Dunya dışında yaşam olup olmadığı, insanların gokyuzunde Dunya'dan başka gok cisimleri olduğunun ilk fark edildiği antik cağlardan beri insanlığın en merak ettiği soruların başında geliyor. Sonsuz evrende yalnız olup olmadığımızı kesin bir şekilde anlamak adına bilim insanları calışmalarına hic ara vermeden devam ediyor.
Bu calışmalardan birisi de, uzak diyarlardaki olası bir canlı formuna, Dunya isimli gezegende akıllı bir başka canlı formu olduğunu gostermek amacıyla uzaya gonderilen mesajlar olarak one cıkıyor. Şimdiyse bilim insanları, daha once pek cok kez gonderilen bu mesajlara bir yenisini daha eklemenin vaktinin geldiğini duşunuyor.
[h=2]Mesajın hedefine ulaşması binlerce yıl alacak[/h]
Bilim insanları, uzayda olabilecek akıllı dunya dışı varlıklar icin yeni bir mesaj hazırladıklarını ve mesajı gondermek icin gereken geri bildirimin gelmesini beklediklerini bildiriyor.
Gel gelelim ki bu mesajı gondermek icin gereken teknoloji henuz hazır değil. Dahası, mesaj gonderildiğinde bile hedefine ulaşması binlerce yıl alacak. Yani başka bir deyişle hic kimse yakın bir zaman icerisinde dunya dışı bir toplumdan geri donuş mesajı almayı beklemiyor. Ancak uzaya gonderilecek notu hazırlayan araştırmacılar, fikirlerinin uzaylılarla nasıl iletişim kurulacağı, ne soyleneceği ve insanlığın bir tur olarak nasıl olumsuzleştirileceği konusunda bir diyalog başlatacağını umuyor.
NASA'nın California'daki Jet Propulsion Laboratuvarı'nda (JPL) astrofizikci olan Jonathan Jiang, konuya dair, yıllar sonra ortada Dunya diye bir gezegen kalmasa bile "Kozmik okyanusta bir şişede 'Hey, biz buradayız' demek icin bir mesaj gondermek istiyoruz" şeklinde kaydediyor.
[h=2]Mesaj, uzaylıların insanları anlamasına kolaylaştıracak bilgiler iceriyor[/h]
Dunya dışı yaşam ile iletişim kurmak icin ilk yuksek guclu girişim olan Arecibo mesajının 50. yıldonumu icin Jiang ve ekibi tarafından tasarlanan mesaj, aslında insanlığın uzaya gonderdiği daha onceki mesajlara dayanıyor. 1974 yılında ikili kod kullanarak tasarlanan Arecibo ’da insanlığın 10 tabanlı sayma sistemi, ortak onemli unsurlar ve guneş sisteminin bir haritası hakkında bilgilere yer verilmişti.
Buna benzer bir şekilde yine ikili kod kullanan yeni mesajda da uzaylıların insanları anlamak icin ihtiyac duyacağı DNA, amino asitler ve glikoz tanımları dahil olmak uzere temel matematik, fizik ve biyoloji tanımları yer alıyor. Ayrıca mesajda Samanyolu, Guneş Sistemi ve Dunya'nın kendisinin yapısı ve atmosferi hakkında bilgi veren haritalar bulunuyor.
Ote yandan mesajın, birkac temel yonden onceki mesajlardan daha gelişmiş olduğu belirtiliyor. İlk olarak Dunya'nın Samanyolu'ndaki konumunun haritasının Arecibo mesajındakinden daha kesin olması dikkat cekiyor. Jiang ve ekibi, parlaklıkları sebebiyle kolayca gorulebilmeleri acısından, Dunya ’nın Samanyolu ’ndaki yerini işaretlemek amacıyla kuresel yıldız kumelerini kullandıklarını kaydediyor.
Bununla birlikte mesaja, onu bulan herhangi bir uzaylının mesajın ne zaman gonderildiğini anlaması icin turunun ilk orneği bir zaman damgası eklendiği de bildiriliyor. Bu noktada ise karşımıza, Dunyalılardan cok farklı olcum yontemlerine sahip olması muhtemel bir uzaylı uygarlığına zamanı bizim algıladığımız gibi nasıl aktarabileceğimiz sorusu cıkıyor.

Hollanda'daki Hanze Uygulamalı Bilimler Universitesi'nden mesaj tasarımcısı Qitian Jin ’e gore bu sorunun cevabı hidrojen atomunda saklı. Yıldızlararası gazda bulunan notr hidrojen, diğer atomlar veya elektronlarla carpışmalardan sonra yuksek enerjili bir duruma girebilir. Yaklaşık 10 milyon yıl sonra, bu yuksek enerjili hidrojenlerden biri, spin-flip olarak bilinen daha duşuk enerjili bir duruma geri bir gecişe uğrar. İşte bu spin-flip gecişi de mesajın Buyuk Patlama'dan ne kadar sure sonra gonderildiğini iletmek icin uygun bir evrensel zaman birimi sağlar.
Bununla birlikte Jin, teorik bir uzaylı uygarlığının zaman icinde Dunya hakkında daha fazla şey oğrenebilmesi icin guncellenmiş zaman damgaları ve bilgilerle birden fazla mesaj gondermenin mumkun olabileceğini de sozlerine ekliyor.
[h=2]Mesaj, yaşama elverişli olabileceği duşunulen gezegenlerden oluşan bir yıldız bolgesine gonderilecek[/h]
Jiang, yeni onerilen mesajın Samanyolu'nun merkezinden yaklaşık 13.000 ışık yılı uzaklıkta bir yıldız halkasına gonderileceğini belirtiyor. Bu bolgenin, yıldızlarının yaşanabilir bolgelerinde var olan, yaşama elverişli birkac gezegen icerdiği duşunuluyor. Konuya ilişkin olarak Jiang, “Eğer uzaylılar varsa, buyuk ihtimalle buradalar” şeklinde kaydediyor.
Ayrıca araştırmacılar, dunya dışı varlıklara hangi bilgilerin gonderileceği konusunda bir sohbet başlatmayı ve mesajları dinlemeye olan ilgiyi canlandırmayı umuyorlar. İnsanlar zaten hali hazırda yaklaşık olarak 200 ışık yılını kapsayan bir alanda radyo, televizyon ve radar sinyallerini uzaya yayınlıyor. Bu dunya dışı yaşamı aramak icin cok da geniş bir alan değil; ancak alan buyumeye devam ediyor. Yeni mesajın oluşturulmasına yardımcı olan SETI Enstitusu'nde astrofizikci olan Stuart Taylor ise insanlığın yaydığı izlenimin cok da iyi olmadığına dikkat cekiyor.
Uzaylıların bizi dinleyeceğini duşunduğumuzde pozitif bir mesaj gondermenin oldukca onemli olduğunu belirten Taylor, asıl umutlarının ise yıldızlara ulaşmak icin yeterince gelişmiş bir uzaylı uygarlığının son derece ‘iş birlikci ’ olması ve Dunyalılara farklılıklarımızı nasıl uzlaştıracakları konusunda iyi tavsiyelerde bulmaları olduğunu ifade ediyor.