selen seyven hayatı selen seyven ve sevgilisi temmuz karikutal sevgilisi doludizgin yıllar gulşen neden ayrıldı doludizgin yıllardan neden ayrıldı
Genco dizisi ile un kazan guzel oyuncuya aşk var mı diye sorduk......


'HERKES TARAFINDAN TANINIYORUM!'

GENCO DİZİSİYLE BİRCOK İNSANIN GONLUNE TAHT KURAN SELEN SEYVEN İLE GENCO’DAN BU YANA YAPTIKLARI, YENİ DİZİSİ VE AŞK HAYATI HAKKINDA KEYİFLİ BİR ROPORTAJ YAPTIK...

Seni Genco dizisiyle tanıdık. Genco’dan bu yana olumlu ve olumsuz yonde hayatında neler değişti?

Unlu olmak insanın hayatını derinden ve ciddi bir şekilde etkiliyor. Ama beni cok rahatsız eden bir şey olmadı. Normalde de sokakta yururken insanların yuzune gulumseyen bir insanım. Unlu olduktan sonra da daha fazla gulumsemeye başladım. Parasal anlamda guzel değişiklikler oldu. Yapmak istediğim mesleği yapıyorum. Genco benim ilk gozbebeğim ve cok başarılı bir iş oldu. Bu mesleğe Genco’yla birlikte değil de başka bir projeyle başlasaydım bu kadar mutlu olamazdım diye duşunuyorum. Genco sayesinde mesleğimi istediğim statude yapıyorum. Diziden sonra da, hayatımı A standardında surerken bir anda A artı standardında bir hayat surmeye başladım. Bu yaşam biciminde de bir daha eskisi gibi yaşama şansı olmuyor. Herkes tarafından tanınmak koklu bir değişim oldu.

Şu an “Doludizgin Yıllar” da yer alıyorsun. Oradaki karakterinden bahseder misin?

Gulşen karakteri aslında dizi icinde değişime uğrayan bir karakter oldu. Cunku dizi başladığında erkeksi, aşkı hic tatmayan, ata binmeyi seven bir kızdı. Şimdi ise Gulşen aşık bir kız oldu. Yine delikanlı ama bir yandan da aşk kızı oldu. Aslında aşkı hayatında ilk defa tadıyor ve ilk defa yaşadığı icin de o kadar heyecanlı ki! Buyuk aşklar kavgayla başlar cumlesi altında bir aşk başladı.

Gulşen ile Selen’in ortak yonleri var mı?

Gulşen’in bazı hareket ve tavırları bana benziyor. O zaman o sahneleri cok rahatlıkla canlandırıyorum. Orneğin; Gulşen’in Feraye’yi azarlaması gibi Selen de arkadaşlarımı azarlıyor. O yonleri bana cok benziyor. Gulşen ve Selen’in arkadaşlık goruşu aynı. Ayrıca ikimiz de atları seviyoruz. Onun dışında pek benzemiyoruz.

Bu dizinin Genco kadar tuttuğuna inanıyor musun?

Genco cok ozel bir diziydi. İşlenmemiş bir konuyu, depremi işledi. Genco’nun hitap ettiği kitle cok genişti. Doludizgin Yıllar da cok ozel bir dizi. Bir Osman Sınav işi. Ama Doludizgin Yıllar’ın kitlesi hayvan severler, at severler, binicilik yapmış olanlar ve lise oğrencileri. Yani aşkı yeni yaşayanlar. Genco’nun kitlesi cok daha buyuk bir kitleydi. O yuzden Genco daha cok sevildi.

Dizinin kanal değiştirmesi bir duşuş yaşattı mı?

Aksine yukseltti. Ben ona inanıyorum. Genelde dizi bir kanaldan diğerine gectiği zaman biter. İzleyici kitlesi o diziyi bırakır. Ama biz kanal değiştirince dizi bitmesin diye insanlar gruplar actı. Ben diziye bitti gozuyle bakıyordum. Ama bir anda inanılmaz mailler yığmaya başladı. Başka kanallar da istiyordu ama şu an olduğumuz kanal ile anlaştık ve ondan sonra dizi cok daha yukseklere gitti. Cok mutluyum cunku bolumlerimizde hicbir aksaklık yaşamıyoruz. Bir oyuncu olarak kendimi ve dizimi cok daha guvende hissediyorum.

