"Dil yoksunluğı deneyleri" adı verilen bu deneyler, pek cok gizemi acığa cıkaracağı duşuncesinin ağır basması nedeniyle etik kaygı gudulmeksizin bebekler uzerinde denendi.
Dilin kaynağının ne olduğunu, insan doğasının temelini anlamak icin yapılan bu deneylere kultur tarihcisi Roger Shattuck tarafından "Yasak Deney" ismi verildi. Peki bu hassas deneylerin sonucunda neler oldu, amaca ulaşılabildi mi?
[h=2]Bu deneylerden ilki MO 600 yılında Mısır firavunu 1. Psamtik'in emriyle yapıldı.[/h]
Tarihci Heredot'un aktardığına gore; yeni doğmuş iki bebek, ebeveynlerinden alınarak bir cobana verilmiş. Cobanın bu bebeklerle konuşması yasaklanmış. Derken bebeklerden birinin ağzından bir kelime cıkmış: becos.
"Becos" kelimesi Mısırlıların dilinde bulunmuyormuş. Yaptıkları araştırmada bu kelimenin o donemin cok oncesinde Anadolu'da yaşayan Friglerin dilinde konuşulduğunu tespit etmişler. Anlamı ise "ekmek"miş. Bunun uzerine Mısırlılar soylarının ve dillerinin kaynağının Friglerden geldiğine inanmışlar.
Fakat kimi tarihciler ve bilim insanları, bebeğin kullandığı bu kelimenin "agu" gibi "rastgele" cıkan bir kelime olduğu goruşunde.
[h=2]Bu deneyden yaklaşık 1800 yıl sonra Roma İmparatoru II. Frederick tarafından benzer bir deney yapıldı.[/h]
Neredeyse hic insan etkileşimi olmadan yetiştirilen bebeklerle hic konuşulmamış. Bebeklerin İbranice, Yunanca, Latince ya da Arapca konuşacakları duşunulmuş. Cunku bu diller kutsal kitapların ya da antik metinlerin dilleri. II. Frederik'in asıl amacı Adem ve Havva'nın hangi dili konuştuğunu bulmakmış. Bu olayları aktaran tarihci Salimbene, butun bunların başarısızlıkla sonuclanan zalimce bir deney olduğundan bahsediyor.
Tarihteki bir diğer ornek ise Babur imparatoru Ekber'in cocuklarıydı. Dilsiz sutanneler tarafından buyutulduğu soylenen cocuklar herhangi bir dili konuşamadılar. Ekber, konuşmanın işitme sayesinde mumkun olabileceğini soyleyerek akla en yakın tespiti yapan ilk kaynaklardan biri oldu.
[h=2]Doğada hayvanlar tarafından buyutulen ya da tek başına buyuyen "vahşi cocuklar" bu konu hakkında bir fikir verebilir.[/h]
Bu cocuklar bulunduklarında herhangi bir insan dilini konuşamadıkları gorulmuş. Ukrayna'da bulunan bir kız cocuğu, kopeklerle beraber buyuduğu icin onlar gibi iletişim kurabiliyor. Kopeklerin yanı sıra ayılar, koyunlar, inekler, keciler ve hatta devekuşları tarafından buyutulen cocuk orneklerine de rastlandı. Her biri de yanlarında buyudukleri hayvanlar gibi davranıyordu. İnsanların arasına karıştıklarında yeni bilgiler edinseler de coğunun dil yetenekleri asla gelişememiş.
[h=2]İşitme engelli doğan bebekler herhangi bir kelime duymadıkları icin konuşamıyorlar. Peki ya işaret dilinden de mahrum kalırlarsa ne olur?[/h] Videoda yer alan Nikaragualı cocuklar, bir yaşa kadar herhangi bir işaret dili oğrenmemişler fakat ulkenin ilk işitme engellilere yonelik ozel okulunda bir araya geldiklerinde kendi aralarında el hareketlerini ve yuz mimiklerini kullanarak yeni bir işaret dili icat etmişler. Ustelik oldukca detaylı, zengin bir dilmiş.
[h=2]Bugun dunya uzerinde 6300 farklı dil bulunuyor ve bunların nasıl ortaya cıktığı tam olarak bilnmiyor.[/h]
Orneklere bakılırsa nerede, nasıl, kimlerle buyuduğumuz iletişim bicimimizi ve beynimizi şekillendiriyor. Bir arada yaşayan ilk insanlar belli belirsiz seslerle anlaşırken, cok uzun yıllar icinde o sesler nufus ve seceneklerin de artmasıyla birlikte kelimelerin artmasına neden oldu. Bu da beynimizin gelişimini olumlu anlamda etkiledi hic şuphesiz ki.
Kaynaklar: 1, 2, 3
Dilin kaynağının ne olduğunu, insan doğasının temelini anlamak icin yapılan bu deneylere kultur tarihcisi Roger Shattuck tarafından "Yasak Deney" ismi verildi. Peki bu hassas deneylerin sonucunda neler oldu, amaca ulaşılabildi mi?
[h=2]Bu deneylerden ilki MO 600 yılında Mısır firavunu 1. Psamtik'in emriyle yapıldı.[/h]

