unlu oyuncumuz Cemal Toktaş rol gereği bakın ne hale geldi... Ve rolundeki halini gorenler neler duşunduler şaşıracaksınız......


TRAVESTİLER BİLE ONU GAY ZANNETTİ

GUNEŞİ GORDUM FİLMİNDE CANLANDIRDIĞI TRAVESTİ ROLUYLE KONUŞULAN CEMAL TOKTAŞ, ''CEMAL DE GAY Mİ, DİYENLERE HİC ALDIRMAM. BEN BU ROLU 'OTEKİ' DİYE TANIMLANANLAR UZERİNDEKİ ONYARGIYI KIRMAK İCİN KABUL ETTİM,'' DİYOR..


Berfin, kardelen demekmiş Kurtce. Bir kez acıp, guneşi gorur gormez solan. Yine de Âşıkmış guneşe ve onu gormek icin acarmış. Berfin, Mahsun Kırmızıgul'un yonettiği Guneşi Gordum filminde, zorunlu gocle Kars'tan İstanbul'a gelen bir ailenin, icindeki kadın ruhunu ortaya cıkartmayı goze alan oğlu Kadri'nin, travesti oluşundan sonra sectiği isim aynı zamanda. Saflığı gozlerinden okunan, ailesinin ve toplumun şartlarından bihaber, kendini bulma yolunda olumu bile goze alan bir garip genc Kadri ya da Berfin. Doğu'daki ismiyle Kado. Onyargılara reğmen Berfin'i seviyoruz. ''Kac Berfin, kac!'' diye bağırıyoruz ağabeyi tore gereğince onu oldurmek icin kovalarken, 'Onun da yaşamaya hakkı var bizim kadar,' diyoruz. Ama bir donuşum oykusu icinde fiziksel donuşumu de yaşayarak travesti olan Kadri/Kado/Berfin'i canlandıran genc oyuncu Cemal Toktaş, iki misli cesaret sergilediği icin alkışı hak ediyor.

- Guneşi Gordum'den oncesi ve sonrası diye miladi bir cizgi var mı artık hayatınızda?
- Bir oyuncu adayı olarak kendimi geliştirmem acısından bir milat olabilir ancak. İkinci sinema filmim, ama ilk gosterime giren filmim. Bugune kadar uc karakter cıkardım, hepsi benim icin bir milat. Aldığım tepkiler oyunculuğum yonunde, bunlar da guzel tepkiler.

- Kadri/Kado/Berfin, filmin en onemli karakterlerinden... Mahsun Kırmızıgul, senaryoyu verdiğinde mi tanıştınız onunla yoksa uzerinde konuştunuz mu?
- Oturup konuştuk, hikÂyeyi anlattı bana Mahsun ağabey. HikÂyenin genelini dinlediğimde, 'Vaay,' dedim.

- Neler var bu 'Vaay'ın icinde?
- 25 yıldır yaşanan bir gercek var. Bu 25 yıl, bir jenerasyon demek. Ben de '83 doğumluyum, 26 yaşımdayım. Bu durumun icinde buyudum. Bir iki ust kuşağımız, bizim jenerasyona bakıp, 'Apolitik, ilgisiz,' diyor. Ben de diyorum ki; 'Biz ilgisizsek bile, bunun bir sebebi olmalı, bunu niye hic duşunmuyoruz?' Bu hikÂye, bu jenerasyonun ilgisizliğinin bir tarafı. Cunku benim yaşımdaki arkadaşlarım, ister Batı'da ister Doğu'da yaşasın, bir yerlere gelince hep 'Nerelisin? Kimleri okudun, kimi tanıyorsun?' durumuna getiriliyorlar.

- Genclerin ilgisizliğinin asıl sebebi ne?
- Bu filmde anlatılıyor, 25 yıldır yaşanan ve dile gelmeyen bazı gercekler var. O ilgisizliğin sebebi budur. Karslı bir kardeşimiz, Doğu'dan kalkıp, Beyoğlu'na geldiği zaman ona hırsız gozuyle bakılıyor. Doğulu bir travestinin olumunu gorduk bu filmde. Kars'ta okuyamadığı icin buraya geldi, ic dunyasını bilemeyiz.

- Kadri, Kars'ta kalsaydı, icindeki kadını dışarıya cıkarabilir miydi?
- Orada kalsaydı olamazdı. Belki yine olacaktı, ağabeyinin baskısına karşı nerede, nasıl patlayacağı hic belli olmaz. Cunku bu kesinlikle ruhsal bir durum. Afişte de tek gulen karakter o. Koyde bastırıp, boyun eğebilir ama İstanbul'a geldiğinde toplumun baskısı da var. Ben bu karakteri kabul ederken, sadece bir travesti ya da Doğulu bir cocuğun hikÂyesi olarak duşunmedim. Bu cocuk Alevi, Ermeni, Arnavut, Boşnak da olabilirdi, butun etnik kokenlere yayabiliriz. Benim derdim sadece bu kimliksizleştirilmenin sebebi. Arada kalıyoruz. Niye? Bu baskı da olumu getiriyor.

- Gecenlerde Taksim'de bir travesti evinde bıcaklanarak, Bursa'da da bir diğeri feci şekilde olduruldu. Bunları duyunca daha cok uzuluyor musunuz artık?
- Evet, tabii. Bir insan, kendi bu kadar cesur yaşayamadığı icin yapar bunu. Bana daha 'Niye boyle bir rol oynadın?'' diyen olmadı. Demek ki bu ulkede boyle bir tepki de alabilirim. Kadri, baskıların karşısında durabilmek adına ağabeyine, ''Ben buyum, beni boyle kabul ediyorsan et, yoksa vur oleyim. Eninde sonunda toplum beni yok edecek,'' diyor.

- Travesti arkadaşınız var mıydı?
- Mahsun ağabey, onların hayatını gercek olarak aktarabilmek adına bana bir numara verdi, birileriyle arkadaş oldum. Onlar da benim jenerasyondan. Bazıları İstanbul'da doğmuş, ama coğunluğu Doğu kokenli. Onlara travestilerle ilgili her şeyi sordum.

- Onlar seks işciliği yapıyor mu?
- Benim arkadaşlarım ticari takılmıyor; kulturlu, evinde tabloları olan, sanat konuştuğumuz insanlar. 'Bizim tanrımız hermafrodit. Biz ustun ırkız. Duşunsene hem kadınsın hem de erkeksin,' diyor, kalıyorsun. 'Bir cift gorduğunuzde once kadına mı, erkeğe mi bakarsınız?' diye sordum, kadına bakarlarmış, 'O erkeğin yanında keşke ben olsaydım,' diye kıskanırlarmış. Ama sizin soylediğiniz gibi arkadaşlarla da tanıştım.