Asya’dan gelmiştik, ama gozumuz arkada kalmıştı. Arada sırada kesintiye uğrasa bile cok eski donemlerden beri kopup geldiğimiz topraklarla bağlarımız hep var olmuştu. Ancak demir perdeli yıllarda bu bağlar epeyce zayıfladı.

Sovyetler Birliği’nin kısıtlamaları eşliğindeki seyrek buluşmalarda duygulu anlar yaşanır, bu esnada kitap alışverişleri de olurdu. Elde var olan konuyla ilgili eserler neredeyse bunlardan ibaretti. Bu yuzden de cağdaş Turk lehcelerine ait kaynaklar son derece sınırlıydı.

Kopan bağların guclendirilmesi ise; karşılıklı olarak bu lehcelerle ortaya konulmuş kultur, dil ve edebiyat eserlerinin okunmasına ve yazılmasına bağlıydı. Sovyetler’in dağılması ve bağımsız Turk cumhuriyetlerinin ortaya cıkmasıyla birlikte bu konuda buyuk fırsatlar doğdu.

Başını Prof. Dr. Ahmet B. Ercilasun’un cektiği bir grup akademisyen, 1990’lı yıllarda Turk lehceleri uzmanlarını yetiştirmeye başladılar. Bu uzmanlar da değişik lehcelerin gramerlerini hazırladılar.

Etkileşim, 2015

ALINTIDIR

Gizli İçerik:
Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.