reha muhtardan nilufere yazı neler yazdı koşe yazısı niluferin hastalığı ile ilgili bilgiler burada melekler
Sevgili Nilufer'in hastalığını oğrendiğimizde hem uzuldum hem de bu kanser illetinin bir unluyu daha avucları icine almış olmasına şaşırdım.Gerci şaşırmak ta yanlış melekler.Cunku kanserin en sevdiği şey duzensiz yaşayan insanlar.Duzensiz uyku,sabahı akşamı karışan hayatlar.Umarız sevgili Nilufer ve bu illetin avucunda kıvranan tum insanlar şifa bulurlar.
Bu habere en cok uzulen isimlerden biri de kuşkusuz Nilufer'in uzun sure hayat arkadaşlığı yaptığı Reha Muhtar oldu.Bakın Reha Muhtar bu gunku koşe yazısında neler yazmış Nilufer icin...







Hayat boyle bir şey işte...

Sigara yazısını yazıyordum...

Vatan yazı işlerinden Emin Bey aradı beni...

Her akşam 19-20 sularında arar beni:

“Reha Bey, birinci sayfanın spotlarını attım mailinize...” dedi...

Her akşam ben yazıyı yazarken, gazetenin birinci sayfasının spotlarını atarlar bana...

Hani ertesi gunun gazetedeki haberleri hakkında bir yorum yazmak isterim belki diye...

Telefonda teşekkur ettim...

İcimden “Şimdi bakmayayım... Sigara yazısını yazayım... Sonra bakarım...” diye gecirdim...

***

Sigara zammını “Tiryakilik azalsın, yeni tiryakiler yaratılmasın” diye doğru bulduğum yazıyı bitirdim...

Gazeteye telefon ettim, “Birinci yazıyı alabilirsiniz” diye...

Sonra, “Bakalım yarın neler varmış birinci sayfada” onlara bakmak icin gazeteden gonderilenleri okumaya koyuldum...

Ucuncu haber “Kanser teşhisi kondu” diyordu...

“Kime kondu acaba” diye cok hızlı gider goz boyle haberleri okurken...

Haberin beklemeye tahammulu yoktur hani okuyan icin...

“56 yaşında kronik astım olan unlu sanatcı Nilufer... Meme kanseri teşhisi kondu... Ameliyat olacak...”

İcimin boşaldığını hissettim birden...

37 yıl once, daha 15 yaşındayken, aynı haberi annemle ilgili almıştım...

Babam soylemişti...

“Oğlum annende meme kanseri cıktı... Sana soylemedik... Bu sabah ameliyat oldu... Durumu iyi... Hastanede seni bekliyor...”

Sigaraya yeni başlamıştım...

Daha babamın onunde icme aşamasına gelmemiştim...

O gun paketi cıkardım ve babamın onunde 15 yaşında sigarayı tutturmeye başladım...

Adamcağız hastanede yatan karısına mı uzulsun, karşısında 15 yaşında sigara tutturen oğluna mı huzunlensin, anlayamadı, “İcme o sigarayı onumde” diye bir şeyler geveledi...

***

Haberde “erken teşhis” olduğu soylenmişti...

Biliyordum kanserde hele meme kanserinde erken teşhisin onemini...

Annem meme kanserinden ameliyat olmuş, tedavisi yapılmış, şukur Allah’a 37 senedir sağlıkla yaşıyordu...

Nilufer’i aradım...

Sesi cok iyi geliyordu...

Doktorlarla konsultasyon yapılmış, ameliyata karar verilmişti...

“Erken teşhis” olduğunu soylemişlerdi doktorlar...

Ona annemin de aynı şeyi gecirdiğini ve erken teşhisle kurtardığını soyledim...

Biliyordu zaten, defalarca konuşmuşlardı bunu aralarında..

Onumuzdeki hafta ameliyata girecekti...

Cuma gunku konseri vardı, “İptal etmek istemedim” dedi...

***

Kızımı sordum, neler yapılabileceğini konuştuk...

Kaderin garip bir tecellisiydi bu...

Daha Pazar gunu Sabah gazetesinden Ayşe Ferhangil’e roportaj verirken şoyle soylemiştim:

“Hayatımdaki sevgililerim artık cocuklarım... Ve iki kadın cocuklarımın anneleri olan hayatımda cok onemliler.

Ayşe Ferhangil sormuştu...

- “Hayatınızdaki en onemli kadınlar onlar mıydı?.. Onun icin mi onlardan cocuk yaptınız?..”

- “En onemli miydiler onu bilmem... Ama cocuklardan sonra en onemli oldular... Bir erkeğin cocuklarının anneleri erkeğin hayatında her zaman cok onemli olacak... O cocuklar oldukca, o anneler olacak... Bu kesin...” demiştim...

***

Nilufer’le konuştum...

Ona hayatın aynı mukemmelikte hepimiz icin devam edeceğini, annemden gelen bilgiler cercevesinde anlattım...

Morali cok iyiydi...

Başarılı bir ameliyat gecirip, aynı sağlık ve mutlulukla yaşayacak cok uzun yıllar o...

Kızımın annesine ihtiyacı var...

Butun Turkiye’nin ona ihtiyacı olduğu gibi...

Elbette başaracak...

Onun adı Nilufer...