Şu an olmak istediğin yerde misin?

Şu an icin evet. Genco ile başladım. Aslında jan jan diye bir sinema filmim de var. O zamanlar 17 yaşındaydım. Şu an 22 yaşındayım ve doğru bir yerde olduğumu duşunuyorum. Dizi, televizyon oyunculuğu anlamında insanı cok geliştiriyor. Orneğin; Al Pacino’ya bir tane senaryo gonderiyorlar ve o “8 ay sonra konuşalım” diyor. 8 ayda bu senaryoyu calışıyor. Ama bize bir senaryo geliyor, biz 2 gun icerisinde o senaryoyu cekiyoruz. O yuzden daha hızlı bir tempoda, daha fazla şey oğrenerek ilerlemek zorunda kalıyorsunuz. Bu benim 2’inci dizim. İkisinde de başrol oynuyorum. Bir tane de sinema filmim var. 22 yaşına gelene kadar daha ne yapabilirdim ki! O yuzden kendimi guzel bir yerde buluyorum.

İleride olmak istediğin nokta neresi?

Sinemaya hayran bir insanım. Beyaz perdenin buyusu vardır ya, herkes ona kapılır. Kocaman beyaz perdede kucucuk bir karede bile kendi suratınızı gormek bambaşka bir duygu. İleride kimin ne olacağı belli olmaz. Ama en buyuk hedefim sinema oyuncusu olmak ve Turkiye’de buyuk filmlere imza atmak.

Televizyon oyunculuğuyla sinema oyunculuğu farklı deniyor…

Cok farklıdır. Televizyonda bir senaryoyu iki gunde oynuyorsunuz. Ama sinema filminde 1 bucuk ay onceden hazırlanmaya başlıyorsunuz ve bir sahneyi bir gunde bile cekebiliyorsunuz. Geniş zaman diliminde daha ozel ve kalıcı bir calışma oluyor.

Ezel Akay dayın olmasaydı da şu an yine aynı yerde olacağını duşunur muydun?

Evet kesinlikle! Ekran bilgisi, sinema bilgisi olarak cok fazla yararlandığım birisi Ezel Akay. Annemle birlikte aynı şirkette calışıyorlardı. O yuzden onlar sayesinde benim cocukluğum setlerde gecti. Her şeyden once asıl işin nasıl işlediğini Ezel Akay sayesinde oğrendim. Ama oyunculuğa girmemde bir etkisi olmadı. Sadece “Hacivat ve Karagoz” setinde bana ufacık bir rol verdi ve oyuncu olarak seti tanımamı istedi. Bu sektore girmemde de şoyle bir faydası oldu; bana gelen senaryolarda dayıma danışıyordum. Ondan fikir alıyordum. Sonucta dayım. Cok zeki bir adam olduğunu duşunuyorum. Onun zekasından yararlanmak en doğrusu.

Bir erkek arkadaşının, Ezel Akay’ın yeğeni olduğun icin seninle birlikte olmayı bir basamak olarak gorebileceğini duşundun mu?

Hic duşunmedim. Ve oyuncu erkek arkadaşım da oldu. Zaten oyuncuya oyuncudan başka sevgili de olmaz.

Neden?

Yapamazlar. Olacaksa da cok mulayim biri olması gerekir. Cunku eve geliş gidiş saati belli değildir, ekran onundedir, insanlar onu tanıyordur… Bir makine muhendisi benim sevgilim olsa ve ben onunla vakit geciriyorsam o benden rahatsız olur. Yolda her gorduğum insan yanıma gelip fotoğraf cektirmek isteyebilir. Bunlar olan şeyler. Ekran onunde olan insanlar olarak bunlar da bizim seyirciye gorevimiz. Tabii ki de fotoğraf cekilip sohbet edeceğim. Eğer ben buna karşıysam o zaman bu mesleği yapmayacağım. Yanımdaki insan da bunu gorup bundan rahatsız olmayacak biri olmalı. Bunu anlayışla karşılayacak biri olmalı. Ben sabah 6’ya kadar calışıyorsam o bunu anlamak zorunda. Cunku oyuncu her an calışabilir. O yuzden oyuncuya oyuncudan başka sevgili olmaz.

