ŞEBNEM DONMEZ, YONETMEN BERKUN OYA İLE İLİŞKİSİ HAKKINDA İLK KEZ KONUŞTU.

'Hayatta gizemli olmakta fayda var' duşuncesiyle ozel hayatını sır gibi saklayan Şebnem Donmez, yonetmen Berkun Oya ile ilişkisi hakkında ilk kez konuştu.

Eve dergisine roportaj veren Donmez, 'Ben oyuncuların, hatta gosteri sanatlarındaki insanların ozel hayatlarını saklamaları gerektiğini duşunuyorum. Gizemli olmakta fayda var; hele hele spotların altında bir meslek yapıyorsanız bir taraflarınız da gizli saklı kalsın. Ben şu an yeteri kadar ciddi bir aşkın ortasındayım, alev alev bir aşk benimkisi' dedi.

Sabah Şekerleri doneminde cok goz onundeydiniz, magazin basını peşinizdeydi. Şimdi ise gerek yaptığınız işler gerekse de daha az goz onunde durmanızla, olgunluk donemine girdiniz gibi gorunuyor. Bir miladınız mı vardı değişmek icin?

- Bana ara verdiniz diyorlar hep ama ara verme donemi olmadı bende. O kadar uzun bir sure işlerden, calışmalarımdan geri kalmadım. Bir milat var ama her insanın hayatında olabilecek bir milat. Şimdi 34 yaşındayım, 20’li yaşların başından bu yana donem donem değişim gostermem, tabii ki bu değişimin devam etmesi gibi bir durum soz konusu. İlgi alanlarım, hayata bakış acım değişti, daha derinleştim. Bir meslek daha edindim: Oyunculuk. Hayatımın sonuna kadar yapmak isteyeceğim işi bulmuş olmanın mutluluğunu yaşıyorum.

? 16 yaşında bir derginin yuz guzeli secildiğiniz yarışmaya girerken hayaliniz hep oyuncu olmak mıydı?

- Cocukluğumdan beri hep sahne sanatlarıyla ilgili bir istek vardı bende. Hep sahnede, ışıkların altında olmalıydım. Ama ozel olarak oyuncu olacağım gibi bir duşuncem yoktu. Oyle bir isteğim olsaydı konservatuara giderdim. Oyunculuğa bu kadar aşkla ilgi duyacağımı tahmin edemezdim. Sunuculuk yaparken cok oyunculuk teklifi geliyordu, ben hicbirini kabul etmiyordum. Benim işim değil, yapamam diye duşunuyordum. Cunku cok derinleşmeden yapınca zaten cok zevksiz bir şey olurdu oyunculuk.

? Derinleşmekten kastınız ne tam olarak?

- Kafayı sadece ona yormak. İşin bir yuzeysel kısmı var; starlık, afişlerde fotoğrafının olması, bu tur roportajların, dergi cekimlerinin yapılması. Tabii ki bunlar da cok guzel. Bircok oyuncu bu kısma bakarak yola cıkıp, “Evet ben oyuncu olmak istiyorum” diyor. Oyunculuk, boyle bir şeyi gorup buna doğru koşmak istedikleri icin ilham aldıkları bir şey. Ama sonra buzdağının arka tarafıyla tanıştım.

? Ne vardı buzdağının arkasında?

Orası işcilik kısmı. Yani empati yeteneği, daha fazla insan olabilme yetisinin daha iyi oyunculukla birebir paralelliği. Ne kadar iyi bir insan olabilirseniz, ne kadar insanları anlayabilirseniz o kadar iyi bir oyuncu olursunuz. İyi insan olmaktan kastım, doğru duzgun ve sağlam bir cekirdeğe sahip olmak. Malzemeniz olan insanlar konusunda ne kadar derinleşebilirseniz o kadar iyi. Bu da empati yeteneğiyle ilgili. Hayatta asla kendini yerine koyamayacağın ve cok uzak hissettiğin alemlere dalmakla ilgili.

? Oynamak istediğiniz en uc rol ne olabilir? Daha once lezbiyen kadın demişsiniz ama bundan daha uc bir rol de duşunulebilir...

- Onceki roportajlarda hayalimde olabilecek rolleri soyledikten sonra keşfettiğim iyi bir şey var. O da sıradan bir insanı oynamanın ne kadar zor olabileceği.

