteydi. Ancak Haşek bu sansuru, aşırı ılımlı bir parti kurarak aşıyordu. Parti toplantıları surekli barlarda duzenleniyor, kaotik bir gurultu patırtı icerisinde geciyor ve devlet karşıtı etkinliğe dair bir kanıt bulma peşindeki polisler ajanları tarafından da ziyaret ediliyordu.
Haşek?i acıktan imparatoru eleştirmek zorunda bırakacağını duşunen bir polis ajanı ?Kraliyet hakkında ne duşunuyorsun?? diye sormuştu kendisine. Haşek?in cevabı şoyleydi: ?Muazzam bir teşkilat. Sık sık kafayı bulduğum bir yerdir?.
Başka biri de ?İmparator?un resmini niye ters cevirdiniz, niye yuzu duvara bakıyor?? diye sorduğunda gelen cevap şuydu: ?Sinek falan uzerine sıcar da birisi ters bir yorum yapar diye duşunup onlem aldık?.
Gece toplantılarında gelen kalabalıklar buyuyunce, Haşek bir sonraki toplantıda anneanne ve babaannelerini oldurmuş 20 Prag belediye meclisi uyesinin adlarını acıklayacağını ilan etmişti. Bu vaat, beklediğinden fazla ilgi uyandırdı ve bir sonraki toplantıda salondaki devasa kalabalığın icinde cok sayıda polis ve resmi yetkili de vardı. Haşek bu kez fena koşeye sıkışmıştı ama her zamanki gibi ahbapları imdadına yetişti.
Haşek konuşmasına başlamadan once ?Parti Başkanı? (boyle biri yoktu) ciddi bir sesle aciliyet arz eden ve parti tuzuğundeki ?Tarım hakkında 35 sayılı madde? (boyle bir şey de yoktu) uyarınca oncelikli olarak cevaplanması gereken bir soru olduğunu duyurdu:
?Şap hastalığı hakkında ne duşunuyorsunuz??
?Bu son derece aptal bir soru, ancak yine de bir cevabı hak ediyor? diye sozlerine başlayan Haşek, 89 dakika boyunca Ostrogot ve Vizigot imparatorluklarında mal ve davara dadanan şap salgınları hakkında kesintisiz konuşmuş ve konuşmasının sonunda hastalığın son ve tek taşıyıcısının Prag belediye başkanı olduğunu ve kendisine acilen ağzını dezenfekte etmek icin 10 galon katran ruhu verilmesi gerektiğini belirtmişti. Dinleyiciler de o kadar katran ruhunu -ve tabii belediye başkanını- bulmak uzere salonu boşaltmışlardı.
Secim gunu gelip cattığında, sandıkların acılmasından birkac dakika sonra Haşek destekcileri, kendisinin ezici bir zaferle secimi kazandığını bildiren afişleri her yere asmaya başladılar. Tum secmenler karargÂh olarak kullanılan meyhaneye ickili bir kutlama yapmak uzere davet ediliyordu ve yuzlerce insan şimdiden davete icabet etmişti bile. Sonunda bir polis memuru toplantı yerine gelerek Haşek?ten afişlerin kaldırılmasını istedi. Haşek ise gariban polisi kolundan tutmuş ve onu emniyet muduru yaptığını, maaşını da uc katına cıkardığını ilan ederek yoluna gondermişti.
Haşek?in hayatının geri kalanı da sıradışıydı. Avusturya-Macaristan ordusuna alındıktan sonra Ruslar tarafından esir alındı. Ekim Devrimi?nden sonra kısa sureliğine Cek Lejyonu?na ve hemen arkasından Kızıl Ordu?ya katıldı. 1920?de Prag?a geri donene kadar burada kısa surede Siyasi Komiser rutbesine kadar yukseldi. Bundan sonraki uc yıl boyunca kÂğıt parcalarına oykuler yazdığı, sonra bunları kaybedip insanlara bir onceki gece anlattığı hikÂyeyi hatırlayıp hatırlamadıklarını sorarak ortalarda dolaştığı derbeder bir hayat surdu. Fevkalade icki iciyordu ve 1923 senesinde olduğunde 140 kilo geliyordu. Cesedi, evinin duvarı yıkılarak dışarı cıkarıldı.
Ancak Aslan Asker Şvayk?ın maceralarını yazmayı başarmıştı ve burada anlattıkları, kendi başına gelenlere bir hayli benziyordu. Akıllı ahmak rolunu oynayan ve otoriteye beyinsizce itaat tutumunu benimseyen Şvayk, tarihteki en anarşizan karakterdir. Kitabın ilk bolumunden bir paragraf şoyle:
Şvayk?ın her zaman gittiği meyhanenin sahibi surekli olarak onunla konuşmaktan kacınmaktadır cunku polis ajanları konuşmalarını duyar diye endişelidir. Şvayk bir gun meyhaneye girer ve mekanın sahibinin karısını ağlarken bulur.
