

9 Aralık’ta “Ay Buyurken Uyuyamam” ile beyazperdedesiniz. Nasıl bir film oldu, kısaca anlatır mısınız?
- Şiddetin her turlusunu gosteren bir film oldu. Sadece fiziksel değil, psikolojik şiddeti de iceriyor. Kadına şiddetin arttığı bir donemde yaşıyoruz, o yuzden bu filmin cok onemli olduğunu duşunuyorum. Aslında filmde cok fazla konu var; toplumda kadın olmak, kadının ( birliktelik )( birliktelik )( birliktelik )( birliktelik )( birliktelik )( birliktelik )liği nasıl yaşadığı gibi... AhlÂk anlayışı, mahalle baskısı konularına da parmak basıyor.
Siz nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz?
- Ayca Bingol’un canlandırdığı Melek’in iki kızından birini oynuyorum. Karakterin ismi Hulya. Universiteyi yeni kazanmış bir kız ve otellerde dans ederek para kazanıyor. Ailenin ayakları yere basan tek bireyi. “Ben universiteye giderim, kendi paramı kendim kazanırım” diyor. Zarar gormekten korktuğu icin de etrafındakilerle ilişki kurmaktan cekiniyor.
“COK KOTU” DESİNLER Kİ KENDİMİ GELİŞTİREYİM
Filmi izlediğinizde performansınızı beğendiniz mi?
- Acıkcası ben birileri cıkar da “Cok kotu oynamış” der diye korkmuyorum. Desinler ki ben de kendimi geliştireyim diye duşunuyorum.
Cekimler nerede yapıldı?
- Ayvalık, Cunda ve Ceşme’de. Yaklaşık bir ayda tamamladık cekimleri.
Şerif Goren’le calışmak nasıldı?
- Benim icin ilk andan itibaren heyecan vericiydi. Cekimler de cok keyifli gecti. Şerif Hoca cok sakindi, setteki butun kontrol ondaydı, o yuzden cok rahattık.
Peki ya Ayca Bingol?
- Onun kızını oynamak cok eğlenceliydi. Ayca Bingol, Turkiye’nin en saygın oyuncularından biri. Gercek hayatta anne olmamasına rağmen sette anne gibiydi. Beni gercekten o doğup buyutmuş gibi davranıyordu.
ANNEM MAHALLE BASKISINA ASLA İZİN VERMEDİ
Filmin uyarlandığı kitabı okudunuz mu?
- Aslında Necati Cumali lisedeyken takip ettiğim bir yazardı ama bu kitabını okumamıştım. Film projesi geldiğinde hemen alıp okudum.
Peki kitaptaki hikÂyeyle filmin senaryosu birebir ortuşuyor mu, yoksa değiştirilen tarafları var mı?
- Necati Cumalı kitabında oyle olaylara parmak basmış ki, bunlar halen devam eden gerceklikler... Şerif Hoca’nın bu hikÂyeleri gunumuze uyarlamakta hicbir sıkıntı cekmediğini duşunuyorum.
Filmde şiddetin her turlusunun olduğunu soylediniz. Hulya karakteri de şiddet goruyor mu?
- Evet, goruyor. Buna rağmen bir erkeğin boyunduruğu altına girmiyor ve erkek hegemonyasını asla kabullenmiyor.
Peki siz hic Hulya gibi mahalle baskısı yaşadınız mı?
- Ben cok ozgur buyudum. Kimse bana “Aman evladım, bunu da yapma” demedi. Annem, mahalle baskısına asla izin vermedi. Biz Balat’ta oturduk, ben mini etek giymeye cekinirdim, annem ise “Ne munasebet! Giyeceksin, kim ne diyebilir!” derdi. Giydim ve kimse de “Neden bunu giyiyorsun?” demedi. Bu biraz da duruşla alakalı sanırım.
KISA OLMAKTAN GAYET MEMNUNUM
Gelelim “Adını Feriha Koydum”a... En son Cağatay Ulusoy’la opuşme sahnenizde ayaklarınızın altına takoz konulduğu haberiyle basında yer aldınız. Rahatsızlık verdi mi bu haber size?
- Ben bu durumdan gayet memnunum ama o haberde beni rahatsız eden bir durummuş gibi yazılmıştı. Halbuki hep soyluyorum; ben kısa boyluyum, bu halimden de cok mutluyum. Benim altıma takozu koyuyorsun oluyorum 1.75, cekiyorsun 1.58’im. Her turlu rolde oynarım yani. Cağatay 1.88 cm, ne yapalım şimdi yani? Kıvanc Tatlıtuğ’la oynarken de takoz konuluyordu ayağımın altına. Yoksa ben Kıvanc’a sarıldığımda beline kadar geliyorum. Ama “Nihal ve Behlul” olunca mecburuz oyle durmaya. Boyumla dalga geciyorlar ama ben hayatım boyunca bunun muthiş faydasını gordum. Okul kantininde hep aralardan en one gecerdim mesela... (Guluyor)
Okul hayatınızda da faydası oldu yani...
- Evet ama acısını da cektim. Cunku en on sıraya oturtuluyordum. Tembel bir oğrenciydim, ders dinlemekten hic hoşlanmıyordum ama en ondeydim. Neyse ki lisede en arkaya oturmayı başardım. En arkayı ben kaptım, bu durum bitti! (Guluyor)
VAHİDE GORDUM’UN ELİ UZERİMİZDE
Vahide Gordum, kanser tedavisi nedeniyle diziye ara verdi. Onun yokluğu sizi nasıl etkiliyor?
- O hepimizin annesiydi, ozellikle de benim... Cok mutluyuz onun adına. Şu an kafasını dinliyor, tedavi oluyor. Hepimiz her gun ona sevgi mesajları gonderiyoruz, o da diziyi izleyip bize yorumlar yazıyor. Elini uzerimizden cekmiş değil. Onun gectiği sette saygısızlık, terbiyesizlik yapacak birini tanımıyorum. Onun eli değdi bize cunku.
Vahide Hanım saclarını sette kestirdi, neler hissettiniz o an?
- Evet, cok duygusal bir andı. Bir de upuzun sacları bir anda kesilince hepimiz cok yadırgarız diye duşunmuştuk ama hic de oyle olmadı. Ben “Ay cok tatlı oldu annem” dedim, kendisi de aynaya bakıp “Vallahi yakıştı mı ne” dedi. Guzel kadın her zaman guzel gercekten...
ŞİDDETİ PORNOGRAFİYE DONUŞTURMEDİK
Kadına şiddeti pornografiye donuşturmeden, cok sert olmadan “Bakın boyle şeyler de oluyor” diyen bir film cektik. Bazı sahneler erotik bulunur bulunmaz, beğenilir beğenilmez o ayrı konu. Ben bu filmde oynadığım icin gurur duyuyorum.
SETTE TELEFON KRİZİ YAŞANMADI
Dizi setinde telefon krizi yaşandığı iddiasına ne diyorsunuz? Cıkan haberlere gore siz sette telefonda cok konuşuyormuşsunuz, bu yuzden yonetmenden azar işitmişsiniz...
- Ben de yonetmenimiz Barış Yoş de bu haberi okuyunca cok uzulduk. Hatta Barış “Basın acıklaması mı yapsam?” diye duşundu. Cunku sette oyuncusunu tehdit eden bir yonetmen durumuna duştu. İkimizi de karalayan, sette huzursuzluk varmış gibi gosteren bir haber olmuş. Oysa bu, bugune kadar calıştığım en huzurlu set diyebilirim. Ayrıca sette birileri havuzda cekimi bekleyecek ve ben de onları bekleteceğim, bu mumkun değil!