Nefesli calgı aleti olan Saksafon, aslında askeri gruplar ve orkestralarda kullanılmak uzere, 100 yıl once Paris’te icat edilmiştir. O zamanlar, coğu besteci tarafından asla orkestra enstrumanı olarak kullanılmamış, ancak, gunumuzde coğu muzik tarzında onemli bir yere sahiptir. Ayrıca Sax olarak da bilinen bu populer ve farklı enstruman, 1860’larda Adolphe Sax adlı biri tarafından icat edilmiş, […]
Nefesli calgı aleti olan Saksafon, aslında askeri gruplar ve orkestralarda kullanılmak uzere, 100 yıl once Paris’te icat edilmiştir. O zamanlar, coğu besteci tarafından asla orkestra enstrumanı olarak kullanılmamış, ancak, gunumuzde coğu muzik tarzında onemli bir yere sahiptir.
Ayrıca Sax olarak da bilinen bu populer ve farklı enstruman, 1860’larda Adolphe Sax adlı biri tarafından icat edilmiş, bu nedenle benzersiz bir isim olan saksafon adı verilmiştir. Boyutlarına gore en kucuğunden en buyuğune kadar kategorize edilmiş 14 farklı saksafon icat edilmiştir. İlginc olan, tum turlerin anahtarları aynı yerdedir, yani bir enstruman calmayı oğrenen kişi hepsini calabilmektedir.
[h=3]Saksafonun Tarihi[/h] Adolphe Sax saksafonu oluşturmaya başladığında ana fikri ya da amacı, pirincin gucunu ve bir tahta ruzgÂrlığın ton kalitesini icerecek bir arac yapmaktır. Temelde hem pirinc hem de nefesli calgıların senfonik seslerini bir araya getirmek istemiştir. Bu hedefi goz onunde bulundurarak buyuk bir saksafon, cok belirgin bir konik şekle sahip olan ilk eseridir ve 20 Mart 1864 tarihinde saksafon denmiştir. Adolphe yeni yaratımını tanıtmak ve onaylamak icin “Grupların Savaşı” adlı bir etkinliğe sahne olmuştur. Bu savaş, geleneksel Fransız piyade grubu ile enstrumanını kullanan başka bir grup arasında gercekleşmiştir. Sonuncusu, bircok muzisyen ve enstruman ureticisi tarafından saksafonu bir enstruman olarak kabul etmeyi reddettiği olcu de kendisine yonelik cok fazla kızgınlık ve duşmanlıkla sonuclanan yarışmayı kazanmıştır.
Bu tur bir tepki saksafonun gelişiminin arkasındaki tek sebep olan orkestra ortamında kullanılmasına izin vermemiştir. Ancak, bu uzun surmemiş cunku kısa sure icinde ceşitli besteciler saksafonu orkestra enstrumanı olarak kullanma fikriyle ortaya cıkmışlardır ve ses kalitesinden cok etkilenmişlerdir. Kısa bir sure sonra, saksafon cok yonlu bir enstruman olarak gorulmeye başlanmış, bircok besteci ve muzisyen eserlerine dahil ederek ceşitli muzik tarzlarında kullanmaya başlanmıştır. Bu inanılmaz enstrumanın popularitesi, 1900’lu yıllar da gercek değer ve potansiyelinin ceşitli caz muzisyenleri tarafından gercekleştirildiği buyuk bir patlama yaşamıştır. Daha sonraları ozellikle John Coltrane ve Charlie Parker gibi sanatcılar nedeniyle en buyuk ve en populer solo nefesli caz enstrumanlarından biri haline gelmiştir. Her iki muzisyenin de tamamen farklı bir tarzı ve benzersiz sesleri olmasına rağmen, bu enstrumanın ne kadar cok yonlu ve esnek olduğunu gostermeyi başarmıştır.
[h=3]Saksafonun Anatomisi[/h] Saksafon, pirinc ve ahşabın eşsiz bir karışımı ile oluşturulmuş olmasına rağmen, teknik olarak ahşap ailesine aittir. Bunun sebebi oncelikle bu cihazın ağızlığı pirincten değil sazdan yapılmış olmasıdır. Ağızlık, sesin saklandığı saksafonun ana kısmıdır. Nihai sesin kalitesi onemli olcu de ağızlığa bağlıdır cunku saksafon bir rock bandında kullanıldığında, orneğin bir senfoni orkestrasında kullanıldığında ses uretimi arasında buyuk bir fark vardır. Coğu saksafon govdesi bakır, bronz, nikel ve pirinc kullanılarak yapılır, ancak birkac uretici karbon fiber ve hatta plastik gibi diğer hammaddeleri denemeye başlamıştır.
