Dizinin yayınlanan son bolumlerinde on plana cıkan Hasan Kucukcetin’e; hayatını, oyunculuğu, diziyi, Sedef’i, Ferhunde’yi sordum. Ve daha bircok konuyu… Neler anlattı neler… Hassas bir aşık olduğunu, gercek aşkın her zaman kazanmadığını, karanlık kişilerin daha cok ilgisini cektiğini, sınırları zorladığını da anlattı. Anlattıklarına ve verdiği samimi cevaplarına ortak olmak isterseniz…

Konservatuarda oyunculuk eğitimi aldınız. Oyunculuk ne zaman ve nasıl kanınıza girdi?

Belki biraz klasik olacak ama cocukluktan başladı. Surekli okulda musamerelerde gorev aldım. Hatta hic unutmam babama ‘Karagoz perdesi isterim’ diye tutturmuştum. Gazetelerin verdiği Karagoz tasvirleriyle evde arkadaşlarıma Karagoz oynatırdım. Ama meslek olarak secme konusunda ilk olarak teyzem aklıma girdi. ‘Git, şansını dene, konservatuar sınavlarına gir’ dedi ve ondan sonra kendimi sahnelerde buldum.

2008 yılında Caner Kurtaran’ın yerine Şevket roluyle Yaprak Dokumu’ne dahil oldunuz. Başkasının rolune devam etme konusunda cok duşunmuşsunuz haklı olarak. Ve kendinizi kısa zamanda kabul ettirdiniz. Bunda ekibin olumlu yaklaşımının paralelinde sizce en cok nelerin payı fazla oldu?

Ekip calışması… İlk olarak dizinin senaristleri Ece (Yorenc) ve Melek’le (Gencoğlu) uzun suren toplantılar yaptık. Dizinin yapımcısı Kerem Bey’le (Catay) bol bol konuştuk surekli. İlk başlarda, her bolumun ardından konuşuldu. Bence en cok bana guvenmelerinin payı fazla oldu.

KOTUNUN KOTUSUNU OYNADIM!

‘Menekşe ve Halil’ dizisinde kotu bir karakteri oynadıktan sonra ‘Yaprak Dokumu’ dizisinde bu kadar şeffaf bir insanı oynamak…

Aslında bir nevi istediğim oldu. Nasıl derseniz… Ben ‘Menekşe ile Halil’de hani kotunun kotusu denebilecek bir adamı oynuyordum ve bu rolun uzerime yapışmasından cok korktum. Şevket de sizin dediğiniz gibi tam ters bir karakter… Oyunculuk acısından zorlayıcı bir durum. Bir acıdan da kendimi deniyorum, sınırlarımı zorluyorum diyebilirim.

HAYATIMDA ‘ŞEVKET’ GİBİ SİLİK BİR İNSAN OLMADIM!

Şevket ile Hasan’ın ortak ve zıt yonleri neler?

(Gulumsuyor) Saymakla bitmez ki… Ben hayatım boyunca Şevket gibi silik bir insan olmadım. Evet, insansın neticede yaptığın hatalar olur muhakkak ama onemli olan ders alıp bir daha aynı hataya duşmemek gerekli diye duşunuyorum. Şevket’in kaybettiği nokta bence bu.

Şevket’e kendinizden neler kattınız peki?

En cok sakinliğimi kattım diyebilirim. Yapı olarak biraz sakin bir insan olduğumu soyleyebilirim.

Şimdi dizide merak edilen bu. İntikam sırası Şevket’te mi, yoksa Ferhunde’ye yenik duşecek mi yine diye…

Bence artık biraz akıllanması lazım. Benim duşunceme gore galiba yenik duşmeyecek. Planı var ve onu yurutmeye calışıyor.

HAYATTA, HİCBİR ZAMAN İNTİKAM ALMAK GİBİ BİR NİYETİM OLMAZ!

Kendi hayatınızda boyle bir durumda kalsanız ne yapar, nasıl davranırdınız?