- Sen buradan ayrıldıktan sonra kocam devlet duşmanı diye tutuklandı ve gecen hafta 10 yıl hapis cezası aldı!
- Muhteşem bir haber.
- Bunun neresi muhteşem haber?
- E, bir haftasını yatmış bile.
2000 yılının eylul ayında dunya bankası karşıtı eylemler icin Prag?daydım ve yanımda Jane Nicholl ile Martin Wright da vardı. Haşek?in mudavimi olduğu pek cok yerden biri olan turistik Chalice?e de gittik. Oradan ayrılırken biber gazı fişeklerinin ateşlendiğini duyduk ve sokak catışmalarının olduğu alanlardan yukselen dumanları gorduk. Koşarak catışmaların olduğu alana ilerledik. Hemen yerden bir taş aldım ve uzerinde fosil olup olmadığını kontrol ettim.
---------------------------------
[1] Bolşevik'ten tureme ama kucumseyici ve genelleyici. "Başıbozuk" gibi. Belki Turkcedeki komunist / "gomonis" ayrımına benziyor.
*1984'te İngiltere'de bir gazete tarafından "Britanya'nın en tehlikeli adamı" olarak nitelenmiş İngiliz anarşist ve aktivist Ian Bone tarafından Strike! Magazine icin yazılmış bir nevi Haşek biyografisi.
Strike! http://www.strikemag.org/
Polisantrik ?BIRAK FURUŞ EYLENSIN MALUMAT? polisantrik.blogspot.com.au isimli blog'dan alınmıştır. Kendilerine teşekkur ederim.
Kızıl Komser Tıpkıcekim Tek Sayfa PDF:
Kızıl Komser Tıpkıcekim Tek Sayfa PDF CS:
Cift sayfa anonim taramadan tek sayfa olarak duzenledim.
Bence yazarın meramını bizlere en uygun şekilde aktarabilecek cevirmen Can Yucel olmuş...
Kitabı ceviren Can Yucel'in ceviri tarzı hakkında aşağıdaki yazı bir fikir verebilir sanırım:
Şekspir?in 66.Sonesi ve Can Yucel?in Turkcesi
Bu adamlar var ya bu adamlar, bunlar var ya bunlar, bunlar var ya bunlar, ha bunlar, ha bunlar buyuk, cok buyuk adamlardırlar. Bu pezevenklerin gucleri sadece kentlerde yoksulun iki goz evine el koyup İsvicre bankalarında paket paket dolara cevirmekten ibaret değil vallahi. Haini beslemek, Mehmetcik?e kurşun sıkmaktan ibaret de değil. Bunlarda bir tanrısallık var kesinlikle.
Gene şimdi nerden cıktı bu zırvalar diyeceksiniz.
Alın dinleyin, okuyun? Ne yaparsanız yapın da Şekspir?e can kulağı verin. Onların uğruna geberdikleri paraya ?insanlığın orospusu? diyen Şekspir adamları daha o yuzyılda gormuş ve cığlık cığlığa olume sarılmış.
Dinleyin dedim, ama kimi dinleyeceksiniz?
İyi derecede İngilizce bilseniz de 66.Sone?yi yazıldığı bicimde dinlemek size tat vermeyecektir. İngilizce?ye vakıf rahmetli Ali Taygun geliyor gozumun onune. Kısasa Kısas?ı ceviriyordu. Saatlerce aynı sayfa acık olarak onunde durur, saatlerce duşunur, karıştırırdı.
O zaman ne yapacağız? Şekspir?den vaz mı gecelim?
Tolstoy?u sevelim. Ama Şekspir?den de vazgecmeyelim ve 66.Sone?yi Turkce yeniden yazan Can Yucel?e kulak verelim. Şekspir?in anadili Turkce olsa ve Turkce yazsaydı kesinlikle ?tek olum paklar beni? demezdi. Ama yuce mi yuce Can Yucel İngiltere?de doğsa ve Turkce yazsaydı, bu şiiri Şekspir değil de Can Yucel yazsaydı gene ?tek olum paklar beni? derdi.
İşte şiir cevirisi boyle bir şey.
Belki de bu işin cozumu, daha doğrusu yapılabilecek en doğru şey ceviriyi bir sayfaya, yazıldığı şeklindeki metni karşı sayfaya koymakla yetinmemek, merak eden okuyucu icin acıklama ve yorumlar eklemektir.
Şimdi Can Yucel?in 66.Sone Cevirisi
Orhan Sel, 10 Kasım 2012
66.Sone
Vazgectim bu dunyadan tek olum paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuc acmaya değmez.
Değil mi ki ciğnenmiş inancın en seckini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, horgorulmuş el emeği, goz nuru,
Odlekler gecmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki cılgınlık sahip cıkmış duzene,
Doğruya doğru derken eğriye cıkmış adın,
Değil mi ki kotuler kadı olmuş Yemen' e
Vazgectim bu dunyadan, dunyamdan gectim ama,
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
William SHAKESPEARE, Ceviri : Can YUCEL