Bu konu; Ruzgar Erkoclar'ın Annesi İlk Kez Konuştu haberi hakkında bilgiler vermektedir.



Sevgili melekler, gectiğimiz gunlerde cinsiyet değiştirme ameliyatıyla erkek olan eski adıyla Nil yeni adıyla Ruzgar Erkoclar birkac gundur magazin basınının gundeminde. Olum tehdidi aldığıyla ilgili basına bilgiler sızan Ruzgar'ın annesi ilk kez Ayşe Arman'a konuştu ve bakın neler dedi...







Cocuğunuzla ilgili haberleri okuyunca neler hissettiniz?

- Tabii ki sarsıldım. Hepimiz sarsıldık. Annesi, babası, kardeşleri, ailesi olarak biz RuzgÂr'ı kabulleniyoruz. Arkasında duruyoruz. Aksi duşunulemez zaten. Kotu bir şey yapmadı benim evladım. Ama bu haberler bizi yoruyor. RuzgÂr, hicbir yere kacmadı. Olum tehdidi filan almadı. Nereden cıkarıyorlar? Kafalarından uyduruyorlar! Dizi teklifi de almadı. Cocuğumuz yurtdışına da gitmedi. Biz de artık huzur bulmak istiyoruz. Lutfen rahat bıraksınlar...



Cevrenizin tepkisi ne oldu?

- RuzgÂr'ı tanıyan, kucukluğunu bilen herkes, “O bizim cocuğumuz, hayat onun hayatı, ne isterse onu yapar, destekliyoruz” dedi. Kimsenin cocuğuma sırt cevirdiği filan yok. Bu bir mecburiyet hali. Kim cinsiyetini durup dururken değiştirmek ister ki? Onca acıyı yaşamak ister ki? Ben cocuğumu duşunuyorum. Her anne gibi yavrumu korumak istiyorum. Zaten kendi icinde zor şeyler yaşıyor, bir de baskı yapıp onu uzmeyelim.



Anne olarak kendinizi sucladığınız oldu mu?

- Etraftan, “Sen cocuklarını serbest yetiştirdin” diyen oldu. Ben oyle duşunmuyorum. Ben acıklıktan yanayım. Sigara iciyorsa, yanımda icsin, icki iciyorsa da. Arkadaşı mı var, getirsin bizimle tanıştırsın. Uc evladıma da, “Her şeyi bana ve babanıza soyleyin” dedim. Yeter ki, cocuklarımız bize yalan soylemesinler. RuzgÂr da bana her zaman, her şeyini anlatmıştır. Aynı şekilde kardeşleri de. Arkadaşları gelir, “Sema Teyze, keşke benim annem de senin gibi olsaydı” derdi. Ben el Âlemin ne diyeceğini değil, cocuğumu duşunurum. Yine oyle yapacağım.



“Benim Cocuğum” belgeselini izlediniz mi?

- Evet. Hem de ağlayarak. Aynen bizim yaşadığımız şeyler. Ben de hep “Gecer” diye duşunuyordum, aynen o belgeseldeki anneler babalar gibi, “Duzelir” diyordum. Ama duzelecek bir şey yok. Gercekten doğuştan. Yapacak bir şey de yok. Biz de başta doktor doktor cok dolaştık, sonunda bir psikiyatr Şahika Yuksel'in ismini verdi.