Galiba hayatımdan kesinlikle cıkarırdım. Hicbir şekilde intikam almak gibi bir niyetim olmazdı. Kısaca Allah’a havale ederdim.

Bu kadar yaşanandan sonra Şevket, Sedef’i sevdiğini ne zaman, hangi sahnede anladı?

Yurt dışına gideceğini acıkladığı zaman… Sedef’in hayatında olmayacağını fark ettiği andı o an.

BİRİNİ MUTLU EDEMEYECEĞİNİZİ BİLİYORSANIZ ‘KAL’ DEMENİZ BENCİLLİK OLUR!

Sedef’i seviyor ama buna rağmen ‘İtalya’ya gitme’ diyemedi Şevket. Siz yaşamınızda boyle bir durumda…

Ben de ‘Gitme!’ demezdim. Neticede bir insanı seviyorsanız onun iyiliğini duşunmek zorundasınız. Eğer ki siz onu mutlu edemeyeceğinizi biliyorsanız ‘Kal’ demeniz biraz bencillik olur.

Sedef’in değerini anlayacak ve sonunda kavuşacaklar mı dersiniz?

Bence anladı ama kavuşabilecekler mi bilemiyorum.

‘GERCEK AŞK’ HER ZAMAN KAZANMIYOR!

Aşk, gercek aşk eninde sonunda kazanıyor mu?

Hayır, kazanmıyor.

HASSAS BİR AŞIĞIM!

Hasan Kucukcetin nasıl bir aşıktır peki?

Hassas…

Halil Ergun, Guven Hokna, Bennu Yıldırım gibi usta oyunculardan oyunculuk ve hayat adına oğrendikleriniz…

Bizim mesleğimiz zanaattır bence. Bu da usta - cırak ilişkisini doğurur. Eğer ki bir ustadan ders almak istiyorsan ondan, işini yapıyorken izlersen bir şeyler oğrenebilirsin. Sahneleri oynarken bazen oyle bir an geliyor ki karşındaki insanın nasıl iyi bir oyuncu olduğunu gorebiliyorsun.

Nasıl…

Mesela hata yapıyorsun ama karşındaki fark edip hemen seni suspanse ediyor. Guven Abla’nın sete ilk geldiğimde yanıma gelip de beni rahatlatmasını hayatım boyunca unutamam. Ustalığını ilk orda gosterdi.

İNSANLAR DİZİLERİ BAĞIMLILIK DERECESİNDE İZLİYORLAR!

‘Menekşe ve Halil’ dizisinde psikopat bir karakteri canlandırırken tecavuz sahnesinden sonra ciddi tepkilerle karşılaşmışsınız. İnternetten bayağı bir tehdit almışsınız. ‘Sen oysan oldureceğiz!’ diyenler… Sizce insanlar dizilerdeki rollere neden bu kadar kaptırıyor ve oradaki yaşananları gercek sanıyorlar?

Bence en onde cahillik geliyor. İkinci ve en onemlisi televizyonda yaratılan illuzyondur. İnsanlara diziden başka bir şey verilmiyor. Gecede iki dizi veriliyor artık. İnsanlar da bir şekilde kendilerine gore bir dizi buluyorlar ve bağımlılık derecesinde izliyorlar.

KARANLIK KİŞİLER DAHA COK İLGİMİ CEKİYOR!

‘Yaprak Dokumu, Menekşe ile Halil, Adak, Ezo Gelin’ gibi dizilerde birbirinden farklı karakterleri canlandırdınız. Bu bir oyuncu icin gercekten şans. Cunku malum genelde oyunculara uzerine hangi rol yapışmışsa sonraki rollerde de… Peki canlandırmayı istediğiniz ya da şu rolun altından başarıyla kalkarım dediğiniz karakterler hangisi?

