Mikronezya, dunyanın en egzotik coğrafyaları arasında sayılan Okyanusya’da bulunan tropik bir ulkedir. Tabii buradaki ”tropik” ifadesi ulkenin sahip olduğu iklimle alakalıdır. Bu ulkenin, devlet yapısı ele alındığında ulkenin federal bir yapıda olduğu goze carpar. Yani zaten kucuk bir ulke olmasına rağmen federal yapıda olan, ender ulkelerdendir. Başka bir ifadeyle ulkenin yuzolcumu ele alınırsa, en kucuk […]
Mikronezya,
dunyanın en egzotik coğrafyaları arasında sayılan Okyanusya’da bulunan tropik bir ulkedir. Tabii buradaki ”tropik” ifadesi ulkenin sahip olduğu iklimle alakalıdır. Bu ulkenin, devlet yapısı ele alındığında ulkenin federal bir yapıda olduğu goze carpar. Yani zaten kucuk bir ulke olmasına rağmen federal yapıda olan, ender ulkelerdendir. Başka bir ifadeyle ulkenin yuzolcumu ele alınırsa, en kucuk federal statudeki devlet olarak karşımıza cıkar. Ulkenin adı, terminolojik bir inceleme yapılırsa, ”kucuk-ada” anlamı ortaya cıkar. Pasifik Okyanusu’nda yer alan bir ulke olan Mikronezya, bu anlamda son derece kucuk olması ile dikkatleri ceker. Tam anlamıyla bir ada olan ve de kendi başına hayatta kalma mucadelesi veren bu topraklar, ilerleyen donemlerde deniz seviyesinin yukselmesiyle sular altında kalma tehlikesiyle de bir anlamda karşı karşıyadır. Bu durumun er ya da gec gercekleşeceği bilimsel bir durumdur. Bu da ulkenin kendi kaderiyle baş başa olduğu anlamına gelir. Dunyanın en ilginc tropik ulkeleri arasında yer alan Mikronezya, tam lokasyon olarak Pasifik Okyanusu’nun batı yakasında yer alır ve de bolgede bulunan Polonezya ve Melanezya’ya yakındır. Mikronezya, her ne kadar bir kucuk devlet olsa da, Mikronezya Federal Devletleri, Avustralya coğrafyasının dış sınırlarını ele alırsak, ondan dahi geniştir. Tabii burada bahsedilen mevzu, irili ufaklı bine yakın adanın bir araya gelmiş olması hadisesidir.
Bu da Mikronezya ifadesini değişik şekillerde yorumlamamıza neden olabilmektedir. Başka bir değişle, bu coğrafya, kendi sınırları icerisinde cok sayıda onemli adayı barındırır. Bu ada devletler cok kucuk olduğundan ve uzun yıllar başta Birleşik Krallık olmak uzere bircok ulke tarafından somurulduklerinden kendilerini koruma altında almak icin birlik oluşturup federe devletler olarak hareket edip federal bir catı kurmuşlar. Mikronezya’nın gecmişi ele alınırsa, bu durumda karşımıza 2 bin yılı aşkın bir tarih cıkar. Tabi Avrupalıların dunyayı keşfetme arzusu, buraların da zaman icersinde ele gecirilmesi sonucunu doğurmuştur. Bu anlamda soz konusu bolge ilk olarak 1521 yılında Avrupalılarla tanışmıştır. İlk ayak basan isim ise, herkes tarafından tanınan dunyaca unlu kaşif, Ferdinand Macellan’dır. Bu keşifle beraber Avrupalılar tarafından adeta istila edilen topraklar, gunumuzde yine de en el değmemiş coğrafyalar icinde sayılır. Kendi bunyesi icinde cok sayıda irili ufaklı adayı barındıran bu bolge, Avrupalılardan tutun da Latinlere kadar bircok kulturden insana ev sahipliği yapar. Ancak ağırlık gocmenler nazara alınırsa, Asyalılardadır. Bu durum son derece normaldir; cunku bolgeye en yakın ve de en yoğun nufusa sahip coğrafya Asya kıtasıdır.
Mikronezya‘ya ulaşım meselesi ele alınırsa, bu oldukca zor bir konudur. Cunku bolgeye direkt tarifeli olarak ucabileceğini ne bir Avrupa ne de bir Turk şehri vardır. Bu da kesinlikle başka bir havayolu şirketi ile aktarmalı olarak seyahat edilmesini zorunlu hale getirir. Bolgede yer alan bazı ulkeler halen Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık ile bağlantılı olduğu icin bu durumda gecerli Birleşik Krallık ya da Amerika vizesine ihtiyac duymanız gerekebilir. Ortalama seyahat suresi vermek neredeyse imkansızdır. Ancak minimum 24 saat olduğu acık bir şekilde tahmin edilmektedir.
Yazar:Emir Karasu