ARTIK BİZE MUSAADE ..


24 HAZİRAN'DA 190. BOLUMUNDE EKRANA VEDA EDECEK AVRUPA YAKASI'NIN OYKUSUNU GULSE BİRSEL ANLATTI...
Nişantaşı'nda yaşayan dort kişilik Sutcuoğlu ailesiyle cevresindekilerin başlarından gecen komik olayları konu alan Avrupa Yakası dizisini, yıllardır izlemeye alışmıştık. Artık huzur arayışı cağlarındaki anne babalarının aksine, didişmeleri ve sorunları hic bitmeyen iki kardeşin, Volkan ile Aslı'nın; onların arkadaşlarının, akrabalarının, sevgililerinin, diziyle aynı isimdeki moda dergisinde calışanların ve diğer karakterlerin renkli maceralarının sonuna geldik. Her ailede olduğu gibi kavgalar, barışmalar, acılar, sevincler, hayal kırıklıkları ve heyecanlarla gecti bu altı yıl. Tam da gercek hayatta olduğu gibi...
Avrupa Yakası, 24 Haziran'da, 190. bolumuyle ekranlara veda edecek. Dizinin senaristi ve oyuncusu Gulse Birsel'in payı kadar 30'dan fazla sanatcının da emeği buyuk. Gecen yıl, diziye donduğunde yaptığımız roportajda; 'Avrupa Yakası'nın oyle bir sihri var ki, sanki ben bile rol alsam, parlarım,'' dediğimde, ''Size oyle geliyor,'' diyerek hayallerimi yıkan Ata Demirer'e rağmen bu duşuncemi tekrarlayacağım: O nasıl bir sihirdir ki setine giren her oyuncuyu ışığıyla parlattı. İşte 'Avrupa Yakası, hayatımda başıma gelen en guzel şeylerden biri...' diyen Gulse Birsel'in yorumlarıyla ilk bolumden bugune kadar dizide rol alan oyuncuların bilinmeyen hikÂyeleri...
HUMEYRA (ANNE / İFFET SUTCUOĞLU)
'Senaryoyu okudu, cok beğendi, fakat 'Mumkun değil, yapamam. Zamanlamanız uymuyor. Tam sizin cekimlerinizin başladığı tarihte ben 20 gun aralıksız prova yapacağım,' dedi. Yeni bir oyuna başlıyordu. Sonra bizde bir gecikme oldu, 15 gun ileri attık cekimleri. Tekrar aradık ve o zaman buyuk bir mutlulukla kabul etti. Humeyra'nın enerjisinin sınırı yoktur. Cok yuksek tamperamanla girer ve sahneyi yukseltir.'
GAZANFER OZCAN (BABA / TAHSİN SUTCUOĞLU)
'Baba icin kafamdaki ilk isimdi. O da hemen 'Peki,' dedi. Beni en cok etkileyen ozelliği, yaş farkına rağmen bir arkadaşla sohbet eder gibi olmasıydı. Yuksek, pratik, işlek, enerjik bir zekÂ, her konudan haberi olan, son derece uyanık bir karakter. Cok şakacı ve olağanustu kibardı. Bana hep 'Gulse Hanım' diyordu. O yaşta, 35 yaş kafası taşıyan, oyunculuğa da oyle bakan, iyi bir senaryoda, iyi bir performans gorduğunde heyecanlanan harika bir adamdı. En son kaybetmemiz gereken kişiydi, ama kader... Ciddiye almamak, sahneleri sallamak, bir an once yapalım bitirelim duygusu, sıkılmak hic yoktu. Cekimler uzadığı halde hic şikÂyet etmezdi.'
ATA DEMİRER (VOLKAN)'
Hic tanımıyordum. Sadece GAG'ın beşinci bolumunde, Ata Demirer imzalı bir mail gelmişti bana; 'Sizi tebrik ediyorum, cok beğendim programı,' diye. Ben de 'Aaa Ata Demirer, stand-up'cı cocuk, ne guzel,' diye duşunup, 'Teşekkur ederim,' şeklinde yanıtlamıştım. Rolu ona teklif ettiğimizde once 'Tamam,' dedi, ertesi gun vazgecti. 'Ben başka işlere ağırlık vermek istiyorum,' dedi. İlk kez televizyonda bir iş yapıyor olmam yuzunden guvenemedi herhalde.
Yıllar sonra ilk defa gecen hafta itiraf etti, aslında o zaman henuz senaryoyu okumamış ve sadece korktuğu icin reddetmiş. Birkac hafta sonra tekrar konuşuldu ve bu kez 'Haftada iki gun ayırabilirim,' dedi, anlaştık, cekimlere başladık. Hayatının ilk televizyon olayıydı. Senaryoyu okudu, uc gunde cekime girdik. Sohbeti, dostluğu, rakı sofrası cok tatlıdır. Biz hakikaten altı yılda ağabey kardeş gibi olduk.'
