Ruhun bir kutlesi olması gerektiğini duşunen MacDougall, bu yuzden ruhun tartılabilen bir ağırlığı olabileceğine inanıyordu. Bunu kanıtlayabilmek adına, olmek uzere olan hastaları olumden once, olum anında ve olumden hemen sonra hassas bir tartıda tartarak hastaların ne kadar ağırlık kaybettiklerini olctu.
Elde ettiği sonuc 21 gramdı! Populer kulturde onemli bir yer edinen bu deney, pek cok tutarsızlıktan dolayı bilim dunyasında kabul gormedi.
[h=2]MacDougall, olmek uzere olan altı hastayı sıra dışı deneyi icin bir huzurevinden secti.[/h]
Bu hastaların dort tanesi veremden muzdaripti, bir tanesi diyabet hastasıydı, diğeriyse belirtilmeyen bir hastalığa sahipti. Fazla zamanı kalmayan ilk hastayı hassas terazisine yatırarak tarttı. Ter, idrar, oksijen gibi kayıpları da hesaplamasına ekledi ve beklemeye gecti.
[h=2]Nabız olcumleriyle gecen yaklaşık dort saatlik bir beklemenin ardından hasta son nefesini verdi.[/h]
Hastanın cesedini olctuğunde ağırlık kaybının 21 gram olduğunu gordu. Bu hastanın ardından diğer hastaları da aynı şekilde olctu, aradaki kayıp yine 21 gramdı. Yalnızca bir hastada olum anında 21.3 gramlık bir kayıp olduğunu fark etti fakat olcekleri yeterince iyi ayarlamamış olabileceği duşuncesiyle bu sonucu goz ardı etti.
[h=2]Benzer yontemi bu kez 15 adet kopekle denedi.[/h]
İnsanların aksine kopeklerin onemli bir ağırlık kaybetmediklerini gordu. Bunun nedenini ise kopeklerin ruhunun olmayabileceği fikrine bağladı. Bu enteresan deney 1907 Nisan'ında American Medicine dergisinde yayımlandı.
[h=2]Deney şaşırtıcı olmayan bir şekilde medyanın ilgisini cekmeyi başardı ancak bilim camiasında ciddiye alınmadı.[/h]
Saygın tıp dergisi Lancet'a gore; doktor ve onun yardımcıları, bulguları istedikleri yone cekmişlerdi. MacDougall bu makalesinin yayımlanmasından sonra 4 yıl boyunca sessiz kaldı.
[h=2]1911'de bu kez cok daha cılgınca bir fikirle sahneye cıktı: Ruhun bedenden ayrılış anını fotoğraflayacaktı![/h]
Bunu başarabileceği duşuncesiyle bazı denemeler yapsa da tabii ki başaramadı. Bu iddiasından 9 yıl sonra, 42 yaşındayken karaciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybetti. Olumunu beklerken kendi bedenini de yakından inceledi ve "izlediği en enteresan olum" olarak soz etti.
[h=2]Hicbir bilimselliği olmayan bu deney yine de populer kulturde onemli bir yer edindi.[/h]
Bu olayı anlatmasa da ruhun ağırlığı olduğu iddiasının populerliği nedeniyle bir filme "21 Gram" ismi verilmişti. Bugun ruhun gercekten 21 gram olduğunu duşunen hÂl cok sayıda insan bulunuyor.
Kaynaklar: 1, 2, 3
Elde ettiği sonuc 21 gramdı! Populer kulturde onemli bir yer edinen bu deney, pek cok tutarsızlıktan dolayı bilim dunyasında kabul gormedi.
[h=2]MacDougall, olmek uzere olan altı hastayı sıra dışı deneyi icin bir huzurevinden secti.[/h]

Bu hastaların dort tanesi veremden muzdaripti, bir tanesi diyabet hastasıydı, diğeriyse belirtilmeyen bir hastalığa sahipti. Fazla zamanı kalmayan ilk hastayı hassas terazisine yatırarak tarttı. Ter, idrar, oksijen gibi kayıpları da hesaplamasına ekledi ve beklemeye gecti.
[h=2]Nabız olcumleriyle gecen yaklaşık dort saatlik bir beklemenin ardından hasta son nefesini verdi.[/h]

Hastanın cesedini olctuğunde ağırlık kaybının 21 gram olduğunu gordu. Bu hastanın ardından diğer hastaları da aynı şekilde olctu, aradaki kayıp yine 21 gramdı. Yalnızca bir hastada olum anında 21.3 gramlık bir kayıp olduğunu fark etti fakat olcekleri yeterince iyi ayarlamamış olabileceği duşuncesiyle bu sonucu goz ardı etti.
[h=2]Benzer yontemi bu kez 15 adet kopekle denedi.[/h]

İnsanların aksine kopeklerin onemli bir ağırlık kaybetmediklerini gordu. Bunun nedenini ise kopeklerin ruhunun olmayabileceği fikrine bağladı. Bu enteresan deney 1907 Nisan'ında American Medicine dergisinde yayımlandı.
[h=2]Deney şaşırtıcı olmayan bir şekilde medyanın ilgisini cekmeyi başardı ancak bilim camiasında ciddiye alınmadı.[/h]

Saygın tıp dergisi Lancet'a gore; doktor ve onun yardımcıları, bulguları istedikleri yone cekmişlerdi. MacDougall bu makalesinin yayımlanmasından sonra 4 yıl boyunca sessiz kaldı.
[h=2]1911'de bu kez cok daha cılgınca bir fikirle sahneye cıktı: Ruhun bedenden ayrılış anını fotoğraflayacaktı![/h]

Bunu başarabileceği duşuncesiyle bazı denemeler yapsa da tabii ki başaramadı. Bu iddiasından 9 yıl sonra, 42 yaşındayken karaciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybetti. Olumunu beklerken kendi bedenini de yakından inceledi ve "izlediği en enteresan olum" olarak soz etti.
[h=2]Hicbir bilimselliği olmayan bu deney yine de populer kulturde onemli bir yer edindi.[/h]

Bu olayı anlatmasa da ruhun ağırlığı olduğu iddiasının populerliği nedeniyle bir filme "21 Gram" ismi verilmişti. Bugun ruhun gercekten 21 gram olduğunu duşunen hÂl cok sayıda insan bulunuyor.
Kaynaklar: 1, 2, 3