Koronovirus ile yaşam koşulları buyuk olcude değişti. Hareketsizlik, beslenme alışkanlıklarındaki olumsuz değişim, sigara ve alkol tuketiminin yanı sıra hava kirliliği, kuresel ısınma, sanayileşme ve GDO ’lu gıdalardaki artış gibi nedenlerden dolayı, ‘bahar yorgunluğu ’ şikayetlerindeki gorulme sıklığı da arttı. Ozel bir hastanenin Check-Up Sorumlu Hekimi Dr. Hizan Nur Bucak Batı, konuya yonelik acıklamalar yaptı. Bahar donemlerinde havadaki elektrik yukunun artmasına bağlı olarak pozitif ve negatif yuklu iyonların artmasının insan biyoritmine olumlu/olumsuz etkisi olduğunu belirten Batı, şu ifadeleri kullandı: “Mevsim gecişlerinde vucudumuzda hormonal değişimler meydana gelmektedir. Bu durumun genel belirtisi yorgunluk olarak kendini gosterebilir. Bahar doneminde ise vucudumuz daha aktif olmamızı sağlayacak hormonlar salgılanmasına karşın, eğer kişide vitamin eksikliği, beslenme bozukluğu varsa vucut buna aynı uyumu gosteremeyebilir ve yorgunluk hissi artabilir.
Bu yorgunluğu, bahar yorgunluğu saysak bile, uzun suren yorgunlukların ciddiye alınması, altta yatan başka bir sorun olup olmadığının araştırılması gerekiyor. Bazı donemlerde yeterli besin alınmaması, vitamin ve minerallerin eksik kalması, tiroit bezinin calışma duzensizlikleri, tansiyon, kalp, enfeksiyon hastalıkları, sigara kullanılması yorgunluk belirtilerini artıran unsurlar olarak sıralanıyor. Bu nedenle duzenli kontrollerimizi aksatmamak, yılda bir sefer check-up yaparak, genel vucut sağlığımız kontrol ettirmek bizleri kronik ve hayati risk oluşturan hastalıklardan koruyacak ve erken teşhis olanağı sağlayacaktır. Bahar donemlerinde kişide enerji yoksunluğu, bitkinlik, isteksizlik, uyku sorunları, sabah uyanamama, kas ve eklem ağrıları, baş ağrısı, dikkat eksikliği gibi belirtilerle ortaya cıkabilen tablonun ihmal edilmemesi gerekir. Cunku bedenimiz anemi (kansızlık), tiroit hastalıkları, fibromiyalji, karaciğer ve bobrek hastalıkları, akciğer ve kalp hastalıkları, kanser, kan hastalıkları, depresyon ve anksiyete bozuklukları, iş, aile ve sosyal yaşantıyı etkileyen psikolojik bozukluklar gibi farklı hastalıkların semptomlarını gosteriyor olabilir. Bu nedenle uzun suren belirtilerde mutlaka uzman bir hekime başvurmak ihmal edilmemelidir. Ayrıca bahar doneminde bircok kişide gastrit gibi mideye bağlı rahatsızlıklar gozlenebilir; depresyon, uyku sorunları, sinirlilik ve anksiyete gibi duygu durum değişiklikleri; baş donmesi ve dengesizlik, sac dokulmesi, cilt kuruluğu ve cilt dokuntusu gorulebilir. Bahar yorgunluğunda gorulen onemli rahatsızlıkların başında kalp damar hastalıklarında artış ve tansiyon duzensizliği gelir. Isı ve nem değişimleri ile birlikte nefes darlığı ve akciğer hastalığı olan kişilerde yakınmalarının arttığını gorebiliriz. Bahar yorgunluğu yakınmaları hipotiroidi ile tiroit bezinin az calışmasıyla cok benzerlik gosterir. Ayrıca tiroit hastalıklarının bu donemde arttığını biliyoruz. Bu nedenle tiroit tetkiklerinin yapılması cok onem arz etmektedir. Son birkac yıldır bahar donemine denk gelen Ramazan ile birlikte bahar yorgunluğu şikayetlerinde de artış goruyoruz. Doğru bir beslenme duzeni ile bu donemde yaşam kalitemizi ve konforumuzu artırabiliriz. Bu donemde vitamin ve mineral dengesine daha da dikkat etmek gerektiği icin, sofralarda sebze ve meyveye yeterince yer ayırmak gerekiyor. Ozellikle C ve B grubu vitaminler, potasyum, magnezyum ve cinko acısından zengin gıdaları bol bol tuketmek gerekiyor. Gunde 2-2,5 litre suyu dengeli şekilde gune yayarak icmek gerekiyor. Beyaz un ve şeker oranı yuksek olan gıda tuketimini azaltırken, cok ağır ve yağlı yemekler yerine sebze ağırlıklı yemekleri tercih etmek gerekir. Sağlıklı bir kahvaltı gune iyi ve enerjik başlamak icin faydalı olacaktır. Balık ve belli miktarda ozellikle ceviz ve fındık olmak uzere kuru yemişler tercih edilmelidir.” Diyetisyen Deniz Pircek ise onnerilerini şoyle sıraladı: "Mevsiminde sebze ve meyve tuketmek (semizotu, enginar; cilek, kivi, avokado gibi), doğal probiyotik olan turşu, ev yapımı yoğurt gibi besinleri duzenli tuketmek, kahvaltıyı kesinlikle ihmal etmemek, ana ve ara oğunleri atlamamak, alerjik bir durum yoksa gunde bir tane yumurta yemek, ara oğunlerde 5-10 adet cevizi badem fındık gibi kuru yemişleri ihmal etmemek, gun icinde ana oğunlerde mutlaka yeşillik veya salata tuketmek, beyaz undan yapılan ekmek yerine, kepekli, tam tahıllı, tam buğday, cavdar gibi lif ve besin değeri guclu urunleri tercih etmek, kahve gibi kafeinli icecekler yerine, metabolizmayı rahatlatan, calıştıran ve bağışıklığı guclendiren bitki caylarını tercih etmek, vucutta fazla su birikimi ve odemene neden olacağından fazla tuzdan kacınmak, alkol, asitli-gazlı iceceklerden uzak durmak, gun ışığı ve guneş ışığında da faydalanmak icin sabah erken saatler veya akşamuzeri acık alanda egzersiz ve duzenli yuruyuş yapmak, uyku duzenine dikkat etmek ve kaliteli bir uyku planlaması yapmak, bircok hastalığın başlıca nedenleri arasında yer alan, duygusal aclığı da tetikleyen, aşırı kilo alımına da neden olabilecek stresi azaltacak hobi ve uğraşlar edinmek.”