Elena adlı Rum fahişeyi canlandıran Beren Saat'le filmi, rolunu ve 6-7 Eylul olaylarını konuştu.



Kanal D'de ekrana gelen "Aşk-ı Memnu" dizisinde Bihter roluyle izlediğimiz Beren Saat, Beyoğlu ve Tunel'de kurulan platoda "Guz Sancısı" adlı sinema filmi icin de kamera karşısında. Seninle dergisi, Turkiye'nin huzunlu bir donemini anlatan filmde Elena adlı Rum fahişeyi canlandıran Saat'le filmi, rolunu ve 6-7 Eylul olaylarını konuştu.
"Hatırla Sevgili" bir donem dizisiydi ve buyuk beğeniyle izlendi. Beren Saat, o dizideki Yasemin karakteriyle iyiden iyiye butunleşmişti, değil mi?
- Doğrusunu isterseniz, o dizide kamera onune gecmeye başladığım andan itibaren Yasemin beni buyulemişti. Yasemin’le cok guzel gunlerim gecti, onu cok sevdim. Yasemin’i hic unutmayacağım.
"Hatırla Sevgili" dizisinde rol alırken, zaman zaman Yasemin’in etkisinde kaldığın oldu mu hic?
- Yasemin’in değil ama dizinin anlattığı donemin etkisinde kaldım elbette.
Şimdi de Tomris Giritlioğlu’nun yonettiği "Guz Sancısı" adlı sinema filmin setindesiniz. Bu da bir donem filmi. Teklif nasıl geldi, kabul ederken neleri goz onune aldın?
- Tomris Hanım, bu filmin senaryosunu bana vereli dort yıl oldu. Senaryoyu ilk okuduğum zaman urkmuştum. Ancak bu dort yıl icinde senaryoya ısındım, kafamda ve gonlumde olaylar gelişti. Ben olgunlaştım. Bu arada rolumle ilgili, filmle ilgili malzemeler topladım, bilincli ya da bilinc dışı. Daha sonra bu rolu oynamayı cok istediğimi hissettim.
Filmde Elena karakterini oynuyorsun... Elena’nın yaşadığı donem Yasemin’den daha oncesi oluyor.
- Evet, Yasemin’den altı yıl once. Elena benim icin heyecan verici bir karakter. Zor bir rol, umarım altından kalkabilirim.
Yasemin cok masumdu, Elena ise bir fahişe...
- Evet, farklı donemlerdeki, iki farklı karakter onlar.
Rolune nasıl hazırlandın?
- Oncelikle Yılmaz Karakoyunlu’nun yazdığı bu romanı okudum. O donemle ilgili araştırmalar yaptım. Son donemlerde ise olayların gectiği Tunel’de ve Beyoğlu’nda dolaştım. Onların yaşadığı mekanlara dokunmak, o havayı koklamak gerekiyordu.
O donemi yaşamış olanlarla hic temas kurabildin mi?
- O donemi bilenlerin anlattıklarını dinledim. O donemi yaşayanların arkadaşlarından bazılarıyla konuştum. Ozellikle 6-7 Eylul geceleri cok onemli. "Cocukluğumda şu olayı hic unutmuyorum" diyerek başlayan acıklamalar benim icin cok sarsıcı oluyor.
Gelelim "Elena"ya... 1955’in İstanbulunda yaşayan Elena, nasıl biri?
- Elena, bir fahişe... Bu iş ona babaannesi (Zeliha Berksoy) tarafından yaptırılıyor. Cok ciddi travmaları var Elena’nın. O travmaları yenebilmek icin buyumemeyi secmiş. Mazisiyle yuzleşmek istemiyor. Maziden kacıyor. Aslında Elena cok da acımasız bir hayat yaşıyor. 6-7 Eylul gecesi de, Rum olduğu icin cok acımasız bir darbe daha yemiş oluyor.
Romanda olan bazı sahneler vardı. Cok etkileyici, cok vahşi... Ozellikle Elena’nın saldırıya uğradığı sahnelerdi bunlar...
- Cok az bir değişim var ama finale dair sahneler olduğu icin cok da acıklama yapmak istemiyorum. Roman ayrı, film farklı...