EVRİM AKIN (SELİN)
'İlk Selin, Vildan Atasever'di. Fakat o kadar masum, o kadar bebek yuzluydu ki. Selin'in biraz daha şımarık, biraz daha kıl olması lazımdı. Son gun, 'Eyvah Selin yok,' diye dizimizi doverken, Selin bulundu. Fakat esmerdi. Ben Selin'i illa sarışın istiyordum. Evrim, 'Hemen boyatırım, rofle yaptırırım,' demiş. 'Peki,' demişler. O arada Evrim burun ameliyatı yaptırmış.
Tam Selin, burnu ameliyatlı, sarışın. Zaten yetenekli bir oyuncu olduğunu yonetmen Hakan Algul biliyordu. Evrim, muhiş bir performans gosterdi. O Selin'i televizyonda hic gormemiştik ama Bağdat Caddesi'nde, Nişantaşı'nda ortalık Selin kaynıyordu. Evrim, o kızları cok iyi gozlemlediği ve taklit ettiği icin gercek bir karakter cıktı. 'Oha falan oldum,' diye konuştuğu icin 'Turkceyi bozuyor,' diye eleştirilince, cok başım ağrıdı. Oysa hiciv diye bir şey var. Biz Selin'i doğru bir ornek diye gostermemiştik ki...'
BULENT POLAT (ŞEHSUVAR
'Unutulmaz karakterlerdendir. Bulent geldi, rolu anlattık, birkac cumleyi Şesu'nun ağzından soyledi, ben 'Tamam, Şesu'yu bulduk,' dedim. Şesu, Guneydoğu'dan gelmiş, ama tecrubesizliğine gulmediğimiz, şehir hayatını bilen, uyanık, Aslı, Yaprak ve Fatoş'un en yakın arkadaşı olan, kuluplere giden... Bizim kız Şesularımız vardı dergilerde. Ata ayrılınca Bulent de ayrıldı. Belki biraz da Şesu karakterinden sıkılmıştı.'
HAKAN YILMAZ (OSMAN)
'Calışması en rahat insanlardan biri. ŞikÂyet şoyle dursun, mutlu olmadığı bir gunu ben cok az gordum. Onun sette olmaktan, canlandırdığı karakterden, senaryodan mutlu olmadığı bir gun yoktu. Hakan, cok pozitif, cok calışkan bir oyuncu. Harika bir Osman Kocarslan oldu.''
RUTKAY AZİZ (BULENT)
'Rutkay Aziz, muhteşem bir performans sergiledi, olağanustu bir oyuncu. Bulent Onaran karakteri de bir ekoldur, unutulmaz bir karakter. Avrupai, stili olan, capkın... Onun icinde biraz rahmetli Ercan Arıklı vardır.'
HALE CANEROĞLU (YAPRAK)
'Dizinin 190 bolumunde de yer aldı. Hale'yi gorur gormez, 'Evet, Yaprak o,' demiştik. Sesi de guzel, şarkılarla da renk kattı. Yogaya, para psikoloji alanlarına merakları olan bir karakterdi. Hale, moda konusunda muthiş yetenekli biri cıktı. Bence cok rahat moda editorluğu yapacak zevkte ve kombinler yapan biri. Birinci gunden itibaren gercek bir moda editoru gibi kıyafetlerine calıştı ve cok inandırıcı oldu.'
VURAL CELİK (KUBİLAY)
'Selin'in bir bolumluk sevgilisi olarak diziye girdi. Sonra cok tatlı bir performans gosterince kaldı. Vural, sette şarkı soyleyince biz de cok guluyorduk. Gulenay'ı boyle yarattık. Bir tahtası eksik, sokaklarda arabesk soyleyen bu tip, Vural'ın turku soylemesine zemin hazırlamak icin yaratıldı ama başlı başına bir karakter oldu.''
ENGİN GUNAYDIN (BURHAN ALTINTOP)'
Ne kadar harika bir oyuncu olduğunu soylemeye gerek yok. Dizinin benimle ve yonetmenimiz Jale ile birlikte sorumluluğunu en cok ustlenen oyuncuydu. Burhan Altıntop karakteri de benim yazmayı cok sevdiğim bir karakter oldu. Gazanfer Ozcan, Engin'e bayılıyordu, onu kendi gencliğine benzetiyordu.'
