Arkadaşlar sanat dunyası ne yazık ki genc yaşta cok onemli değerlerinden birini daha kaybetti...
Kıvırcık Ali olarak unlenen Turk halk muziğinin en sevilen sanatcılarından biri olan Ali Ozutemiz kendi arabasıyla yaptığı trafik kazası sonucu aramızdan ayrılarak Hak'kın rahmetine kavuşmuştur.Kendisine sonsuz rahmet sevdiklerine ve ailesine sabır diliyorum...


Kıvırcık Ali olarak bilinen Turk halk muziği sanatcısı Ali Ozutemiz, Catalca'da gecirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetti.
Sabah 05.30 sıralarında Catalca Tepecik mevkiinde meydana gelen kazada Ali Ozutemiz'in otomobilinin takla attığı ifade edildi.
Beşiktaş'taki studyosunda album calışması yapan sanatcının sabaha karşı evine giderken kaza gecirdiği bildirildi. 42 yaşındaki Ozutemiz'in hayatını kaybettiği, cesedinin ise hastane morguna kaldırıldığı oğrenildi.
Kıvırcık Ali okuduğu, "Isırgan Otu", "Tukendim" ve "Gulum" isimli eserlerle akıllarda yer yapmıştı.
Kıvırcık Ali kimdir?
11 Ekim 1968 Tokat
Asıl Adı Ali OZUTEMİZ olan, Kıvırcık Ali yılında Tokat’ın Turhal ilcesinin Erenli Koyu’nde, dokuz kardeşin en kucuğu olarak dunyaya geldi. Doğduğu gun babasının olumunun 40 ekmeği verilmekteydi. Hal boyle iken dedesi “İşte oğlum geri dondu” der ve babasının ismi olan ALİ adını verir. Babası kendi yoresinde Aşık ALİ olarak bilinen ve cok sevilen mahalli bir halk ozanıdır. Sanatcı buyuyup okul cağlarına geldiği zaman turkuler soylemeye başlar. Bağlamaya ve halk muziğine olan ilgisi, koye gelen ozanları ve dedeleri kapı aralarından dinleyerek başlamıştır. Kah ırgat tarlasına ekmek gotururken, kah koyun kuzunun peşinde koşarken can sesleri ile sesinin birleştiği anda her şeyi unutur, unutur da bir turku tutturur.


Bir kayanın ustunde turku soylerken hayallere dalar ve bu esnada derinden bir ses duyar; “guccuk guccuk” diye, bu ses evin en kucuğu olmasından dolayı guccuk ismini takan annesi Gulbahar hanıma aittir. Oğlunun bu durumunu fark eden Gulbahar hanım, elinden tuttuğu gibi eve goturur ve gozu gibi koruduğu bağlamayı sakladığı yerden cıkararak “al guccuğum Ali’m babandan sana yadigar” deyip bağlamayı eline tutuşturur. Sanatcı buyuk bir sevincle annesinin elini operek bağlamayı alır. Hayatında ilk kez mutluluğun goz yaşlarını o an doker. Sevinci cok uzun surmez ve bağlaması bir kaza sonucu kırılır. Onca yoksulluğa ve maddi imkansızlıklara rağmen, bu duruma uzulduğunu goren eniştesi Mehmet ve en buyuk abisi Sadık, fırtınalı karlı bir kış sabahı sanatcıyı da yanlarına alarak Turhal’ın yolunu tutarlar. Turhal’da bulunan Kılıc Saz Evi’ne giderek, yeni bir bağlama alırlar ve Kucuk Ali bağlamasına kavuşmanın mutluluğu ile koye doner.
O donemde İstanbul’dan eşini defnetmek icin gelen Ozan Mahmut KAYA, bu uzuntusune rağmen ricaları kıramayarak sanatcıya 15 gun boyunca ders verir. Bu surecte koyde hem dedelik, hem de ozanlık geleneğini surduren Sadık KORPECİ dededen de feyz alan sanatcı ilkokul 3’uncu sınıftan itibaren sınıf oğretmeni Fevzi KUPELİ’nin de desteği ile bağlamasını geliştirmeye devam eder.
