Bilgisayarlarımızda, cep telefonlarımızda, medya oynatıcılarımızda dinlediğimiz butun ses dosyaları belirli bir formata sahiptir. Coğu kişinin aşina olduğu MP3 (MPEG Layer 3) bu formatlar arasında gunumuzde en yaygın olanıdır. Ama bilinmeyen tarafta MP3 formatına alternatif olabilecek onlarca secenek var. Gelin bunların en populer olanlarını artı ve eksi yonleri ile karşılaştıralım. MP3: Koku 1992 yılına dayanan ve […]
Bilgisayarlarımızda, cep telefonlarımızda, medya oynatıcılarımızda dinlediğimiz butun ses dosyaları belirli bir formata sahiptir. Coğu kişinin aşina olduğu MP3 (MPEG Layer 3) bu formatlar arasında gunumuzde en yaygın olanıdır. Ama bilinmeyen tarafta MP3 formatına alternatif olabilecek onlarca secenek var. Gelin bunların en populer olanlarını artı ve eksi yonleri ile karşılaştıralım.
MP3: Koku 1992 yılına dayanan ve acılımı “MPEG Layer 3” olan bu format gunumuzde en populer olanı. Bu formattaki ses dosyaları “.mp3” uzantısı alırlar. Temelde sıkıştırma mantığı, sıkıştırmasız ses verisinden insan kulağının duyamayacağı frekanstaki sesleri eleyerek boyut kucultmektir. Bu teknik sayesinde muzik verisinin boyutu yaklaşık 1/10 oranında kuculur. Ses kalitesi 96, 128, 192, 320 gibi “Kilobit” değerleriyle birlikte değişiklik gosterir. Gunumuzde bir .mp3 dosyası standart olarak 128 Kilobit/sn’lik veri akışına sahiptir ve 3-4 dakikalık bir parca yaklaşık 3,5 Megabyte yer kaplar. En buyuk dezavantajı ses kalitesi olarak “kayıplı” sınıfında olmasıdır. Hemen hemen tum medya oynatıcı cihazlar tarafından desteklenir.
WMA: Acılımı “Windows Media Audio” olan format, Microsoft tarafından 2000 yılında MP3 formatına rakip olarak cıkartılmıştır. Bu formattaki ses dosyaları “.wma” uzantısını alır. Amacını tam anlamıyla gercekleştirememiş olsa da gunumuzde her yerde bu formatta ses verilerine rastlayabiliriz. Sıkıştırmasız bir ses verisi WMA formatıyla 1/3 oranında kucultulebilir. Diğer formatlardan en buyuk farkı ise telif hakkı ile korunan şarkıların yasa dışı yollardan dağıtılmasını engellemek icin DRM (Digital Rights Management) ozelliğine sahip olmasıdır.
WAVE: Bu formata ait dosyalar “.wav” uzantısını alır. CD/DVD’lerde standart olan bu sıkıştırmasız format sayesinde alabileceğimiz en yuksek ses kalitesini alırız fakat buna paralel olarak dosya boyutları aşırı derecede artar. 5 dakikalık bir ses verisi 50 Megabyte boyutlarına ulaşır. Tercih edilecek ise yanlızca cok yuksek ses kalitesi istenen durumlarda edilmelidir.
OGG Vorbis: Genel karşılaştırmada diğerlerine oranla en ideal formattır. Tamamen acık kaynak olup her zaman geliştirilmeye acık bir yontemdir. OGG Vorbis formatına sahip ses verileri “.ogg” uzantısı alırlar. MP3 gibi değişik Kilobit değerlerinde veri saklayabilirler fakat aynı Kilobit değerindeki ses kalitesi MP3 formatına gore cok daha fazla olacaktır. Ustelik dosya boyutunun da azaldığı gorulecektir. Tum bunların yanında tamamen ozgur kullanım haklarına sahiptir. Tek dezavantajı duşuk boyutlarda yuksek kalitede ses depolayabildiği icin diğerlerine oranla daha fazla işlem gucune ihtiyac duymasıdır. Hemen hemen tum medya oynatıcılarda desteklenmektedir.
FLAC: Acık kaynaklı bir format olup kayıpsız sıkıştırma yapabilmektedir. Bu formattaki dosyalar “.flac” uzantısını alır. Ses kalitesi 1000 Kilobit/sn değerine kadar cıktığı icin ses kalitesi cok cok yuksektir. Fakat buna bağlı olarak boyutu aynı uzunluktaki bir MP3 verisinden 5-6 kat fazla olur. Studyo ortamlarında kullanmak icin en ideal ses formatı olacaktır.
Yazar: Gokberk Konuralp

MP3: Koku 1992 yılına dayanan ve acılımı “MPEG Layer 3” olan bu format gunumuzde en populer olanı. Bu formattaki ses dosyaları “.mp3” uzantısı alırlar. Temelde sıkıştırma mantığı, sıkıştırmasız ses verisinden insan kulağının duyamayacağı frekanstaki sesleri eleyerek boyut kucultmektir. Bu teknik sayesinde muzik verisinin boyutu yaklaşık 1/10 oranında kuculur. Ses kalitesi 96, 128, 192, 320 gibi “Kilobit” değerleriyle birlikte değişiklik gosterir. Gunumuzde bir .mp3 dosyası standart olarak 128 Kilobit/sn’lik veri akışına sahiptir ve 3-4 dakikalık bir parca yaklaşık 3,5 Megabyte yer kaplar. En buyuk dezavantajı ses kalitesi olarak “kayıplı” sınıfında olmasıdır. Hemen hemen tum medya oynatıcı cihazlar tarafından desteklenir.
WMA: Acılımı “Windows Media Audio” olan format, Microsoft tarafından 2000 yılında MP3 formatına rakip olarak cıkartılmıştır. Bu formattaki ses dosyaları “.wma” uzantısını alır. Amacını tam anlamıyla gercekleştirememiş olsa da gunumuzde her yerde bu formatta ses verilerine rastlayabiliriz. Sıkıştırmasız bir ses verisi WMA formatıyla 1/3 oranında kucultulebilir. Diğer formatlardan en buyuk farkı ise telif hakkı ile korunan şarkıların yasa dışı yollardan dağıtılmasını engellemek icin DRM (Digital Rights Management) ozelliğine sahip olmasıdır.
WAVE: Bu formata ait dosyalar “.wav” uzantısını alır. CD/DVD’lerde standart olan bu sıkıştırmasız format sayesinde alabileceğimiz en yuksek ses kalitesini alırız fakat buna paralel olarak dosya boyutları aşırı derecede artar. 5 dakikalık bir ses verisi 50 Megabyte boyutlarına ulaşır. Tercih edilecek ise yanlızca cok yuksek ses kalitesi istenen durumlarda edilmelidir.
OGG Vorbis: Genel karşılaştırmada diğerlerine oranla en ideal formattır. Tamamen acık kaynak olup her zaman geliştirilmeye acık bir yontemdir. OGG Vorbis formatına sahip ses verileri “.ogg” uzantısı alırlar. MP3 gibi değişik Kilobit değerlerinde veri saklayabilirler fakat aynı Kilobit değerindeki ses kalitesi MP3 formatına gore cok daha fazla olacaktır. Ustelik dosya boyutunun da azaldığı gorulecektir. Tum bunların yanında tamamen ozgur kullanım haklarına sahiptir. Tek dezavantajı duşuk boyutlarda yuksek kalitede ses depolayabildiği icin diğerlerine oranla daha fazla işlem gucune ihtiyac duymasıdır. Hemen hemen tum medya oynatıcılarda desteklenmektedir.

Yazar: Gokberk Konuralp