Kahvenin uretim seruvenine dair ceşitli hikayeler anlatılıyor olmasına rağmen anlatılanların genel olarak birleştiği nokta, kahvenin 15. yuzyılda uretilmiş olmasıdır. Osmanlı kulturu icerisinde yaygınlaşmasının 16. ve 17. yuzyılı bulduğunu bildiğimiz kahve, zaman icerisinde kavurma ve pişirme yontemi ile yapısal ve tuketim acısından bazı değişimlerden gecmiştir. Uzun bir gecmişe sahip olan kahvenin tuketim duraklarında 1900’lu yıllardan başlayarak […]
Kahvenin uretim seruvenine dair ceşitli hikayeler anlatılıyor olmasına rağmen anlatılanların genel olarak birleştiği nokta, kahvenin 15. yuzyılda uretilmiş olmasıdır. Osmanlı kulturu icerisinde yaygınlaşmasının 16. ve 17. yuzyılı bulduğunu bildiğimiz kahve, zaman icerisinde kavurma ve pişirme yontemi ile yapısal ve tuketim acısından bazı değişimlerden gecmiştir.
Uzun bir gecmişe sahip olan kahvenin tuketim duraklarında 1900’lu yıllardan başlayarak 1960’lara kadar olan sureci birinci nesil kahvecilik olarak adlandırılmaktadır. Birinci nesil kahvecilerin dikkat ceken noktası toplu uretim ve paketli satışla kahve tuketimini yaygınlaştırmayı hedeflemiş olmalarıdır. Yıllar boyunca kahve tuketiminin temel motivasyonu icerisindeki kafein sayesinde guc ve dayanıklılık kazandırdığına dair olan inanctı. Emile Zola ’nın Germinal romanında 19. yuzyılda Fransa ’da maden işcilerinin calışma koşulları anlatılırken ufak bir detay gibi gorunse de maden işcilerin her sabah yanlarına aldıkları kahve onların uyanık kalarak daha fazla calışmaları icin ne kadar gerekli olduğu gosterilmiştir. Tarihsel bağlamında değerlendirdiğimizde kahve ve şeker tuketiminin uretim zincirindeki yeri oldukca onemlidir.
1960 ’larda belli kahve şirketlerin oluşum sureciyle birlikte kahveyi cekirdek olarak alan ve işleyen yeni bir nesil ortaya cıkmıştır. Bu, ikinci nesil olarak adlandırılan kahveciler ise daha bireysel bazda kahve tuketimini yaygınlaştırmayı hedefleyen bir politikaya sahiplerdir. Zaman icerisinde kurumsal yapıya sahip olan bu şirketlerin ozellikle kendilerini icin belirledikleri bir kahve cekirdeği turu ve işleme bicimi belirlenmiş ve bunun uzerinde devam ettirilmiştir. İkinci nesil kahve şirketleri genel olarak ciftciden cekirdeği alıp tuketime hazırlama prensibini benimsemiş ve donem acısından oncu olmuş niteliktedirler. Bunlar kendi ozel harmanlarının yanı sıra farklı yerel kahvelerinde satışının sunulduğu işletmelerdir.
Gelelim ucuncu nesil ya da ucuncu dalga olarak adlandırılan yeni nesil kahvecilere ve onların kahveyi yorumlama şekillerine. Son birkac yılda ozellikle neredeyse kafayı cevirdiğiniz her yerde gormeye aşina hale geldiğimiz, her sokak arasındaki kahvecilerden bahsediyoruz aslında. MekÂnsal olarak daha kucuk olmakla birlikte coğunlukla modern bir tasarıma sahip olan ve hipster tarzlarıyla dikkatleri uzerine cekmiş durumda olan bu kahvecilerin asıl ortaya koydukları performans kahveye verilen değeri bir kultur haline getirme cabasıdır. Kahvenin sadece bir gıda ya da uyarıcı olarak değil de kahve demleme ve icme kulturunun ayrı bir olgu olduğunu yansıtmaya ve topluma bunu bir kazanım şeklinde sunmaktadırlar. Kahvenin oğutulme ve demlenme aşamalarında ceşitlilikler sunan ucuncu nesil kahvecilerin en cok tercih ettiği ekipmanlar chemex, moka pot, aeropress ve hario ’dur. Kahvenin oğutuluş şekli de kullanılan ekipmana gore değişiklik gostermektedir. Bu şekilde gosterdikleri daha ozenli ve taze kahveler elde ettiklerine ise şuphe yoktur. Tabii ki sokak aralarında gormeye başladığımız her yeni kahvecinin bu ozellikleri barındırdığını da duşunmek pek doğru olmayacaktır.
Kahvenin uretim seruvenine dair ceşitli hikayeler anlatılıyor olmasına rağmen anlatılanların genel olarak birleştiği nokta, kahvenin 15. yuzyılda uretilmiş olmasıdır. Osmanlı kulturu icerisinde yaygınlaşmasının 16. ve 17. yuzyılı bulduğunu bildiğimiz kahve, zaman icerisinde kavurma ve pişirme yontemi ile yapısal ve tuketim acısından bazı değişimlerden gecmiştir.
Uzun bir gecmişe sahip olan kahvenin tuketim duraklarında 1900’lu yıllardan başlayarak 1960’lara kadar olan sureci birinci nesil kahvecilik olarak adlandırılmaktadır. Birinci nesil kahvecilerin dikkat ceken noktası toplu uretim ve paketli satışla kahve tuketimini yaygınlaştırmayı hedeflemiş olmalarıdır. Yıllar boyunca kahve tuketiminin temel motivasyonu icerisindeki kafein sayesinde guc ve dayanıklılık kazandırdığına dair olan inanctı. Emile Zola ’nın Germinal romanında 19. yuzyılda Fransa ’da maden işcilerinin calışma koşulları anlatılırken ufak bir detay gibi gorunse de maden işcilerin her sabah yanlarına aldıkları kahve onların uyanık kalarak daha fazla calışmaları icin ne kadar gerekli olduğu gosterilmiştir. Tarihsel bağlamında değerlendirdiğimizde kahve ve şeker tuketiminin uretim zincirindeki yeri oldukca onemlidir.
1960 ’larda belli kahve şirketlerin oluşum sureciyle birlikte kahveyi cekirdek olarak alan ve işleyen yeni bir nesil ortaya cıkmıştır. Bu, ikinci nesil olarak adlandırılan kahveciler ise daha bireysel bazda kahve tuketimini yaygınlaştırmayı hedefleyen bir politikaya sahiplerdir. Zaman icerisinde kurumsal yapıya sahip olan bu şirketlerin ozellikle kendilerini icin belirledikleri bir kahve cekirdeği turu ve işleme bicimi belirlenmiş ve bunun uzerinde devam ettirilmiştir. İkinci nesil kahve şirketleri genel olarak ciftciden cekirdeği alıp tuketime hazırlama prensibini benimsemiş ve donem acısından oncu olmuş niteliktedirler. Bunlar kendi ozel harmanlarının yanı sıra farklı yerel kahvelerinde satışının sunulduğu işletmelerdir.