Mahzuni ŞERİF, Abdullah PAPUR, Ali KIZILTUĞ, Ali Ekber CİCEK, Muhlis AKARSU, Rıza ASLANDOĞAN, Arif SAĞ, Musa EROĞLU ve Sebahat AKKİRAZ gibi buyuk ustatları dinleyerek buyur ve ornek alır. Zamanın coğunu bağlama calarak geciren sanatcı artık epey yol kat etmiş ve cevre koylerde de fark edilerek davet edilmeye başlanmıştır….


Sanatcı bu sureci şoyle anlatır;
“1968’de Tokat’ın Turhal ilcesinin Erenli Koyunde doğdum. Babamı hic gormedim, ben doğmadan 37 gun once bir kazada vefat etmiş. 9 kardeş yetim buyuduk. Ben en kucukleriyim, yani annemin de dediği gibi ailenin en guccuğu. Okul yıllarımda calışkan, başarılı ve bir o kadar da haylaz bir cocuktum, ele avuca sığmazdım. Oğretmenlerim bana Cin Ali derlerdi neydem dedeme cekmişim. İlk okuldan sonra maddi imkansızlıklar ve yetersiz koşullardan dolayı okul hayatıma son vermek zorunda kaldım. İşte boyle başlayan oykum buyuk abim Sadık’ın da desteği ile 1983’te beni İstanbul’a kadar getirdi. Oyle değil midir? Yoksulluk Anadolu insanını hep gurbete duşurmemiş midir? Belki once koyden bir kasabaya, sonra buyuk kentlere ya da dunyanın dort bir bucağına… Yani benim deyimimle “Ucuncu gurbete” say say bitmez.
İstanbul Kasımpaşa’da Gungor Saz Evi ve yapım atolyesinde calışmaya başladım. 1,5-2 yıl surdu. Aynı zamanda Tepebaşı Gazinosunda duzenlenen ses yarışmasında Aşıklama dalında birincilik aldım. 1985 yılında ASM Muzik Kursu’na kayıt oldum. 3 ay suren solfej eğitiminden sonra aidatlarımı odeyemediğim icin ayrılmak zorunda kaldım. Oradan ayrıldıktan sonra da 3 yıl kadar konfeksiyon atolyelerinde calıştım. Bu surecte gece kuluplerinde, duğun salonlarında vb… bağlama calarak, zor koşullarda hayata tutunma mucadelesi verdim.”
Gazino ve duğun salonlarında calışmaya başladıktan sonra saclarının uzun ve kıvırcık olmasından dolayı Kıvırcık Ali olarak anılmaya başlar ve 1988 de Şadıman Hanımla evlenir. Oğlu Eren ve kızı Ecemgul hayatına kocaman bir mutluluk getirirler. Bugun Eren 15, Ecemgul, 10 yasında .Hayat iste! Bugun bu evlilik suruyor olmasa da Kıvırcık Alinin cocuklarına duşkunluğu biliniyor. Ayrıca yokluğunu aratmayan Şadıman Hanımla da saygın bir ilişkisi var… 1990-91 yıllarında vatani gorevini yapar. Askerden sonra artık kendi duygularını muzikal anlamda dile getirmeye başlayan sanatcı, besteleri kendisine ait olan ve zor koşullarda calışıp kazandığı birikimi ile 1994-1998 yılları arasında 3 album yapar ama maddi imkansızlıklardan dolayı bu albumler piyasaya surulemez.
