Olcme, Secme ve Yerleştirme Merkezi'nce (OSYM) uzman doktor olan sanık M.A.'nın 2010-Sonbahar Yabancı Dil Sınavı'nda (YDS) aday giriş bilgilerinin incelendiği, 26 Ekim 2010 tarihindeki sınava uzman doktor M.A.'nın fotoğrafının yerine diğer sanık M.A.B.'nin fotoğrafının eklendiği belirtilerek suc duyurusunda bulunuldu. Uzman doktor M.A.'nın, Yabancı Dil Sınavı sonuclarının analiz edilmesi sonucunda 3 sınava katıldığı, kendi girdiği sınavlardaki ortalamasının 43.750 puan olduğu halde, yerine sınava giren M.A.B.'nin sınav sonucunun 96.250 puan olduğu ortaya cıktı. Sanık M.A.'nın 2 Temmuz 1997 tarihinde Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde uroloji uzmanı goreve başladığı, 2010-UDS Sonbahar sınavından aldığı puanla Uroloji Bolumu alanından 19 Kasım 2011'de docentlik başvurusunda bulunduğu ve 11 Aralık 2012 tarihinde docentlik unvanı aldığı belirtildi. Sanık M.A.'nın 2014'te Gaziosmanpaşa Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde vekaleten eğitim gorevlisi olarak calışmaya başladığı, hastane binasının yenileme surecinde Gaziosmanpaşa'ya taşınan hastanede gorevine devam ettiği, docent unvanı almış olması nedeniyle vekaleten eğitim gorevlisi olarak gorevlendirildiği, hastanenin yenilenme surecinin tamamlanmasının ardından ucretsiz izne ayrıldığı 15 Eylul 2020 tarihine kadar da calışmaya devam ettiği belirlendi. Sanık doktor M.A.'nın yabancı dil sınavından aldığı yuksek puanla hak kazandığı docent unvanıyla gorev yaptığı surecte “maaş, doner sermaye odemesi ve fazla mesai ucreti alıp haksız kazanc elde ettiği ve kamu zararına sebebiyet verdiği” ileri suruldu. Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden gelen yazıda, sanık doktorun doner sermaye ek odemesinde toplamda 176 bin 494 TL fazla odeme aldığının tespit edildiği belirtildi. Bu yazı uzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca uzman doktor M.A. ve yerine sınava girdiği tespit edilen M.A.B. hakkında başvuru evrakına M.A.'nın fotoğrafı yerine diğer sanık M.A.B.'nin fotoğrafının eklenerek “Resmi belgede sahtecilik” ve aldığı puanla hak kazandığı docent unvanıyla da haksız kazanc elde etmesi nedeniyle “Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık” sucundan dava acıldı. Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, 8 Temmuz 2021 tarihinde yetkisizlik kararı vererek dosyayı İstanbul'a gonderdi. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davaya, OSYM Başkanlığı ve Sağlık Bakanlığı avukatları da şikayetci sıfatıyla katıldı. Sanık M.A. savunmasında, “Uzmanlık sınavlarının hepsine kendim girdim. M.A.B.'yi tanımıyorum. Bu iddiaları kabul etmiyorum. Bu şahsın fotoğrafını kullanmam mumkun değildir. Benim yerime girmesi de mumkun değildir. Hicbir şekilde suclamayı kabul etmiyorum. Sucsuzum.” dedi. M.A. sınav belgesindeki fotoğraf gosterilmesi uzerine de “Evraktaki fotoğrafın bana ait olmadığı kesindir. Benim almış olduğum sınav sonuc belgesinde fotoğraf yoktu.” dedi. Diğer sanık M.A.B. ise uzman doktoru tanımadığını belirterek “Bu şahıs ya da başka birinin yerine sınava girmedim. Gerekirse telefon kayıtlarım incelensin. İmza yazı ornekleri alınsın. 2010-2014 yılları arasında kimliğimi kaybettim. Ama tam olarak hangi tarihte kaybettiğimi bilmiyorum. Suc tarihlerinde ise oğrenciydim. Şu an inşaat muhendisiyim. Ancak herhangi bir yerde calışmıyorum. Suclamayı kabul etmiyorum. Beraatimi talep ederim.” diye konuştu. Mahkeme heyeti 3 Mart 2022'de acıkladığı kararın gerekcesinde, sanıklar hakkında iştirak halinde “Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık” sucundan dava acılmışsa da sanık M.A.'nın sınavdan once uzman tıp doktoru olarak calıştığı, docent olarak gorevlendirildiği tarihten sonra da kendi uzmanlık alanında ve eğitim kadrosunda gorev yaptığı, hizmeti karşılığında maaş, doner sermaye ve ek odemeleri aldığı, aldığı ucret ve odemelerin fiilen yaptığı işin karşılığı olduğu vurgulandı. Diğer sanık M.A.B.'nin ise muhendis olduğu, sanıkların tanışık olduklarına dair dosyada delil bulunmadığı, doktor sanığın yaptığı iş ve kazancla ilgisinin bulunmadığı anlatıldı. Mahkeme her iki sanık hakkında “Nitelikli dolandırıcılık” sucu yonunden yuklenen fiilin kanunda suc olarak tanımlanmamış olması nedeniyle ayrı ayrı beraatlerine karar verdi. “Resmi belgede sahtecilik” sucu yonunden ise suc tarihinin 26 Aralık 2010 olduğu, iddianame tarihinin 21 Haziran 2021 olduğu, TCK'nin 66/e. maddesi uyarınca zaman aşımı suresinin dolduğu, zamanaşımını kesen bir neden olmadığından davanın duşurulmesine karar verildi. Sağlık Bakanlığı avukatları karara karşı istinaf yoluna başvurdu.