Dedemin abisini oynamak isterdim. Yugoslavya’da yaşadıkları, buraya gocleri… Burada Kuvayi Milliye’ye katılıp duşmana karşı verdikleri savaş… İlginc bir hayat hikayesi… Bir de galiba karanlık kişiler daha cok ilgimi cekiyor.

ŞİMDİLİK HAYALLERLE İDARE EDİYORUZ!

Sahnede olmak… Tiyatroda bir oyunda rol almak istedikleriniz arasında mı?

E tabiî ki hayallerde hep sahne var tiyatro var ama oyle bir iş temposundayım ki… Gecemiz gunduzumuz belli değil. Her Pazar bizi arayıp o haftanın programını bildiriyorlar. Yani hangi gun, ne yapacağınıza siz karar veremiyorsunuz. Bu şartlar altında bir oyunda oynamak maalesef cok zor. O sebepten hayallerle idare ediyoruz.

DANTON OLMAK İSTERDİM!

En cok hangi tiyatro oyununu seviyorsunuz ve hangi oyundaki karakteri gercek hayatta yaşamak isterdiniz?

‘Danton’un Olumu’nu… Galiba hayatımda Danton olmak isterdim.

Bir oyuncu icin en buyuk risk nedir?

İş disiplininden, profesyonellikten uzaklaşmak…

‘MENEKŞE İLE HALİL’ DİZİSİNDE CANLANDIRDIĞIM MUSTAFA’NIN OLDUĞU SAHNEYİ UNUTAMAM!

Bircok dizide rol aldınız. Bunlar icinde sizi en cok heyecanlandıran cekim – sahne hangisi…

‘Menekşe ile Halil’ dizisinde Mustafa’nın olduğu sahneydi. İlk defa uzerime funye bağlandı ve camdan dışarı cıkmam gerekiyordu. Yani biraz stresliydi. O gunu ve sahneyi hayatta unutamam.

BAŞLARDA COK SACMALARIM!

Yeni bir role hazırlanacağınız zaman nasıl bir yontem takip eder ve nelere onem verirsiniz?

Oncelikle senaryoyu okuduğumda analiz etmeye calışırım. Nasıl bir adamdır, nasıl yurur, nasıl bakar, nasıl sevinir, nasıl uzulur… Bunları duşunurum. Başlarda
cok sacmalarım ama yavaş yavaş oturmaya başlar.

İCİNDE NE KADAR COK İNSAN BARINDIRIRSAN O KADAR RAHAT OLURSUN!

Oyunculuk anlamında kendinizi geliştirmek icin…

Gozlem yaparım. Cevremdeki insanları izlerim. Bir yere gittiğimde once ‘Kmler var, ne yapıyorlar’ diye gozlemlerim. Sonra bir rol gelir, duşunurken kafanda şimşek cakar ve daha onceden dikkatini ceken bir adamın duruşu aklına gelir veyahut gulmesi… Hemen o anı kullanırsın. İcinde ne kadar cok insan barındırırsan o kadar rahat olursun diye duşunuyorum.

Oyunculukta ‘olmazsa olmaz’ dediğiniz olgular ya da konular nelerdir size gore?

Oncelikle oynayacağın rolu istemen lazım. Bir de samimiyet… İstemeden oynarsan samimi olamazsın. Samimi olmayınca da seyirci bunu hemen fark eder.

Kendinize ornek aldığınız isimler kimler?

Cuneyt Arkın, Şener Şen, Erkan Can…

SİNEMADA KENDİMİ İZLETEBİLMEK İSTİYORUM!

Bundan sonra yapmak istedikleriniz arasında neler var?

Sinema, sinema, sinema… Şimdi bir senaryo uzerinde calışıyoruz. Şimdilik tek istediğim bu, Onu hayata gecirebilmek, insanlara izletebilmek...

Son olarak neler soylemek istersiniz?

Neler soylemek isterim? Tum samimiyetimle daha mutlu bir Turkiye gormek istediğimi soylemek isterim. Ayrıca bu keyifli roportaj icin cok teşekkur ediyorum.