


İZLEYİCİNİN “YAPRAK DOKUMU”NUN ‘KOTU GELİN’İ FERHUNDE’YLE İYİCE OZDEŞLEŞTİRDİĞİ DENİZ CAKIR, BU İMAJI YIKMAYA HAZIRLANIYOR.
Yakında “Aşk Sozleri” adlı bir tiyatro oyunuyla sevenlerinin karşısına cıkacak olan Cakır, ekim ayında perdelerini acacak oyunu ve “Yaprak Dokumu”ndeki surpriz gelişmeleri anlattı.
Oncelikle “Aşk Sozleri” oyununuz hayırlı olsun... Bize biraz bu oyundan ve konusundan bahseder misiniz?
- Teşekkur ederim... “Aşk Sozleri”ni Shakespeare’in eserinden tiyatroya uyarlayıp yoneten kişi Kemal Kocaturk. Bu oyunda Kocaturk, Mihrace Yekenkuluğ, Eren Balkan, Ali ıl, Erkan Pekbay gibi başarılı oyuncularla birlikte sahneye cıkacağım. Konuya gelince...
Ana tema, adından da anlaşı-lacağı uzere aşk... “Aşk, iki kişilik bir orgutlenme şekli midir? Yoksa hep tek kişilik midir? Bizim memlekette sıkca rastladığımız turden, yani hep karşılıksız cek gibi midir? Bir oyalanma, gozlerini dunyanın gerceklerine kapama şekli midir? Kıskanclık bu işin tuzu-biberi mi yoksa denklerin carpışması mıdır? Veya ciftleşmenin nedenselleştirilmesi, yani makinenin yağlanması mıdır aşk?” ışte “Aşk Sozleri” bu ve bunun gibi pek cok sorunun cevabını arayan bir oyun...
Oyunun en beğendi-ğiniz ozelliği ne oldu?
- Bu oyunda herkes kendiden bir parca bulup kendini sorgulayacak. Ama eğlenceyi ve coşkuyu da ıskalamayarak, onu da tadarak... ışte beni ceken bu oldu.
TİYATRO GERCEK BİR TUTKUDUR
Neden bir sinema filmi, başka bir dizi değil de tiyatro oyununda olmak istediniz?
- Shakespeare’in hayata ve aşka dair soylediği o koca cumleleri sıcak, insani, yakın, zaman zaman da rahatsız edecek kadar sert bir şekilde soylemenin yolunun sadece ve sadece tiyatroyla mumkun olduğunu duşunuyorum. Elbette sinemanın imkanları sonsuzdur. Ama tiyatroda yaptığınızı, sinemanın aksine kesintisiz bir şekilde seyircinin onunde ilk kez yapıyormuş gibi her gecce tekrarlamak bir oyuncunun asla vazgecemeyeceği bir tutkudur.
Oyun ne zaman perdelerini acıyor?
- Yaklaşık iki aydır provalar devam ediyor. 9 Ekim’de Muammer Karaca Tiyatrosu’nda promiyer yapacağız.
FERHUNDE HER BOLUMDE FARKLI
Yeni bir tiyatro oyununa başlıyor olsanız da, sizi “Yaprak Dokumu”nden ayrı duşunmek mumkun değil. Ferhunde karakteriyle iyice ozdeşleştiniz. Yine de seyirci sizin iyi mi yoksa kotu niyetli mi olduğunuza bir turlu karar veremiyor...
- Doğru, cunku insanlar her bolumde Ferhunde hakkında farklı şeyler duşunuyorlar. Bir gun iyi oluyor, ertesi gun aniden değişiyor.
Neden bu değişkenlik hali?
- Gecmişten gelen cok fazla arızası var. Gecmişi cok sağlıklı olmadığı, hayatında neredeyse hicbir şey yolunda gitmediği icin en ufak bir darbede farklı reaksiyonlar verebiliyor.
Sizce onun en zayıf noktası ne?
- Hayatındaki en zayıf nokta, aile olmak bana kalırsa...
BEN DE OLSAM MİTHAT’I SECERDİM
Mithat Bey ile Ferhunde’nin surpriz evliliğinin altında da bu “aile olma” ozlemi mi yatıyor yani?
- Bence oyle... Cunku cok gosterişli ve cok parlak hayatlar yaşayan kadınlar, gunun birinde kendilerine baktıklarında basit şeyler istediklerinin farkına varırlar. Kimse onun aslında elini tutmamıştır ki... Ferhunde de sıcak bir ailenin icinde olmadığı, sahiplenilmediği icin başka arayışlara yoneldi. ılk kez karşısına onu sahiplenen biri cıktı. Kadın ne kadar guclu olursa olsun sahiplenilmek ister, erkeğinin guclu olmasına ister. şevket guclu değildi, Levent ise aşktan korktu. Dolayısıyla her ikisi de yureksiz erkeklerdi.
Ya Mithat?
- Levent gibi bencil değil oncelikle... Baktığınızda albenisi olan biri değil ama Ferhunde’ye kendini sevdireceğini duşunuyorum. Senaryoyu okuduğumda ben bile “Bu adamla olmaz” demiştim ama sonradan olabilir gibi geldi. Ben de olsam Mithat’ı secerdim.
Ferhunde sıkılmaz mı bu sukunetten?
- Bana bir noktadan sonra sıkılır gibi geliyor ama hayattan cok yorgun olduğu icin izleyiciyi şaşırtabilir de... “ıstediğim huzur” diyerek her şeyi bir kenara bırakabilir.Dorduncu sezona geldik, bu ucuncu evliliği oldu. Şevket’ten once birinden boşanmıştı zaten. Gercekten yorgun bir karakter, artık macera arayacağını sanmıyorum. Ferhunde beni ve seyirciyi şaşırtacak bu sezon gibi geliyor.
FERHUNDE İNSANLARA REFERANS OLABİLİR
Benim de Ferhunde’ye kızdığım anlar oluyor, ama bazen onun adına uzuluyorum. Başka şartlar altında şimdikinden cok farklı bir kadın olabilirdi. Mesela eve geldiğinde kimse onu sahiplenmedi. O ailede en cok ozenilecek şey, baba ve kızlarının ilişkisiydi, oysa ona kimse “kızım” demedi. O hep “Ferhunde”ydi. Bu karakter insanları gercekten cok etkiledi, beni de zaman icinde Ferhunde ile ozdeşleştirdiler. Hatta yolda durdurup “Bircok konuda senin gibi duşunuyorum, ama o kadar curetkar olamıyorum” diyenler var. Kotuluk anlamında referans olmak istemem tabii ama hayata karşı cesur olmak ve hic yoktan var olmak anlamında referans olabilir insanlara..