[h=3]Saksafon Ceşitleri[/h] Gunumuzde kullanılan, her biri buyukluk ve ton olarak değişen birkac saksafon ceşidi vardır. Gelişiminden ve uretiminden sonra, saksafon temelde sayısız tur ve kategorisine neden olan bircok değişiklik ile bakımdan gecmiştir. Gunumuzde ve gecmiş zamanda kullanılan en yaygın ve populer saksafon turlerinin bir listesi aşağıdaki gibidir:
Soprano saksafon: Soprano saksafon, duz veya kavisli bir şekle sahip olabilecek en kucuk saksafon turlerinden biridir. Şekil farkı, saksafon calarlar arasında cok fazla tartışma yaratmıştır, cunku bazıları kavisli boyunlu olanların daha sıcak ve daha az nazal bir tonla sonuclandığını soylemektedir. Soprano saksafonlarının da calmanın en zor olduğuna inanılır, bu nedenle yeni başlayanlar icin onerilmemektedir. Bunun başlıca nedeni kontrol etmek icin zor olmaları ve kullanıcılarının coğu en iyi şekilde yararlanmaları icin buyuk caba ve enerji gerektirmeleridir.
Bu cihaz, B duz anahtarında caldığı anlamına gelen bir Bb cihazıdır ve ceşitli tonlar uretmesini sağlayan tum saksafon enstrumanlarının en yuksek perdelerine sahiptir. Klasik muzikte buyuk olcude solo bir enstruman olarak kullanılır, ancak bazen orkestra ve konser gruplarında da kullanılmaktadır. En dikkat cekici soprano saksafoncuları arasında Christina Rall, Mariano Garcia ve Carina Rascher gibi birkac isim sayılabilir.
Alto saksafon: Alto saksafon en cok calınan saksafonlardan biridir ve yeni başlayanlar icin mukemmel bir secimdir. Saksafon yolculuğuna başlamak icin mukemmel bir aractır, cunku orta buyukluktedir ve tutması cok kolaydır. Kavisli bir şekle sahiptir ve E duz anahtarında caldığı anlamına gelen bir Eb enstrumanıdır. Bir soprano saksafonundan daha buyuk olmasına rağmen, iyi bir ağırlığa sahiptir ve taşıması kolaydır.
Alto saksafon populer askeri gruplar, caz grupları, bando, konser grupları ve oda muziğinde kullanılır. Ayrıca, diğer saksafon tiplerine gore daha sessiz, daha az nefes ve parmak germe gerektirir. Bazı populer alto saksafoncuları arasında Marcel Mule, Otis Murphy, Harry White vardır.
Tenor saksafon: Tenor saksafon, caz ve rock muziklerinde yaygın olarak kullanılan en populer saksafon turudur. Geniş ağızlı alto saksafondan, daha uzun tonlu deliklerden ve cubuklardan daha buyuktur. Bir alto saksafonundan farklı olarak, tenor saksafonu diğer saksafonlardan ayıran karakteristik bir yere sahiptir. B daire anahtarında calınan ve gunumuz caz ve rocklarında en iyi secim yapan Bb enstrumanıdır. Ancak, geliştirilmesinden sonra, esas olarak bu gruplar icin tasarlandığından, başlangıcta askeri grupta onemli bir populerlik kazanmıştır. Ayrıca klasik muzikte de kullanılmaya devam edilmiş ve konser gruplarında standart bir arac olarak kabul edilmiştir. Tenor saksafonu, Amerika Birleşik Devletleri’nde, coğu Amerikan İc Savaşı sırasında olan askeri gruplardan gelen buyuk bir populerlik dalgası yaşamıştır.
Bariton saksafon: Bariton saksafonu, onceki uc saksafon arasında en buyuk boyuta sahip olanlardan biridir ve cok derin bir bas sesi uretir. Ayrıca Eb enstrumanıdır ve E duz anahtarında calınır. Aynı zamanda “bari sax” olarak da adlandırılır ve uzman bir arac olarak kabul edilir. Ağırlığından dolayı buyukluğu 35 pound’a kadar cıkabilen bariton saksafon, tum kullanıcılarının, ağırlığını desteklemek icin enstrumanı calarken koşum takımı takmalarını gerektirmektedir.
