

Kitap fikri nasıl oluştu?
Aslında birkac yıldır duşunduğum bir şeydi. Adaylarla program oncesinde bilgi alışverişinde bulunuyoruz. Elimde cok buyuk kaynak var. Ama programda hikayeleri seyirciye bir yere kadar aktarabiliyoruz. Bir de "Soz ucar, yazı kalır" derler. Yazılı olunca bazı şeyler daha değer kazanıyor. Programa gelen kadınların bazılarıyla onların onayı doğrultusunda roportaj yaptım. Onlar ne anlatıysa derledik ve ’Kara Duvak’ adı altında topladık.
HEPSİ ŞİDDET GORMUŞ
Neden ’Kara Duvak’?
Cunku herkes telli duvaklı gelin olmak ister. Nikah salonuna girdikten sonra beyaz duvağın acılıp damadın optuğu sahne vardır. Onlar duvağın acılmasını istemeyen kadınlardı. O yuzden onlarınki kara duvak oldu.
Hikayelerin ortak yanları var mı?
Hepsinin hayatı aynı evde gecmiş gibi. Hepsi şiddete maruz kalmış, evliliğini kurtarmak icin cocuk doğurmuş, kurtuluş icin yol aramış ve yaşadıklarının ardından ’Ne yapabilirim?’ diye duşunmuş kadınlar... Hepsi şiddet gormuş. Hem sozlu hem ekonomik şiddet uygulamışlar. Vucutlarını, duygularını perişan etmişler. Kitapta uc ayak var: Kadınların hikayesi, ’keşke’leri ve psikolog yorumları...
Bu kadınların hepsi mutlu sona ulaştı mı?
Bu kitapta yer verdiğimiz kadınlar aşkı arayıp bulamayanlar.
Roportajları yaparken neler hissettiniz?
Roportaj yaptığım kişileri cok iyi tanıyorum. Hedeflerini ve hayatlarını biliyorum. Ama roportaj yaptığımda daha da derine inmiş oldum. "Bir insan bu kadar şey yaşayamaz" diyorsun ama yaşıyorlar. Kadın anlatmaya başladığında ağlamaya başladım. Tabii ki bunları dinlerken darmaduman oluyorsun. Şimdi birisi hayatını anlattığı zaman ’Ne yapabiliriz?’ diye duşunuyorum.
KİTAP BUYUK SURPRİZ OLDU
Kitap kadınlara nasıl mesajlar veriyor?
"Ekonomik ozgurluğunuzu alın. Evlilik herkesin kutsal gorduğu bir yer fakat o aileyi, yuvayı surdurebilmeniz icin mutlu ve huzurlu olmanız gerekiyor. Tabii ki evlilikte sorunlar olabilir. Evliliğinizi yurutmek isteyip istemediğinize iyi karar verin. Kuvvetli olmak zorundasınız, siz kuvvetli olursanız aileniz de olur. Kadının ozguveninin yuksek olması gerekiyor" mesajları veriliyor.
Her gun canlı yayın yapan ve her şeyi programında izleyicisiyle paylaşan biri olarak; kitabı, cıkacağı ana kadar nasıl gizlediniz?
Kitapla ilgili toplantılara başladıktan birkac gun sonra hamile olduğumu oğrendim. Konu benim hamileliğim uzerine kaydığı icin o on plana cıktı. Kitabın tamamlanma doneminde de İdris Ali’nin doğumu oldu. Yine herkesin ilgisi bunun uzerine toplandı. Bizim amacımız kitap fuarına yetiştirmekti ve bunu da gercekleştirdik. Herkese buyuk bir surpriz oldu.
ŞEVKİMİ KIRMA HAZZINI YAŞATMAM!
Kitabı yazmaya karar verdiğinizde eleştiri almaktan cekinmediniz mi?
Negatif duşunmedim. Birkac kişi "Esra Erol da mı yazar oldu?" diye eleştiri yapıyor ama ben yazar olmak istemiyorum ki! Kalemine ve bilgisine yaklaşamayacağım değerli yazarlar var. Onlarla aşık atmak benim ne haddime... Aslına bakarsanız herkesi eleştiriyorlar. Oralara takılmamak lazım. Ben bir şey yapıyorum; siz ne yapıyorsunuz, ne uretiyorsunuz? Dunyanın en kolay şeyi eleştirmek. Muhim olan destek olabilmek. Sen kitabı almamışsın, okumamışsın; bu onyargı nedir? Ama kimin ne dediği benim umurumda değil. İnsanlar şevkinizi kırmaya, sizi uzmeye cok meraklı. Bu onlara haz veriyor. Ben bu hazzı kimseye yaşatmam!
Kitabın devamı gelecek mi?
Once bunu hakkıyla tamamlayayım.... Bu kitabın gidişatı bizim ne yapacağımızı gosterecek. Ancak anladım ki ikinci bir kitap cıkacak. İnsanların hikayelerini istiyorum. esraerolkaraduvak. com adresinden ya da Facebook sayfamızdan, hikayelerini paylaşmak isteyenlerin e-postalarını bekliyorum. Bizim bu kitaptan bir beklentimiz yok. Kitabın geliri Umut Evi’ne gidecek. Turkiye genelinde ozellikle kasaba ve koylerdeki minik evlerde belirli saatlerde avukatlarımız ve psikologlarımız olacak. Hayatını, evliliğini, kaderini değiştirmek ve uzman goruşu almak isteyen herkese ulaşacağız.
İZDİHAMI GORUNCE AĞLAMAK İSTEDİM
TUYAP’taki imza gununuze yoğun bir ilgi oldu. Bunu bekliyor muydunuz?
Ben ne yaparsam yapayım acabalarla giderim. "Acaba gelirler mi?" diye duşunurum. Cok buyuk egosu olan biri olmadığım icin imza gunume de 100 ya da 200 kişi gelir herhalde diye duşunuyordum. Ama o gun, o izdihamı gorunce ağlamak istedim. Uc saat kaldım, bine yakın kitap imzalamışımdır. Bitti sandım ama kafamı kaldırdığımda kuyruğun dışarı kadar gittiğini gordum.