Tarihci Heredot'un aktardığına gore; yeni doğmuş iki bebek, ebeveynlerinden alınarak bir cobana verilmiş. Cobanın bu bebeklerle konuşması yasaklanmış. Derken bebeklerden birinin ağzından bir kelime cıkmış: becos.
"Becos" kelimesi Mısırlıların dilinde bulunmuyormuş. Yaptıkları araştırmada bu kelimenin o donemin cok oncesinde Anadolu'da yaşayan Friglerin dilinde konuşulduğunu tespit etmişler. Anlamı ise "ekmek"miş. Bunun uzerine Mısırlılar soylarının ve dillerinin kaynağının Friglerden geldiğine inanmışlar.
Fakat kimi tarihciler ve bilim insanları, bebeğin kullandığı bu kelimenin "agu" gibi "rastgele" cıkan bir kelime olduğu goruşunde.
[h=2]Bu deneyden yaklaşık 1800 yıl sonra Roma İmparatoru II. Frederick tarafından benzer bir deney yapıldı.[/h]

Neredeyse hic insan etkileşimi olmadan yetiştirilen bebeklerle hic konuşulmamış. Bebeklerin İbranice, Yunanca, Latince ya da Arapca konuşacakları duşunulmuş. Cunku bu diller kutsal kitapların ya da antik metinlerin dilleri. II. Frederik'in asıl amacı Adem ve Havva'nın hangi dili konuştuğunu bulmakmış. Bu olayları aktaran tarihci Salimbene, butun bunların başarısızlıkla sonuclanan zalimce bir deney olduğundan bahsediyor.
Tarihteki bir diğer ornek ise Babur imparatoru Ekber'in cocuklarıydı. Dilsiz sutanneler tarafından buyutulduğu soylenen cocuklar herhangi bir dili konuşamadılar. Ekber, konuşmanın işitme sayesinde mumkun olabileceğini soyleyerek akla en yakın tespiti yapan ilk kaynaklardan biri oldu.
[h=2]Doğada hayvanlar tarafından buyutulen ya da tek başına buyuyen "vahşi cocuklar" bu konu hakkında bir fikir verebilir.[/h]

Bu cocuklar bulunduklarında herhangi bir insan dilini konuşamadıkları gorulmuş. Ukrayna'da bulunan bir kız cocuğu, kopeklerle beraber buyuduğu icin onlar gibi iletişim kurabiliyor. Kopeklerin yanı sıra ayılar, koyunlar, inekler, keciler ve hatta devekuşları tarafından buyutulen cocuk orneklerine de rastlandı. Her biri de yanlarında buyudukleri hayvanlar gibi davranıyordu. İnsanların arasına karıştıklarında yeni bilgiler edinseler de coğunun dil yetenekleri asla gelişememiş.
[h=2]İşitme engelli doğan bebekler herhangi bir kelime duymadıkları icin konuşamıyorlar. Peki ya işaret dilinden de mahrum kalırlarsa ne olur?[/h] Videoda yer alan Nikaragualı cocuklar, bir yaşa kadar herhangi bir işaret dili oğrenmemişler fakat ulkenin ilk işitme engellilere yonelik ozel okulunda bir araya geldiklerinde kendi aralarında el hareketlerini ve yuz mimiklerini kullanarak yeni bir işaret dili icat etmişler. Ustelik oldukca detaylı, zengin bir dilmiş.
[h=2]Bugun dunya uzerinde 6300 farklı dil bulunuyor ve bunların nasıl ortaya cıktığı tam olarak bilnmiyor.[/h]

Orneklere bakılırsa nerede, nasıl, kimlerle buyuduğumuz iletişim bicimimizi ve beynimizi şekillendiriyor. Bir arada yaşayan ilk insanlar belli belirsiz seslerle anlaşırken, cok uzun yıllar icinde o sesler nufus ve seceneklerin de artmasıyla birlikte kelimelerin artmasına neden oldu. Bu da beynimizin gelişimini olumlu anlamda etkiledi hic şuphesiz ki.
Kaynaklar: 1, 2, 3