Bu aletin bazı modellerinde kornalarının ucuna takılı bir uzantı vardır ve bu onlara duşuk A bariton adını verir. Diğer saksafon tiplerine benzer şekil de ince pirincten yapılmış konik bir tup şeklindedir. Klarnete benzer tek bir kamış ağızlığa sahiptir ve daha geniş bir uctan oluşmaktadır. Bariton saksafon genellikle konser gruplarında calınır, ayrıca caz gruplarında, klasik muzik, oda muziği ve askeri gruplarda da kullanılmaktadır.
Sopranissimo saksafon: Sopranissimo saksafonuna dunyanın en kucuk saksafon unvanı verilmiştir, ayrıca takma adı da Soprillio ’dur. Bu cihazla ilgili tek istisna kucuk olması değildir aynı zaman da duşuk Bb ile yuksek Eb arasında değişime izin veren eksiksiz tuşlar icermesidir. İlginctir ki, en kucuk boyutlu olmasına rağmen, aslında bugune kadar bilinen en yuksek perdeli saksafon turudur. Sadece doğru olan bu değildir, aynı zamanda inanılmaz derecede kucuk boyutta olduğundan dolayı son zamanlar da gercek bir sopranissimo saksafonunun uretilmesi zordur. Aynı zaman da boyutu, yapım sırasında ust oktav anahtarının bile ağzına yerleştirilmesi gerektiği olcu de mevcut diğer parcaların kullanımına izin vermez. Bu cihaz sadece 12 inc uzunluğundadır ve ağızlığı sadece 13 ince kadar uzanmaktadır. Bunu kullanmak usta kullanıcılar gerektirmektedir, ağızlık (embouchure), temel de dudakların şekillendirme ve mukemmel aletin ağızlık ile aynı hizaya şekilde yuz kaslarının kullanılması olarak tanımlanmaktadır.
Sopranino saksafon: Bir başka kucuk boyutlu saksafon olan bu saksafon turu cok yumuşak, melodik bir ses cıkarmaktadır. Bununla birlikte, kucuk boyutlarından dolayı gunumuzde yaygın olarak kullanılmamaktadır. Sopranino saksafonu E duz anahtarında calınır ve urettiği ses alto saksafondan daha yuksek bir oktava sahiptir. Bu tip saksafon, saksafon ailesindeki tum enstrumanların temsilcisi olarak kabul edilir, cunku genellikle cekici olarak adlandırılan etkileyici sesidir. Bu enstrumanın yaygın kullanım alanları arasında orkestralar, klasik muzik ve caz bulunmaktadır.
Bas saksafon: Bas saksafon tenor saksafonundan daha yuksek bir ses cıkarır. Populer bariton saksafondan bile daha buyuk olan saksafon ailesinin en buyuk uyelerinden biri olarak kabul edilir. Bu saksafonun gecmişi, Adolphe Sax’ın 1841 yılında Bruksel’deki bir sergide sunmasından dolayı 1800’lu yıllara dayanmaktadır. B duzluğunde B anahtarının icinde calındığı anlamına gelmektedir. Gunumuzde, bas saksafonu yaygın olarak kullanılan bir enstruman değildir, ancak birkac saksafon korosunda, 1920’li yılların caz kayıtlarında ve hatta bedava cazlarda kullanıldığını gorulmuştur. Ayrıca genellikle konser gruplarında, ancak nadiren orkestra muziğinde kullanılmaktadır.
Kontrbas saksafon: Kontrbas saksafon en buyuk saksafon turlerinden biridir ve bariton saksafonunun iki katı uzunluğundadır. Aynı zaman da saksafon ailesinin en duşuk ikinci kademe uyesidir. Bariton saksafonun ses bakımından bir oktavı olmasına rağmen, inanılmaz derecede ağırdır ve yaklaşık 45 kilo ağırlığındadır. Kontrbas saksafon, E duz anahtarında calınır ve sık sık bir omur boyu saksafonda olarak adlandırılır. Ortalama bir insandan daha uzun durur, yaklaşık 6 fit 4 inc yuksekliğe ulaşır ve mukemmel bir zarafeti vardır.
Bu saksafon sadece etkileyici gorunumuyle kalmaz, aynı zamanda zarif, zengin bir ton uretir ve zarif bir akustik varlık sergiler. Bununla birlikte, ton, melodik, yumuşaktan sert ve sert seviyelere kadar değişebilmektedir ve ayrıca kullanıcının nasıl kullandığına bağlı olarak değişmektedir. Son zamanlarda, kontrbas saksafoncularının sayısında onemli bir artış vardır, oda muziği ve solo muzik literaturunde kesin bir artışa yol acmıştır. Bu saksafon, ozellikle aşırı veya eterik bir tonu arayan nefesli calıcılar arasında da unludur.