HASİBE EREN (MAKBULE)
'Makbule karakteri icin biraz daha şohretli bir isim duşunuyorduk. Unlu birkac kadın oyuncuya da senaryoyu okuttuk. Kendilerini kanıtlamış, başrol oyuncularıydı hepsi. Ama hicbiri kafamdaki Makbule değildi. Sonra Hasibe geldi. Ben onu sadece Sıdıka'dan tanıyordum ve cok genc olduğunu duşunuyordum. Tabii Sıdıka'dan sonra yıllar gecmiş... Okur okumaz, 'Tamam,' dedik.'
HALE CANEROĞLU (YAPRAK)
'Dizinin 190 bolumunde de yer aldı. Hale'yi gorur gormez, 'Evet, Yaprak o,' demiştik. Sesi de guzel, şarkılarla da renk kattı. Yogaya, para psikoloji alanlarına merakları olan bir karakterdi. Hale, moda konusunda muthiş yetenekli biri cıktı. Bence cok rahat moda editorluğu yapacak zevkte ve kombinler yapan biri. Birinci gunden itibaren gercek bir moda editoru gibi kıyafetlerine calıştı ve cok inandırıcı oldu.'
VURAL CELİK (KUBİLAY)
'Selin'in bir bolumluk sevgilisi olarak diziye girdi. Sonra cok tatlı bir performans gosterince kaldı. Vural, sette şarkı soyleyince biz de cok guluyorduk. Gulenay'ı boyle yarattık. Bir tahtası eksik, sokaklarda arabesk soyleyen bu tip, Vural'ın turku soylemesine zemin hazırlamak icin yaratıldı ama başlı başına bir karakter oldu.''
BİNNUR KAYA (ŞAHİKA-DİLBER HALA)
'Aklımda bir karakter yokken, 'Binnur bizimle oynar mısın?' dedim. Kabul edince iş karakter yaratmaya geldi. 'Ya evin hizmetcisi, saf bir koylu kızı gibi bir karakteri oynarsın ya da tamamen ters bir koşede, sonradan zengin olmuş alaturka, serveti akıllara durgunluk veren bir aileye sahip, muthiş paralar harcayan birini,' dedim. Binnur, 'Evet, bunu istiyorum,' dedi. Fakat ilk uc dort bolum cok zorlandı, Şahika'yı benimseyemedi. Dilber Hala karakteri de Bodrum'da teknede bir sohbet esnasında cıktı.'
PEKER ACIKALIN (GAFFUR)
'Peker, bize konuk oyuncu olarak, bir bolumluk geldi ama bayıldık, ertesi yıl Gaffur diye bir karakter olarak dahil oldu. Kim Bunlar diye bir programları vardı, Peker'e bayılırdım. Gaffur'u harika oynadı, cok yetenekli bir oyuncudur. O sezon hem Gaffur'la cok harika reyting aldım hem de Gaffur'dan cektiğim kadar başka hicbir karakterden cekmedim. Anne, babalardan dehşet eleştiriler geldi.'
LEVENT UZUMCU (CEM)
'Cem karakterini cok zor bulduk, jonde zorlandık. Cunku ben 1.75 m boyundayım. Cok harika ve yakışıklı oyuncular geliyor ama adam 1.70 m boyunda. Ya da 1.90'lık birtakım oyuncular geliyor, ama manken oyuncu. Sonra Levent geldi, 'Tamam,' dedik.
Başlarda jondu, sonra biz Levent'in muthiş bir komedyen olduğunu keşfettik. Aslında Cem, ilk başta daha iki boyutlu bir karakterdi. Zaaflarını, komplekslerini ortaya cıkarmadan iki boyutlu bir karakter olarak, gercek olmayan bir şey olarak kalıyor. Komedi dozunu artırmak icin Cem'in karizmasını biraz yedik, ama bence iyi oldu.'
ŞENAY GURLER (FATOŞ)
'Fatoş rolunun zorluğu da belli bir yaşın ustunde, cok guzel ve bakımlı oyuncu bulmaktı. Şenay, tam oturdu. Aslında ozel hayatında cok daha hassas biridir. Tanrıverdi ile aşkları cok cesur diye konuşuldu. Ama hikÂye oyle gosterdi ki en sağlam aşklardan biri onlarınki oldu.'
OMUR ARPACI (DURSUN)'
Dunyanın en guvenilir, calışkan, bilimsel gerceklik arayan tipi... Dursun rolunde cok buyuk bir performans sergiledi. Benim bu sezon en cok sevdiğim karakterlerdendi.'
SARP APAK (TANRIVERDİ)
''Hakikaten ışığı her tarafa yayılan, star kalitesi yuzune vuran bir oyuncu. Omer Erkan, başka bir dizide oynamak zorunda olunca, bize Sarp'ı onerdi. İlk denemede 'Tamam, Tanrıverdi o,' dedik.'