1995’de İbrahim AKKAYA ve Mustafa YILMAZ ile birlikte Grup Turnalar’ı kurarlar. 1996’da ilk albumleri olan “Turkulerden Turkulere Yol Eyledik“ adlı albumle profesyonelliğe adım atar. 1998’de ikinci albumleri olan “Turkuler Kimliğimiz” i cıkartırlar. Bu albumde muziği Kıvırcık Ali’ye ait olan “Turnalar” adlı eser de yer alır. 1983’ten bu yana maddi manevi desteğini esirgemeyen, hala produktoru olan, kirvesi ve can yoldaşım dediği İbrahim YILMAZ’ın desteğiyle 1999 yılında ilk solo albumu olan “Gul Tukendi Ben Tukendim” piyasaya cıkar. Kıvırcık Ali muzik ile ic ice buyudu, emek verdi. Albumlerine gelince, her defasında ayrı bir tat ve renk alınıyor, dinledikce dinlenesi gelen turkuler ile dilini cozuyor gecelerin.
Muzik hayatına ilk adımını attığında yol gostericileri ve manevi destekcileri; Musa EROĞLU, Guler DUMAN, Edip AKBAYRAM olur. Kıvırcık Ali ise onların rehberlikleri doğrultunda kendini her daim geliştirerek, Turkiye’yi en ucra koşesine kadar dolaşıp konserler verdi. Almanya’ya o kadar cok gidip geldi ki, bir gun vizesinde problem cıkıp Almanya’ya giremeyince oradaki Turkler Alman Konsolosluğu’nu telefon yağmuruna tutar ve vizesindeki sorun giderilir. Muzik piyasası geleneksel kalıplarıyla başarısına akıl sır erdirememişse de aslında O’nun sırrı basit: Yureğinin huznunu, sevincini, burukluğunu, coşkusunu turkuleri aracılığıyla dunyaya haykırmak.
O her kesime hitap ediyor; Solcusu, sağcısı, rockcısı, popcusu her kesimden dinleyeni var. İlk zamanlar ismi biliniyor ama kendisi bilinmiyordu. Şimdi ise tum kitlelere hitabından dolayı herkes tarafından tanınıyor. Geniş bir dinleyici kitlesine sahip. Albumlerinde en az on eserin muziği kendisine ait. Bestelerini Edip AKBAYRAM ve Sibel CAN’ başta olmak uzere bir cok sanatcı seslendirmiştir. Kısa zaman icerisinde yurt dışındaki gurbetcilerimize konserler vererek, ozellikle ozanlık geleneğini, Anadolu turkulerini icinde barındıran besteleri ve kendi tarzını ortaya koyan yorumuyla, unu Avustralya ve Kanada’ya kadar ulaştı.
Kıvırcık Ali’nin seruveni “GUL TUKENDİ BEN TUKENDİM”, “ISIRGAN OTU”, “UCUNCU GURBET” adlı albumleri ile başladı ve bu seruven, daha nice turku ureteceğe benzer. Bilindiği uzere, ozellikle Halk Sanatcısı, kendisine ve topluma yabancılaşmayan, oznel hayat tecrubesini sanatının gucuyle halkıyla butunleştirebilen ve bu surecte halkının duygularına da tercuman olabilmeyi başaran kişidir. Bu bağlamda Kıvırcık Ali, oznel dramlarını Turkulerimizin o inanılmaz deryası icinden gelen bir coşkuyla “GERİYE DONUN SENELER” isimli son albumuyle adeta bu mevsimde gonlumuze duşen, dorduncu bir cemre misali surdurmektedir.
Zaten parlak yıldızlar, kendi mutavazi golgelerinde, kendileri gibi olmaya calışırlarken doğarlar. Nice duygu ve nağme tezatlarıyla gelen ve nice bir o kadar hayat kokan albumlere, Kıvırcık Ali
Şarkıları
Ağlar Oldum
Bugun Ben Bir Guzel Gordum
Fatma Bacı
Feride
Gulum
Isırgan Otu
Sen Kalbimin Direğisin
Tez Yetiş
Ucuncu Gurbet