İlk once soyleşimizi kabul ettiğin icin teşekkur ederiz Bora. Şimdiden belirleyelim ki bu soyleşide muziğin veya 81 ile ilgili hicbir soru sormayacağız. Sorular tamamen Understation.net de yeni başlayan programın “81 Gezileri” ile ilgili olacak. İlk once basit bir soru: bu Dj’lik olayı nasıl ve neden başladı?
İlk Dj’lik deneyimlerim icin 1998’e donmemiz lazım. Mahallemde yarı Turk yarı İngiliz bir arkadaşım vardı, ismi Dj A.T.’idi. Benim muziğe her zaman bir ilgim vardı ama A.T. sayesinde ilgim iyice kızışmıştı. Aynı senede ilk turntable ve plaklarımı aldım. Cok dandik bir setup’ım vardı, turntable scratch e bile uygun değildi. Mixerim ise hem ışık hem ses mixeriydi. Komedi yani… Ama A.T. sayesinde mix/BPM/şarkı secimi olayını oğrendim ve okulda partilerde calmaya başladım. İyi bir isim yaptım kendime ama her şey 2001-2002 senesinde rap ile tanışınca bitti. Kendimi tamamen rap’e verdim ki gecen pazartesiye kadar.
Understation.net olayı ise Fatih abi sayesinde oldu diyebilirim. 81’in Avcılar konserinde tanıştığım Fatih abi ile sıcak bir diyalogumuz oluştu (kendisi bir GS’li olmasına rağmen) ve Understation icin kucuk bir roportaj yaptık. Daha sonra ise program yapmam icin teklifte bulundu ve hemen evet dedim. İki şartım vardı ama: 1. İstediğim muziği calabilecektim ve 2. 45 dakikalık programda istek almayacaktım. Kabul etti ve 3 gun icinde reklamı yayınladık, programdan 1 saat once de winamp’ı kullanmayı oğrendim. İnsanlar ilk programım olmasına rağmen hic amatorce olmadığını soylediler ama bu tabii ki yıllardır yaptığım ve muziğe ilk başladığım neden olan Dj’lik sayesindendir.
45 dakika olmasına rağmen ilk setinde bayağı tepki aldın. Niye boyle oldu sence?
İlk once şunu belirtmem lazım: bu programın ilk reklamı cok iyi yapılmadı ama bu understation’ın sucu değildi. Programın ismi vardı (81 Gezileri) ama icerik ile ilgili bir şey anlatmadığımız icin ters tepkiler oldu cunku programın sadece yarısında rap calıyorum. Şimdiden belirteyim, “81 Gezileri”nde cok az rap calınacak ve değişik muziklerle tanıştıracağım sizi. Benim mentalitem şu: Şimdi, bir gun icinde 24 saat vardır. Her saatte 60 dakika vardır. Bu haftada 10080 dakika eder (tuh 81’i 1 dakika ile kacırdık!). Ben haftada sizden 45 dakikanızı alıyorum. Bu 45 dakikanın 10 dakikası zaten benim car car susmayan ağzıma gidiyor. Geriye kalan 35 dakikada ise en fazla 10 parca falan calabilirim. Bu 10 parcanın 5’i zaten rap olacak. Geriye kalan 5 i ise jazz’dan tutun indie rock a kadar gider… Mesela ilk programa gelen tepkileri normal karşılıyorum (sonucta Understation.net gibi bir yerde Arctic Monkeys calıyorum) ama insanların programı daha fazla dinledikce alışacak ve anlayacaklarını duşunuyorum.
Bu program ile hedefin ne?
Hedefim “kult” bir program yaratmak. Haftada zaten 45 dakikalık yayın istedim ve değişik muzikten yanı sıra programda eğlenceli bir hava yaratmak istiyorum. Mesela her hafta “haftanın sorusu” ve “haftanın kelimesi” var. Soruları doğru bilen kişilere mix-cd yapıp Hollanda’dan yolluyorum. Haftanın kelimelerini toplayıp en guzel cumle cıkartan kişiye de Sahtiyan’ın guneş gozluğunu hediye edeceğim (daha ikna edemedim kendisini ama yapacak). Mesela ilk programımda Etiyopya’dan jazz caldım. Bir daha nerede nasıl duyacaksınız bu muziği?! Artı Creedence Clearwater gibi 70li yılların en onemli rock gruplarından bir eser caldım. Bunlar muzik bilgileriniz icin artıdır, “niye rock calıyorsun lan” denilecek şeyler değildir. Zaten gidip herkesin bildiği Metallica’nın “Fade to Black”ini calacak halim yok. Ve caldığım jazz’da o kadar abstract değil, gayet dinlenebilecek bir seviyede. Beğenmeyebilirsiniz, o zamanda kapatırsınız ve 45 dakika Sopranos izlersiniz. Dizi bittimi programda bitmiş olacaktır zaten.
Son eklemek istediğin?
Her Pazartesi 22:00-22:45 arası hepinizi understation.net e bekliyorum, gelin muzik ufkunuz acılsın… Hem MC’ler hem producerlar icin yararlı bir program olduğunu duşunuyorum. Not alın bir yere, unutmayın! Program icin oneriniz varsa bana [email protected] veya myspace.com/bora81 den ulaşabilirsiniz.

__________________