TİMUR ACAR (İZZET)
'Tuhaf, serseri ama kotuluk yapmayan bir karakter olarak tek bolumluk girdi. Ama Timur o kadar iyi bir oyuncu ki bırakamadık. Makbule ile Turk filmlerindeki gibi bir aşk yaşadı.'
MUŞFİK KENTER (TEVFİK KRAL)
'Aramıza katılmasından buyuk bir onur duyduk. Her harfin anlaşılması icin hÂl senaryoyu ağzında kalemle calışıyordu.'
GONUL ULKU (HAMİYET KRAL)
'Cok ozel biri. Belli bir yaşı var, cok zor bir donemden cıktığı halde sette hicbir şikÂyeti olmadı.'
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
'Kast calışması cok uzun surdu. Cok oyuncu denedik. Bir oyuncu karakteri eldiven gibi birkac bolumde giyemediyse, karakteri oyuncunun yeteneğine yaklaştırdım.'
'İlk 40 bolumun yonetmeni Hakan Algul'du. Yonetmen yardımcısı Jale Atabey Ozberk, 40. bolumden sonra 190. bolume kadar yonetmenliği ustlendi. Jale, cok başarılı, calışkan ve guclu. Butun sette sadece Jale'nin morali bozulmaz, ben herkesin enerjisini yukseltirim, Jale benimkini yukseltir. İki masterlı, doktoralı, cok entelektueldir.'
'Volkan rolu icin ilk teklif goturulen kişi Ozkan Uğur'du. O donemde bir yarışmadan yeni cıkmıştı, sanırım bir sure televizyon yapmak istemedi.'
'Her bolum ortalama 80 sayfa olsa... 20 saatte sadece diyaloglar yazılıyor, 10 saat hikÂyeleri bulmak, 10 saat de kurgu ve sahneleri sıralamak dersek, haftada 40 saat sadece senaryo yazımına ayrılan sureydi.
Bunu 190 bolumle carparsak, sonucu siz hesaplayın.'
SIRADA KOMEDİ FİLMİ VAR
'Ben, Levent Uzumcu ve Hale Caneroğlu, 190 bolumun hepsinde vardık.'
'Herkes diziyi yıllardır Nişantaşı'nda, kırmızı bir apartmanda cektiğimizi duşunur, ama Elmadağ'da hangar gibi bir yerde cekildi.'
Hicbir oyuncuyla diğer setlerde olduğu gibi 'Dort saat gecikti, haber vermedi,' şeklinde bir durum yaşamadık. Başka setlerde kavgalar, yumruklaşmalar olur, sonra bir saat sonra tekrar beraber oynarlar. Bizde dunyanın en kibar tatsızlığı Ata ile Humeyra arasında yaşandı. O ona bir eleştiri cumlesi, o ona eleştiri cumlesi soyledi, bir daha da birlikte oynamadılar.'
'Her yaz birlikte tatil yaptık, ozledik cunku birbirimizi. Hayat boyu surecek arkadaşlıklar oldu aramızda.'
'Butun karakterlerin bizde bıraktığı en guzel tortu şu: Hepimiz artık daha mutluyuz.'
Bundan sonra yapacağım komedi filmlerini, artık kotu komedilere yuz vermeyecek noktalara getirmek istiyorum.'
SON BOLUMDE NELER OLACAK?
'Son dort bolum diye duşunuyorduk ama atv, 'Haziranda reklam yok, ancak iki bolum,' deyince ben hemen butun hikÂyeleri topladım. Uc gunde sabahlayarak senaryoyu yazdım. Ekip cok iyi olduğunu soyledi, bence de cok eğlenceli oldu. 190. bolume Emel Sayın, Cem Yılmaz, Melis Birkan geldi. Bir bolumluk iki rolu de Tamer Karadağlı ve Cem Davran oynadı. Butun oyuncularımızı alkışlayacağız ama başka bir formulle olacak bu...
HikÂyeler de bağlandı, mutlu sonlarla bitti. 'O Amerika'ya gitti, otekisi evlenip cocuk yaptı, onlar toruna karıştılar,' diye değil de, 'Biz burada seyretmeyi bırakıyoruz, ama bu insanlar orada yaşamaya devam ediyorlar,' şeklinde bitirdim. Sezon finali de olabilirdi bu. Dizi bitti, ama bence seyircinin hayalinde hÂl Aslı orada yaşamaya devam etsin, Volkan muhallebicide olsun, diye duşunmedim. Butun karakterleri bitirip, dukkÂnı kapatmaya gonlum razı olmadı. Siz hayalinizde nasıl duşunmek isterseniz, duşunebilirsiniz.'