Subkontrbas saksafon: Diğer saksafonların aksine, subkontrbas saksafonu Adolphe Sax’ın inşa etmeyi planladığı, ancak yapımını hic bulamadığı bir yer. Bu saksafon B duz anahtarında oynayan bir transposing aletidir. Subkontrbas saksafonu, bas saksafonunun altında bir oktav ve tenor saksafonunun altında iki oktav olan sesler uretmektedir.
İlginc bir şekilde, 1990’lara kadar calınabilir ve orijinal bir taşeron saksafon uretilmemiştir. Bununla birlikte, 1999’da Benedikt Eppelsheim adlı bir enstruman ureticisi tarafından Munih’te calınabilir ve gercek bir saksafon geliştirilmiştir. Bu enstruman kontrbas saksafon ile aynı parmaklama işlemine sahipken, konik bicimli deliği normal bir saksafona kıyasla daha dardır. İlk kez Eylul 2012’de, 7 metre boyunda duran ilk subkontrbas saksafonun geliştirilmesi tamamlanmıştır.
C-Melodi saksafon: Adından da anlaşılacağı gibi, bu saksafon C’nin anahtarında bulunur ve genellikle İngiltere’de C tenor olarak adlandırılır. C-Melodi saksafon gunumuzde cok yaygın kullanılmasa da, ozellikle Rudy Weidoeft ve Frankie Trumbauer ’ın calışmaları nedeniyle 1900 ’de onemli bir populerlik kazanmıştır. Boyut olarak, bu saksafon tenor saksafonundan kucuk, alto saksafonundan buyuktur. Ayrıca bu saksafonlarının coğu tenor saksafonuna benzer bir şekilde kavisli boyunlara sahiptir.
Bu saksafonun belirleyici ozelliklerinden biri, kullanıcıların ve muzisyenlerin aktarma yapmak zorunda kalmadan muzik notaları calabileceği anlamına gelen bir aktarma aracı olmamasıdır. Diğer bazı saksafonlara kıyasla bu enstruman icin onemli bir satış noktası olmuştur.
Tubax saksafon: Karşılaştırmalı olarak bakıldığında, Eb ezgisine yerleştirilmiş ve bariton saksafonundan bir oktav altında bir ses ureten, yeni tasarlanmış ve değiştirilmiş bir kontrbas saksafonudur. Konvansiyonel kontrbas saksafonuna kıyasla, tubax saksafonu dar bir delikten oluşur, bu da daha az miktarda hava uflenmesi gerektiği anlamına gelir. Dar delik, bu aletin en duşuk ufleme de bile sorunsuz bir şekilde calışmasını kolaylaştırır.
Bu saksafon dort kez katlanır ve bu da neredeyse 114 cm yuksekliğindedir. Bu ebat bariton saksafondan daha buyuk olmasa da, gercekte tup uzunluğunun iki katıdır. Tubax saksafonunun belirleyici bir ozelliği, aşırı şişmeyi kolaylaştıran ve muzisyenin sol başıyla kontrol edilebilen ozel bir havalandırma anahtarına sahip olmasıdır. Bu, muzisyenlerin yuz kaslarını cok fazla kaydırmak veya kullanmak zorunda kalmadan farklı tonları ve aralıkları calmalarını sağlamaktadır.
CT-O saksafon: Bunun, 1928 yılında bir Amerikan enstruman ureticisi olan Conn tarafından geliştirilen saksafon enstrumanında cok cesur ve yenilikci bir yaklaşım olduğuna inanılıyordu. Bu model, heckelphone ve İngiliz kornası olarak adlandırılan iki cift kamış aletinin unsurlarından oluşturulmuştur. F’nin anahtarına yerleştirilmiş ve alttan vurgulanan ampul şeklinde duz bir boynu vardır. Ayrıca Conn-O saksafon ozel bir ağızlığa ve oldukca geniş bir urun yelpazesine sahiptir.
Tum bu yenilikler, teknik acıdan cok yonluluk ve ozgun gorsel gorunum ile karakterize edilse de cok ozel bir enstrumanla sonuclanmıştır. Ancak buna rağmen, bu saksafon piyasada buyuk olcude populerlik kazanmamıştır. Orijinal versiyonundan bu yana saksafon muziğe, coklu turlerin cok onemli bir parcası olarak yerleşmiştir. Ayrıca birden fazla muzikal uygulamada kullanılmaktadır ve bu son derece benzersiz enstruman yakın zamanda kaybolmayacağa benziyor.