Demek ki Elena’yı izlerken coğumuz gozyaşlarımızı tutamayacağız...
- Elena tabii ki izleyenlere buyuk huzunler yaşatacak. Ancak diğer karakterler de oyle...
Film ne zaman vizyona girecek?
- Yeni yılın ilk aylarında seyirciyle buluşması planlanıyor.
Beren Saat, hep donem calışmaları icinde... Peki bundan sonra hangi donemi duşunuyorsun?
- Şimdi Cumhuriyet’in ilk donemlerini duşunuyorum. 20’lerin sonu ve 30’lu yıllar. Ataturk’lu donem ve o donemde yaşananlar beni cekiyor. Ne var ki bunun da sonu yok, daha ne kadar geriye gidilebilir ki!
Osmanlı’ya mesela...
- Ferzan Ozpetek’in cektiği "Harem ve Suare" filmini izlediğimde cok etkilenmiştim. Harem kokusu duymayı cok istemiştim. Dediğim gibi, bunun bir sonu yok aslında, hepsini denemek isterim.
6-7 Eylul olayları icin ne diyeceksiniz?
- Ben her zaman partiler ustu, dinler ustu olarak ve humanist olarak hayatı algılamaya calışıyorum. Komşularımızın dini ya da kimliği onemli olmamalı. Gecen gun benden yaşca cok buyuk olan bir Ermeni ile sohbet ettim. "Bizim hic aklımıza gelmezdi, komşumuzun dini, uyruğu. Sormazdık zaten" dedi. 6-7 Eylul olaylarına gelince, suru psikolojisiyle yapılmış bir saldırı bu. Muthiş bir ofke, kin... Ancak tepeden bir yonetme, yonlendirme var... Cunku topraklarımızda cok uzun yıllar azınlıklarla yaşamışız, hic sorun olmamış.
Size "Tarafsınız" diyebilirler...
- "Hatırla Sevgili"de de taraf olduğumuz soylendi, bu filmde de aynı şeyi soyleyecekler. Soylesinler. Bir şeyi anlatacaksanız, elbette taraf olacaksınız. Burada onemli olan, genclerin bazı şeyleri oğrenecek olmasıdır. Gencler "Bu da mı oldu?" diyecekler. "Hatırla Sevgili" dizisinde Başbakan’ını asmış bir ulke olduğumuz hatırlatıldı. Masumlaşan sucluları tanıttık. Bu filmde seyirciyi yine sarsacağız. Elena seyirciyi sarsacak.

"6-7 Eylul olayları" nedir?
Tarihte "6-7 Eylul olayları" adıyla bilinen olaylarda, 1955 yılında "Ataturk’un evine bomba atıldı" yalanıyla kışkırtılanlar tarafından istanbul da bulunan azınlıkların ev, işyeri ve ibadethaneleri yağmalandı. Olayların kokeninde toplumdaki ekonomik dengesizlik ve siyasal sorunlar yatmaktaydı.Yunanistandaki Enosis cığlıkları ve yeni filizlenmeye başlayan Kıbrıs sorunu, Turkiye’de gayrimuslim vatandaşlara karşı bir onyargının oluşmasına neden oldu.
Ozel hayat mahremdir gizlenmesi gerekir
Gelelim Beren Saat’in ozel hayatına. Kamera dışındaki hayatınız pek bilinmiyor, bunun ozel bir nedeni mi var?
- Bence ozel hayat mahremdir. Uluorta gundeme gelmesi gereken bir şey değil. Diziyle, filmle, yaptıklarımla ortada olmam daha iyi. Hele bir ilişki soz konusuysa, o daha da kotu. Cunku o zaman da ilişki, iki kişinin ilişkisi olmaktan cıkıyor. Sonra bir de bakmışsınız, sizin yerinize başkaları yonlendiriyor ilişkinizi.
Yaz gelip gecti, Beren Saat tatil imkanı bulabildi mi?
- Cok kısa kısa, iki-uc gunluk tatiller yapabildim. Toplayabildiğim kadar enerji topladım ve şimdi yine kamera onundeyim.