"Âşık olmayı kim istemez ki?" diyebilirsiniz ancak filofobik kişiler icin bunun duşuncesi bile kotudur. Aslında bu fobiden muzdarip kişiler bir zamanlar aşkı deneyimlemiştir ancak sarsıcı bir ayrılık veya aldatılma nedeniyle aşka olan inanclarını kaybetmiştir.
Sonraki ilişki deneyimlerinde ise biriyle duygusal bağ kurma sorunu yaşamaya başlarlar ve gunluk hayatlarında bunun sıkıntılarını fazlasıyla yaşarlar. Hafife alınmaması gereken bir rahatsızlık olduğu icin bir psikologdan veya psikiyatristten yardım almaları gerekir.
[h=2]Bu sorunu yaşayan insanlar, kotu tecrubelerden dolayı tekrar aynı duyguları yaşamamak adına yeni bir duygusal bağ kurmaktan cekinirler.[/h]
Kotu ilişki deneyimleri haricinde cocukken aile ile olan iletişimin de etkisi olabilmektedir. Ebeveynlerin, cocuklarına "soylediklerimi yapmadığın takdirde kimse seni sevmez" gibi cumleler kurması cocuklarda ciddi tahribatlar yaratabilir. Bu sozlere cok sık maruz kalan cocuklar ileride bir ilişki kursalar bile o ilişki sonlanınca normal kişilere kıyasla daha kırılgan olurlar.
Yine yapılan bazı araştırmalar gostermiştir ki filofobinin oluşmasında genetik faktorler de etkili olabilmektedir. Genetiğe ek olarak beyin yapısındaki ve beynin işleyişindeki bazı sorunlar nedeniyle bu fobiye maruz kalınabilmektedir.
[h=2]Filofobi, kendisini yoğun bir şekilde hissettirdiği icin kişinin yaşamını ciddi anlamda etkiler.[/h]
Belirtiler kişiye gore değişmekle birlikte, Âşık olmayı duşunen bireylerde hem fiziksel hem de duygusal bazı tepkiler ortaya cıkar. "Kacınma" duyguları ile hareket eden filofobiklerde korku ve panik duyguları hakimdir. Karşı cinsle bir araya geldiklerinde aşırı terleme ve hızlı kalp atımı oluşabilir. Bunlara ek olarak nefes almada gucluk cekme ve mide bulantısı da gorulebilir.
[h=2]Bu psikolojik rahatsızlığın tedavisinde genellikle "bilişsel davranışcı terapi" uygulanır.[/h]
Terapide bireylerin korkularının ustune giderek onlarla baş etmesi sağlanır. Korkunun kaynağına yonelik olumsuz duşuncelerin, inancların değiştirilmesi icin uğraşılır. Tedaviyi desteklemek icin serotonini arttıran medikal ilaclar da kullanılabilmektedir.
Tedavi alınmadığı takdirde, filofobisi olan bireylerde depresyon ve anksiyete bozukluğu gelişme riski artmaktadır. Bu nedenle bu rahatsızlığın bir uzman tarafından tedavi edilmesi oldukca onemlidir.
Kaynaklar: 1, 2
Sonraki ilişki deneyimlerinde ise biriyle duygusal bağ kurma sorunu yaşamaya başlarlar ve gunluk hayatlarında bunun sıkıntılarını fazlasıyla yaşarlar. Hafife alınmaması gereken bir rahatsızlık olduğu icin bir psikologdan veya psikiyatristten yardım almaları gerekir.
[h=2]Bu sorunu yaşayan insanlar, kotu tecrubelerden dolayı tekrar aynı duyguları yaşamamak adına yeni bir duygusal bağ kurmaktan cekinirler.[/h]

Kotu ilişki deneyimleri haricinde cocukken aile ile olan iletişimin de etkisi olabilmektedir. Ebeveynlerin, cocuklarına "soylediklerimi yapmadığın takdirde kimse seni sevmez" gibi cumleler kurması cocuklarda ciddi tahribatlar yaratabilir. Bu sozlere cok sık maruz kalan cocuklar ileride bir ilişki kursalar bile o ilişki sonlanınca normal kişilere kıyasla daha kırılgan olurlar.
Yine yapılan bazı araştırmalar gostermiştir ki filofobinin oluşmasında genetik faktorler de etkili olabilmektedir. Genetiğe ek olarak beyin yapısındaki ve beynin işleyişindeki bazı sorunlar nedeniyle bu fobiye maruz kalınabilmektedir.
[h=2]Filofobi, kendisini yoğun bir şekilde hissettirdiği icin kişinin yaşamını ciddi anlamda etkiler.[/h]

Belirtiler kişiye gore değişmekle birlikte, Âşık olmayı duşunen bireylerde hem fiziksel hem de duygusal bazı tepkiler ortaya cıkar. "Kacınma" duyguları ile hareket eden filofobiklerde korku ve panik duyguları hakimdir. Karşı cinsle bir araya geldiklerinde aşırı terleme ve hızlı kalp atımı oluşabilir. Bunlara ek olarak nefes almada gucluk cekme ve mide bulantısı da gorulebilir.
[h=2]Bu psikolojik rahatsızlığın tedavisinde genellikle "bilişsel davranışcı terapi" uygulanır.[/h]

Terapide bireylerin korkularının ustune giderek onlarla baş etmesi sağlanır. Korkunun kaynağına yonelik olumsuz duşuncelerin, inancların değiştirilmesi icin uğraşılır. Tedaviyi desteklemek icin serotonini arttıran medikal ilaclar da kullanılabilmektedir.
Tedavi alınmadığı takdirde, filofobisi olan bireylerde depresyon ve anksiyete bozukluğu gelişme riski artmaktadır. Bu nedenle bu rahatsızlığın bir uzman tarafından tedavi edilmesi oldukca onemlidir.
Kaynaklar: 1, 2