Fulya Zenginer,Fulya Zenginer fotoğrafları ve roportajın devamını burada kızlar

Ekranların beğenilen yuzu(cok guzel bir bayan kesinlikle) olan ve kendisini Kucuk Kadınlar dizisiden sonra şimdilerde ise Tovbeler Tovbesi ( https://www.meleklermekani.com/reytingli-diziler/184496-tovbeler-tovbesi-dizi-konusu.html )dizisinde ekranlarda gorduğumuz guzel gozlu oyuncu fulya zenginer kendisi ile ilgili bircok bilinmeyenleri anlattı.İşte sizlere haberin devamını arkadaşlar





Bakırkoy Lisesi’nden mezunmuşsunuz, eğitiminize devam ediyor musunuz?
- Evet, Halic Universitesi İşletme Fakultesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bolumunde okuyorum.

Neden oyunculuk eğitimi almak yerine bu bolumu tercih ettiniz?
- Başka bir artı olsun, ekstra bir şeyler oğreneyim istedim. İyi de oldu, guzel bir bolum. Gecmişte Aytekin Ozen’den tiyatro eğitimi almıştım. Yine devam etmek istiyorum ama şu an setlerde eğitim aldığımı duşunuyorum, gorerek oğrenmek istiyorum. Oyunculuk bence duygu keşfi, bu yuzden belli tekniklere bağlı kalıp bir şeylerin uzerime yapışmasını istemiyorum.

Bir donem sunuculuk yapmışsınız, oyunculuğa gecişiniz nasıl oldu?
- Aslında sunuculuk yapmadım. Cine5’te yayınlanan bir programda sadece bir bolum konuk sunucu oldum. Cine5’te calışanlar bile orada sunuculuk yaptığımı zannediyormuş! Oyunculuk ise hayalimdi. Bu konuda hem cok uğraş verdim hem de şansım yaver gitti.

GECE BİLE SETTE OLMAYI SEVİYORUM
Biz sizi “Kucuk Kadınlar” dizisiyle tanıdık, oncesinde neler yaptınız?
- Ailem oncelikle liseyi bitirmemi istediği icin oyunculuğa 17 yaşında başladım. “İki Aile” dizisinde ve “Doktorlar”ın iki bolumunde rol aldım.

Dizilerle başladınız, bundan sonra farklı işler yapmak istemiyor musunuz?
- Aslında bir sinema filminde oynamayı cok istiyorum. Bir de bu sene cok guzel bir tiyatro oyunu teklifi geldi ama kafamı sadece oraya vermem gerekiyordu, kendimi hazır hissetmedim. Dizilerde oynamayı seviyorum. O kargaşayı, gece saat 02.00’de sette olmayı dahi seviyorum. Her gun bu işi yaptığım icin şukrediyorum. Kayıt icin “3, 2, 1” diye sayılırken, “İyi ki buradayım” diyorum.

“Kucuk Kadınlar” dizisiyle cıkış yaptınız. O işin uzun soluklu olması sizi nasıl etkiledi?
- Kariyerimdeki en yuksek basamak “Kucuk Kadınlar”dı. O diziye başlamamın da ilginc bir hikÂyesi var; “İki Aile”de oynayacağım gun annem kalp krizi gecirmişti, yoğun bakımdaydı. Saat 02.00’de sete gitmem gerekiyordu. 01.00’de annem beni gormek istemiş, yanına cağırdı “O sete gideceksin” dedi. Ben de gittim, şen şakrak bir kızı oynadım, cekimler bitince de birden ağlamaya başladım. “Kucuk Kadınlar” icin goruşmeye gideceğim donemde de annem hastanedeydi, ben de yanında kalıyordum. Onu bırakmak istemediğimden goruşmeye gidemeyeceğimi soyledim. Annem yine “Gideceksin” dedi. Acıkcası hic umudum yoktu secileceğimden ama annem iki sefer de beni ikna etti, ikisi de guzel sonuclandı. Annemin sozunden cıkmıyorum artık.

TRAFİKTE EVLENME TEKLİFİ ALDIM

Guzelliğiniz cok konuşuluyor ama ozellikle internetteki sozluklerde sizin icin “tipik Turk kızı” yorumunu yapmışlar. “Tipik Turk kızı” olmak hakkında siz ne duşunuyorsunuz?
- (Guluyor) Evet, kilomla ilgili yorum yapmışlar... Tipik Turk kızı olmak suc mu? Evet, belli bir fiziki yapımız var ama bunu neden sevmeyi oğrenemiyorlar bilmiyorum.

“Ben bu kızla evlenirim” diyenler de var. Hic sokakta evlilik teklifi aldığınız oldu mu?
- Trafikte aldım bir kere. İstanbul trafiği malum, yandaki arabadan biri “Evlen benimle” demişti. Utandım tabii... Yolda genelde ablalar, teyzeler cevirip opuyor.

Oyunculukta sınırlarınız var mı?
- Yapmayacaklarımı biliyorum.

Opuşmez misiniz mesela?
- Bu soruyu iki sene once sorsanız, cevabım “Hayır” olurdu ama artık farklı duşunuyorum. Cunku artık bu işin ne olduğunu cozduğumu hissediyorum. Senaryonun neye hizmet ettiği onemli. “Bu senaryo doğru bir amaca hizmet ediyor” dersem, oyle bir sınır koymam. Ben hep işimle gundeme gelmek istiyorum.
Onun dışında bir barınak acmayı ve kitap yazmayı planlıyorum, bunlarla konuşulayım istiyorum.

Neden barınak acmak istiyorsunuz?
- Hayvanlara yardımcı olmak istiyorum. Benim de iki kopeğim var. Pet shop’lara cok karşıyım, iki kopeğimi de pet shop’larda gorunce o kucuk kafeslerde kalmalarını istemedim. Satılacaklarsa daha iyi koşullarda satılabilir hayvanlar. Kurmak istediğim barınakta da sokakta yardıma muhtac durumda olanları toplamak istiyorum.

Nasıl bir kitap yazmayı planlıyorsunuz peki?
- Yıllardır sonunu getiremediğim bir hikÂyem var. Bir gun bitirirsem ve herkesin okumasını istersem, cıkarırım. “Kitap yazdı” densin diye yazmıyorum bu kitabı. Zaten cocukluğumdan beri hikÂyeler yazarım.

OFKEMİ EĞİTTİM
Bir suredir “Tovbeler Tovbesi”nde rol alıyorsunuz. Canlandırdığınız Fidan karakterini diziyi izlemeyenlere nasıl anlatırsınız?
- Fidan, utopik olmayan, gercek bir karakter. İnsanları kırmak istemiyor. Fidan’ın bazı yonleri bana benziyor; benim onceki sinirli halime. Ben de bir anda patlar, dunya başıma yıkıldı zannederdim ama şimdi ofkemi eğittim.

SUYUN ALTINDA RENKLER BİR BAŞKA
Dalış eğitimi alıyormuşsunuz...
- Tatile gitmeyi cok seven biri değilim ama bir yandan da kafamı boşaltmam gerekiyor. Yuzmeyi cok seviyorum, beş ay once bir tanıdığımın tavsiyesi uzerine dalış yapmaya başladım. Şimdi de dalış hocası olmak istiyorum.

Neden?
- Cunku benim hocamla aramda inanılmaz bir bağ var. Bir başkasıyla da benim aramda oyle bir bağ oluşmasını istiyorum. Suyun altı cok farklı bir dunya. Orada renkler başka, duygular başka...

Nerelerde daldınız şimdiye kadar?
- İlk kez Saros Korfezi’nde, sonra da Ayvalık’ta daldım.