2011’de 57 yaşındaki A isimli bir İngiliz erkek bayılıp hastaneye kaldırılmış. Sağlık gorevlileri kasıklarından sonda takarken kalbi durmuş. Beyne giden oksijen kesilmiş. A olmuş.
Fakat sonra neler olduğunu hatırlıyor. Doktorlar kalbi calıştırmak icin şok uygulamışlar. A bu arada konuşmaları duyuyormuş. Sonra tavanda tuhaf bir kadın gormuş. Bedeninden ayrılıp onun yanına cıkmış. “Sanki beni tanıyordu, sanki ona guvenebilirmişim gibi geldi,” diye hatırlıyor. “Yukarıdan bedenime baktım, hemşire ve kel kafalı bir doktor uğraşıyordu benimle.”
Hastane kayıtları A’nın bilincini yitirmişken gorduğu insanların gercekten de orada olduklarını ve A’nın anlattığı işlemleri yaptıklarını doğruluyor. Oysa biyolojik kurallara gore, bu uc dakikalık ara aşamada yaşananları A’nın fark etmesi mumkun değil.
A’nın hikayesi olume yakın deneyim yaşayanların hissettiklerine dair inanclara ters duşuyor nitelikte. Bugune kadar, kalbin durduğunda beyne oksijen gitmediği icin farkındalık halinin son bulduğuna inanılıyordu. O noktada kişi tıbben oludur. Fakat onu geri getirmek hala mumkun olabilir.
Boyle bir deneyim yaşayanlar, yani olumden donenler o ana dair hatırladıklarını anlatmıştır. Doktorlar genellikle bu anlatıları halusinasyon olarak değerlendirip goz ardı etmiş, araştırmacılar ise olume yakın deneyimleri bilimsel araştırmaların erişebileceği alan dışında gordukleri icin bu konuya fazla el atmamıştı.
Fakat New York’taki bir universitede resusitasyon (canlandırma) bolum başkanı Sam Parnia ve ekibi dort yıl boyunca 2000 kalp durması vakasında yaşananları inceledi.
Bunların yuzde 16’sı hayata geri dondurulebilmişti. Parnia ve ekibi bunların 101’inin kalp durması sırasında yaşadıkları deneyimleri inceledi. Amacları, bu insanların zihinsel ve bilişsel olarak etraflarında olup bitenlerin farkında olup olmadıklarını tespit etmekti.
Olumun yedi tadı
Araştırmaya katılanların yaklaşık yarısı olum anına dair bir şeyler hatırlıyordu. Fakat A ve başka bir kadının yaşadığı beden dışına cıkma deneyimi dışında, diğer hastaların anlattıkları o sırada gercekleşen asıl olaylarla ortuşmuyordu.
Onların anlattıkları ruya benzeri, halusinasyon iceren senaryolardı. Bunları yedi kategoride toplayan Parnia “Coğu, olume yakın deneyimler olarak bilinen anlatımlarla benzerlik gostermiyordu. Zihinde yaşanan olum deneyimi gecmişte farz edilenlerden farklıydı,” diyor.
Bu yedi deneyim şoyle sıralanıyor:
Korku
Hayvan ya da bitki gormek
Parlak ışık
Şiddet ve eziyet
Dejavu
Aileyi gormek
Kalp durması sonrası olanları hatırlamak
Bu deneyimlerin bazısı korkunc, bazısı ise mutluluk verici olarak tanımlanıyor. Bir hasta, “Bir torene katılmıştım… benim yakılmam icin yapılan bir torene,” diye hatırlarken bir başkası da “Benimle birlikte dort kişi daha vardı, kim yalan soyluyorsa o olecekti… Tabut icinde insanların dik bir şekilde gomulduğunu gordum,” diye anlatıyordu. Biri “derin bir suyun icinde suruklendiğini,” bir başkası ise “kendisine oleceğinin ve bunun en cabuk yolunun, hatırladığı en kısa kelimeyi soylemekten gectiğinin soylendiğini” belirtiyordu.
Bazıları ise tam tersi bir duygu hissettiklerini ifade ediyordu. Araştırılanların yuzde 22’si “huzur ve mutluluk” duygusu hissetmiş, bazıları “ciceksiz bitkiler” ya da “aslanlar ve kaplanlar”, “parlak bir ışık” veya aileleriyle kavuşma anını gorduklerini soylemişti. Duyumlarda bir artış, zamanın gecişiyle ilgili algıda carpılma ve bedenden ayrılma hissi de yaygın olarak anlatılanlar arasındaydı.
Parnia, olumden donen insanların o anda bir şeyler hissettiklerine dair anlatıların gercek olduğunu, ancak bireylerin bunları nasıl yorumladıklarının gecmişlerine ve onceki inanclarına bağlı olduğunu belirtiyor.
“Ruh, cennet, cehennem gibi şeyler anlatıldığında ne demek istediklerini anlaması zor. Cunku doğduğunuz yere ve gecmişinize, kulturunuze bağlı olarak neyi nasıl yorumladığınız da değişecektir. O yuzden bu anlatıları dinsel boyuttan kurtarıp objektif kılmak onemli.”
Objektif yaklaşım
Araştırmacılar kimlerin olum anında bazı şeyler hatırlayabileceği konusunda ongorude bulunmalarını sağlayacak herhangi bir ozellik keşfetmiş değil. Ayrıca bazı insanların korkunc şeyler hatırlarken bazılarının neden huzur hissettiği de bilinmiyor.
Parnia, olume yakın deneyimleri hissedenlerin sayısının bu araştırmaya yansıyanlardan daha fazla olduğuna inanıyor. Bircok vakada ise kalp durmasının ardından beyinde gercekleşen şişme nedeniyle ya da verilen yatıştırıcılar yuzunden hafıza silinmiş oluyor.
Fakat insanlar o ana dair herhangi bir şey hatırlamasa da bilincaltında etkileniyor yine de. Parnia, kalp durması sonrası hastaların yeniden hayata dondurulmesinin ardından tepkilerin buyuk farklılık gostermesini buna bağlıyor. Bazıları olumden korkmayan, fedacı bir yaklaşımı benimserken, bazıları da stres sonrası travma belirtileri gosteriyor.
Parnia ve ekibi bu araştırmanın devamı olarak bu soruları ele alacak calışmalar planlıyor. Olume yakın deneyimlerin dini ya da şupheci yaklaşımdan arındırılarak objektif ele alınması konusunda da bu calışmaların katkıda bulunmasını umuyor.
__________________
Olumden Donenler Neler Hatırlıyor?
Bilim ve Teknoloji0 Mesaj
●36 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Teknoloji Forumları
- Bilim ve Teknoloji
- Olumden Donenler Neler Hatırlıyor?
-
04-09-2019, 13:35:51