Havacılık sektoru her gecen gun daha da ilerlemekte ve de insanoğlunun vazgecilmez parcası haline gelmektedir. Bu da arz talep dengesi misali, havacılık sektorunun cok hızlı bir şekilde ivmelenmesine yardımcı olur. 1900’lu yılların başlarında insanın hayatına dahil olan havacılık fikri, ilerleyen her on yılda cok farklı bir şekilde yol alınmasına vesile olmuştur. Ucmak insan icin hayatta […]
Havacılık sektoru her gecen gun daha da ilerlemekte ve de insanoğlunun vazgecilmez parcası haline gelmektedir. Bu da arz talep dengesi misali, havacılık sektorunun cok hızlı bir şekilde ivmelenmesine yardımcı olur. 1900’lu yılların başlarında insanın hayatına dahil olan havacılık fikri, ilerleyen her on yılda cok farklı bir şekilde yol alınmasına vesile olmuştur. Ucmak insan icin hayatta olduğu sure boyunca ulaşılması fiziksel anlamda en imkansız ayrıcalıklardan idi. Ancak bunu aklı ve de zekası ile bertaraf eden insan, kedine bir ucak yaparak ucmayı olağan bir hale getirmeyi başarmıştır. Havacılık ozellikle de sivil havacılık artık hic olmadığı kadar yaygın olup, dunyanın her noktasında var olan bir imtiyazdır. Havayolu şirketleri, son model ucakları ucurmaları icin her yıl binlerce yeni pilotu istihdam etmektedir. Bu istihdam sonucu cok sayıda yeni pilot sektore kazandırılır. Gunumuz modern ticari yolcu ucakları hic olmadığı kadar teknolojik anlamda gelişmiştir. Bu da ister kısa, isterse de uzun mesafeli ucuşlar olsun, ticari yolcu ucaklarının havada kaldıkları cok uzun bir sure boyunca otomatik pilot kontrolu altında seyahat etmesi anlamına gelir. Ancak yine de bir insan aklına gerek vardır. Cunku her ne kadar otomatik pilot seyir halindeyken bircok işlemi kendisi yapabilse de iniş ve de kalkış bizzat pilot kontrolundedir.Ozellikle Boeing, Airbus gibi devasa ticari yolcu ucağı tedarikcileri, bircok ucağı neredeyse pilotsuz ucurulabilecek kadar donanımlı tasarlayabilmektedir. Oyle ki, cok kısa bir sure icinde pilotların tamamen tarih olması ya da sadece ucağa refakatcilik yapacağı gunler kapıdadır. Bu durum araclarda zaten gorulmeye başlanmıştır. Ucaklar ise, bu teknolojinin de zaten cok ama cok onundedir.
Gunumuze gelecek olursa, ucakta kabin personeli olmazsa olmazdır. Bu son derece onemlidir. Ticari yolcu jetleri, 2 pilot ve de bir ucuş muhendisi ile tarifeli seferlerini gercekleştirirler. Bu pilotlar arasında biri kaptan diğeri ise yardımcı pilot statusu altında gorev alır. Ucuş muhendisi de bir 3’uncu goz olarak seyir haline her iki pilota da gerekli tavsiye ve de uyarıları yapar. Bu işin havada olan kısmıdır, ancak iş sadece havada bitmez. Her havayolu kendi bunyesi altında bir ”ucuş harekat uzmanı” barındırır. Uluslararası tabiri ile ”Dispatcher”. Dispatcher ucağın karadaki pilotu olarak kabul edilir. Yani, havada kaptan ve de murettebatı ne gorev goruyorsa, yerde de bir pilot olarak ucuş harekat uzmanı gorev alır. Bu kişinin esas gorevi soz konusu ucuşlarda ucağın havacılık kurallarına uygun bir şekilde seyrini ve nihai olarak varacağı noktaya varmasını sağlamaktır.
Başka bir ifadeyle ucuşu planlamakla gorevli olan ucuş harekat uzmanı, ucağın bircok sorunu ile doğrudan ilgilenmekle yukumludur. Bunlar arasında bakımından tutun da yakıt ikmaline kadar. Hava durumu da dahil olmak uzere cok sayıda parametre ile doğrudan muhatap olan ucuş harekat uzmanı, aslında pilottan daha fazla caba harcar. Ustelik de sorumluluğu oldukca buyuktur.
Yazar:Emir Karasu