• 14-07-2022, 00:27:26
    #1

    Modern iktisadın en gozde tarihî romanlara taş cıkartacak hoş, ilginc bir hikÂyesi vardır. Oğrencilerin bu dersi genellikle sıkıcı, kasvetli veya donuk bulmalarının en başta gelen nedeni ders kitaplarında iktisadî duşuncenin seruveninin adeta bir "olu iktisatcılar gecidi" şeklinde anlatılmasıdır. Coğunlukla, iktisadî oğretilerin tarihsel seyri tutarlı ve butuncul bir cerceveye oturtulmadan, kronolojik bir sırayla, oğrencilere yığınla isim, eser ve goruş anlatılır. Zavallı oğrenci de derste iktisadî duşuncenin evrimini anlamak yerine daha cok, bu kadar ismi ve goruşu sınavda nasıl hatırlayabileceği endişesiyle kıvranır durur.

    İşte elinizdeki kitap, soz konusu dersi sıkıcılıktan kurtarma ve gerek oğrenci, gerekse hoca icin daha cekilir ve daha kolay anlaşılabilir kılma yolunda uc onemli yenilik sunuyor, ki bu kısmen, "Piyasada bunca İktisadî Duşunceler kitabı varken yeni bir kitap daha cevirmeye gerek var mıydı?" sorusunun da cevabını oluşturmaktadır: 1) İktisadî duşuncenin gelişimini icsel tutarlılığı olan butuncul bir cerceveye oturtmak, 2) İktisat bilimine katkıda bulunmuş buyuk insanları "sarkac" değil, "totem direği" yaklaşımına gore sıralamak, 3) İktisatcıların ozel hayatlarından kesitler sunarak onlarla insani bir iletişim kurmamızı kolaylaştırmak.

    Peki "sarkac" ile totem yontemi arasındaki fark nedir? Sarkac yaklaşımına gore duşunce yelpazesi "aşırı sol"dan "aşırı sağ"a uzanan bir yorungeye oturtulmakta, aşırı soldan başlayarak biraz iceride "radikalizm," sonra "liberalizm," daha sonra "muhafazakÂrlık" duraklarından gecilerek aşırı sağa varılmaktadır. Buna gore orneğin Smith, Marx ve Keynes bir sıralamaya tÂbi tutulacak olsa, radikal kanadı Marx, muhafazakÂr kanadı Smith, ortadaki "ılımlı" ve "dengeli" konumu simgeleyen liberal kanadı ise Keynes temsil etmektedir. Oysa Skousen kitabında Marx ile Smith'i birbirinin simetriği olarak gosteren ve Keynes'i one cıkaran bu yaklaşımı bir kenara bırakarak, en fazla sevilen kabile şeflerini en tepeye, daha az sevilen şefleri onun altına sırasıyla yerleştiren kızılderili geleneklerinden ilham alan totem direği yaklaşımını denemektedir. Buna gore, "iktisadî ozgurluğe ve yukselen hayat standardı anlamında en hızlı iktisadî buyumeye katkıda bulunma" kriterine gore en başarılı iktisatcıyı en tepeye, daha az ozgurluğu savunan ve onerdikleri politikalar daha yavaş buyumeye yol acan iktisatcıları ise daha alt sıralara yerleştirmek gerekmektedir. Nitekim, bu yaklaşım denendiğinde yukarıdaki sıralama değişmekte, Smith'in savunmuş olduğu bireylere ve firmalara maksimum ozgurluk ve minimum devlet mudahalesine dayalı laissez-faire kapitalizmini en fazla benimsemiş ulkelerin daha hızlı buyumuş ve daha yuksek yaşam standardını tutturmuş olmaları nedeniyle, Smith direğin en tepesine yerleşmeyi haketmektedir.

    Kitaptaki bu yeniliklerin yanında iktisat duşunurlerinin hayatlarından alıntılanan kesitler ilgi cekicidir. Adam Smith'in evinin yolunu şaşıracak kadar dalgın ve aynı zamanda uyur gezer olduğunu, Marx'ın kafataslarını inceleyerek insanların kimlikleri ve kişilikleriyle ilgili yorumlarda bulunmaya meraklı olduğunu, John Stuart Mill'in uc yaşında Yunanca, sekizinde Latince, ondordunde iktisat oğrenip yirmisinde sinir hastası hÂline gelen bir talihsiz olduğunu, Weber ile Schumpeter'in Viyana kahvelerinden birinde Sovyetler Birliği'ndeki kanlı devrim uzerine birbirlerine bağırarak kavga ettiklerini oğreniyoruz.

    İktisadî Duşunce Tarihi: Modern İktisadın İnşası, iktisadi duşunce tarihine taze, sağlam ve etraflı bir giriş yapmak isteyenlerin ve iktisada ilgi duyanların başucu kitabı olmaya adaydır.
    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.