? Oyunculukla birlikte donuşum, aydınlanma sureci sizin icin tam olarak hangi doneme rastlıyor?

- Aydınlanma sureci olmadı ama 2000 yılında başladı bendeki değişim. O zamana kadar cok teklif alıyordum. Turkiye’de isim yapmış diziler ve sinema filmlerinden teklifler aldım ama hep cekimser kaldım.

Duzgun fiziğim var ve populerim

? BKM’de ‘Oyunun Oyunu’nu oynamıştınız 2007’de. Ustalarla aynı sahneyi paylaşırken korku yaşadınız mı?

Hayır. Haluk Bilginer’le iki tane sinema filmi cekmiştim bunu yaptığım sırada. Sanırım yeteri kadar tecrube suresini gecirmiştim. İlk sahneye cıkışım da değil, 17-18 yaşından beri sahneye cıktığım icin boyle bir korkum olmadı.

? O oyunda ic camaşırıyla sahnede kalmanız cok konuşulmuştu. Sizin populer bir isim olarak o oyuna dahil edilmeniz, oyunculuğunuzdan ziyade oyundan bahsettirmek icin yapılmış olabilir mi?

Tabii ki. Cunku ben duzgun bir fiziğe sahibim, populerim. Bu iki sebep mutlaka o işin icinde yer almam icin gecerli olmuştur. Ama bunu duşunen insanlar kimler, cok onemli. Necati Akpınar, Mehmet Ergen’den bahsediyoruz. Bu insanlar olduğu icin, aynı zamanda iyi bir oyuncu olduğum duşunulduğu icin oraya giderim.

Gizemli olmak isterim

? Yaptığınız işler dışında televizyon programlarında konuk olarak gorunmuyor, roportaj vermiyorsunuz. Yeni filmleri vizyona girerken oyuncular da programlara cıkarak filmlerini anlatırlar ve tanıtımına katkıda bulunurlar. Siz neden kendinizi geri cekiyorsunuz ekrandan?

- Hic gerek yok bence. Benim ihtiyacım yok boyle bir şeye. 'Ben şahaneyim, o yuzden ihtiyacım yok' anlamında soylemiyorum. Magazinsel, ozel hayata yonelik bir şey konuşmaya uygun değilim ve cok sıkıcı bir insanım. Ben yapmak, gostermek ve ondan sonra kaybolmak istiyorum. Oyuncuların, hatta gosteri sanatlarındaki insanların ozel hayatlarını saklamaları gerektiğini duşunuyorum. Ben sunuculuk yaptığımda Şebnem olarak oradayım. Evdeki gibi davranmaya ozen gosteriyorum. Beni ozel kılan da bu. Ama hayatta gizemli olmakta fayda var; hele hele spotların altında bir meslek yapıyorsanız bir taraflarınız da gizli saklı kalsın.

? Siz ne kadar kendinizi sakınsanız da kameralar burnunuza dayanabiliyor zaman zaman. En son vapurda sevgilinizle sarmaş dolaş goruntunuz cıkmıştı magazin basınında. Sizi uzuyor mu boyle şeylerle karşılaşmak?

- Yok canım, ne kaale alacağım! Vapura binmişim işte bak, ne guzel! Ben vapura binen bir insanım, bunun gorulmuş olmasından başka hicbir sonucu yok bu olayın. Onlar istediklerini yapabilirler, işleri bu, mecburlar aslında. Hic istemezdim boyle bir işimin olmasını. Beni kullanabiliyorlar cunku ben bir unluyum ama ben işin orasında değilim. Vapura bindim ve cekmişler. Gecmiş olsun!

? Farklı bir yonunuzle gorebilir miyiz sizi bir gun? Mesela şarkıcı olarak karşımıza cıkar mısınız?

‘Hacivat Karagoz’ filminin soundtrack’ında Haluk Bilginer’le bir şarkı soylemiştim. Guzel bir sesim var ama şarkı soylemeyi bilmiyorum. Cunku hicbir zaman şarkı soylemeyi bilmek, oğrenmek gibi bir isteğim ve niyetim olmadı bu hayatta. Şu an yeteri kadar ciddi bir aşkın ortasındayım ve alev alev yanan bir aşk oyunculuk.

gecce.com