Aşkı nasıl tanımlarsın?

Aşkın gercekten bir tanımı yokmuş gibi geliyor bana. Aşk, insana ayrıldıktan sonra onu beyninden silmek icin bir icat yaratacak kadar yuksek dozda olabiliyor. Aşk insanoğlundaki en yoğun, insan vucudunun yaşadığı zaman en cok hormon salgıladığı duygudur. Beynin en cok calıştığı duygu aşktır. Bir insana duyulan aşk bambaşkadır. “Neden aşık olursun” sorusunu da kimse acıklayamaz. Ben sadece aşkı bana en cok hormon salgılatan, beni en cok mutlu edebilen ve uzebilen duygu olarak tanımlayabilirim.

En son ne zaman aşık oldun?

2 sene once oldum. Ayrıldıktan sonra bir şey icat edip onu silmek istedim.

Aşkın tek olduğuna mı inanırsın?

İnsan her zaman yaşayamıyor. İnsanlarla vakit gecirmeyi seviyoruz ama aşk cok kolay olmuyor.

Ozel hayatına vakit ayırabiliyor musun?

Bircok insan “o kadar cok yoğun calışıyorum ki ozel hayatım kalmadı” diyor. Ama herkes ozel hayatına zaman ayırabilir. Ne kadar cok calışırsan calış eve geldiğinde bir DVD film izleyebiliyorsan bu senin ozel hayatındır. O DVD filmini de oturup sevgilinle izleyebilirsin. Ben de cok calışıyorum ama ozel hayatıma da vakit ayırıyorum.

Sevgilin olduğunu da oğrenmiş olduk…

Evet var.

Tanıdığımız birisi mi?

Olabilir. Ama kim olduğunu soylemek istemiyorum.

Faik Ergin’le neden ayrıldınız?

Biten bir şeyin uzerinden cok fazla konuşulmaz. Faik benim cok sevdiğim bir insan. Yaklaşık 1 bucuk yıl boyunca guzel bir ilişki yaşadık. Her noktası guzeldi. Ama bir yerden sonra bitmesi gereken şeyler biter. Gitmeyen bir şeyi de yurutmek cok kolay olmuyor. İki tarafın da cok yuksek egoları varsa ve cok yuksek duygulara sahipse biraz duygu şiddeti yaşıyorsunuz ve bu yuzden catışmalar cıkıyor. Catışmalara da bir sure sonra katlanamıyorsunuz. Bunlar kavga gurultu de değil. Sadece ic ice catışmalar. İkimiz de akıllı ve olgun insanlar olduğumuz icin boyle bir karar verdik.

Temmuz Karikutal ile el ele goruntulendiğiniz iddiaları hakkında ne duşunuyorsun?

Doğru değil. Bir mekandan cıkarken kalabalık esnasında “gel arkadaşım” diye kolundan tutup cekmişimdir. Temmuz benim cok yakın bir arkadaşım. Oyle bir şey olamaz.

Kendini guzel buluyor musun?

Hayır. Guzellik kavramı insandan insana değişir.

Sen guzel değilsen sadece oyunculuğunla mı başrol oynuyorsun?

Oyunculuğumla mı oldum bilmiyorum. Aslında onu beni secenlere sormak lazım. Ama şimdiki dizimde oyunculuğumla olduğumu Osman Hoca’yla da konuştuğumuz icin biliyorum. Kendimi guzel değil ama genelde sempatik, şeker, enerjik bir kız olarak goruyorum. İnsanlarla sohbetim iyidir. Aynı zamanda kotu bir oyuncu olduğumu duşunmuyorum.