Genellikle “sabun” ve “deterjan” kelimeleri birbirinin yerine kullanır, ancak aslında bunlar oldukca farklı şeylerdir. Deterjan, yağı ve kiri parcalamak ve cıkarmak icin kullandığınız kimyasal madde kombinasyonudur, sabun ise sadece bir tur deterjandır. Sabun uzun bir tarihe sahiptir, orijinal hali keci yağı ve odun kulu gibi tamamen doğal urunlerden yapılmıştır.
Gunumuzde deterjanlar buyuk bir kimyasal tesiste pişirilen sentetik kimyasallar ve katkı maddelerinin bir karışımı olarak uretilmektedir. Sabun ise geleneksel sabunun aksine artık katı değil sıvı halde kullanılmak uzere genelde jel formunda uretilir. Bunun yanında deterjanlar, sac şampuanı ve camaşır tozundan tıraş kopuğune ve leke cıkarıcılara kadar her bircok temizlik urununde kullanılmaktadır.
[h=3]Deterjan Yuzeyindeki Aktif Maddeler Nelerdir?[/h] Suyun dokulduğu yuzeyi ıslattığı duşunulse de tam olarak işlemez. Bunun nedeni, yuzey gerilimi denen bir şeye sahip olmasıdır . Su molekulleri kendi molekulleri arasında yapışmayı tercih ederler, bu nedenle damlalar halinde birbirine yapışmaya eğilimlidirler. Yağmur bir pencereye duştuğunde, camı eşit şekilde ıslatmaz: bunun yerine, yuzeye farklı damlacıklar halinde yapışır ve yercekimi cizgiler halinde aşağı ceker. Suyun daha iyi yıkamasını sağlamak icin yuzey gerilimini azaltılması gerekir, boylece her şeyi daha homojen bir şekilde ıslatabilir. Ve bu tam olarak bir yuzey aktif maddenin işlevidir. Deterjanlardaki yuzey aktif maddeler suyun nesneleri ıslatma, yuzeylere yayılma ve kirli camaşır liflerine sızma yeteneğini geliştirir.
Yuzey aktif maddeler başka bir onemli iş daha yapar. Molekullerinin bir ucu suya, diğer ucu kire ve yağa cekilir. Boylece yuzey aktif madde molekulleri suyun yağı tutmasına, parcalamasına ve yıkamasına yardımcı olur.
[h=3]Deterjanlar Nasıl Calışır?[/h] Bir camaşır makinesinin en akıllı parcası tambur ya da tahrik kayışı, onu donduren elektrik motoru ya da programı kontrol eden elektronik devre değildir. İcine koyulan deterjandır. Su tek başına giysileri temizleyemez cunku yağ ve kir molekullerine tutunmaz. Oysa deterjan farklıdır, icerdiği yuzey aktif maddeler iki farklı ucu olan molekullerden yapılmıştır. Molekullerin bir tarafı i ise gres gibi yağlı maddelere tutunurken, diğer ucu guclu bir şekilde suya tutunur. Kirli camaşırlar camaşır makinesine atıldığında deterjan şu şekilde işlev gorur;
• Yıkama dongusu sırasında, yuzey aktif madde suyla karışır.
• Yuzey aktif madde molekullerinin yağı seven ucları, kirli camaşırdaki kire yapışmaya başlar
• Makinenin tamburunun donme hareketi kiri doverek kiri ve yağı daha kucuk, cıkarılması daha kolay parcalara ayırır.
• Durulama dongusu sırasında, hareket eden su molekulleri kendilerini yuzey aktif madde molekullerinin zıt, suyu seven uclarına bağlar.
• Su molekulleri surfaktanı ve kiri camaşırdan ceker.
• Son sıkma sırasında kirli su akar ve camaşırdaki kir temizlenmiş olur.
Bu nedenle sabun ve su, tek başına kullanıldığında bile camaşır makinesine gore kiri daha iyi cıkarabilir.
[h=3]Deterjanlarda Başka Hangi Kimyasallar Var?[/h] Deterjanlardaki tek şey yuzey aktif maddeler değildir; tipik bir deterjan şişesinin etiketindeki icindekiler kısmına bakıldığında bircok başka kimyasal bulunduğu gorulur. Deterjanları yıkarken, optik parlatıcılar bulunurken, bunlar giysileri guneş ışığında parlatır. Biyolojik deterjanlar, yiyecekleri ve diğer tortuları parcalamaya ve cıkarmaya yardımcı olan enzimler adı verilen aktif kimyasallar icerir. Ana enzimler proteazlar (proteinleri parcalayan), lipazlar (yağları parcalayan) ve amilazlardır (nişastaya saldıran). Diğer bileşenler arasında “limon” gibi parfumler bulunurken, ev temizlik deterjanları, yanmış ocak yağı ve kuvet kiri gibi alanları temizlemek icin kullanılanların icinde alanı temizlemeye yardımcı olmak icin tebeşir gibi aşındırıcı maddeler bulunur.
[h=3]Deterjan Uzerinde Sıcaklığın Nasıl Bir Etkisi Vardır?[/h] Camaşırlar soz konusu olduğunda, yukarıdaki acıklamada belirtildiği gibi giysileri temizlemeye yardımcı olan iki farklı etki gorulebilir. Bunlar deterjanın kimyasal etkisi ve camaşır makinesinin mekanik etkisidir. Su ve deterjan kiri cıkarmak icin birlikte calışırken, tum bu yuvarlanma ve carpma da onemli bir rol oynar. Ve ucuncu bir faktor daha vardır, bu da daha sıcak sudan kaynaklanan termal etkidir ve kimyasal reaksiyonları hızlandırır.
Camaşır yıkama bilimsel bir problem olarak duşunulurse, buyuk ihtimalle bir kimya meselesi olarak gorulur. Ancak, bir camaşır makinesindeki uc temizleme eyleminin, enerjinin korunumu denen temel bir yasayla bağlantılı bir fizik sorunu olaral da ele alınabilir. Mesela giysilerinizde belirli bir miktar kir varsa, belirli, minimum miktarda enerji kullanmanız gerekir, bu kısmen kimyasal, kısmen mekanik ve kısmen termal olacak şekilde cıkarmak cıkartılır. Teoride, bunlardan herhangi biri azaltabilmek icin yalnızca diğerlerinden birini veya her ikisini artırmak gerekir. Orneğin, daha az deterjan kullanırsanız (veya hic kullanmazsanız), daha sıcak su (daha fazla termal enerji) kullanmanız veya daha uzun sure yıkamanız (daha fazla mekanik enerji) gerekir. Aynı şekilde, yıkama işleminde kullanılan suyun sıcaklığı azaltıldığında (daha az termal enerji), coğunlukla daha cok deterjan kullanması gerekmektedir. Duşuk sıcaklıklar icin ozel olarak tasarlanmış camaşır deterjanları ya daha konsantredir ya da daha az termal enerji kullanarak temizleyen ve gelecekte kirlenmelerini onlemek icin lifleri kaplayan tamamen farklı bir tasarıma sahiptir.
Bir giysinin tipik kullanım omru boyunca, onu yıkamak ve kurutmak icin, onu yapmak icin kullanılandan uc ila dort kat daha fazla enerji kullanılır. Daha soğuk yıkama bu etkiyi azaltmaya yardımcı olabilir. Daha duşuk sıcaklıkta yıkama (30–40°C veya yaklaşık 90–100°F) kullanmanın faydaları, enerjiden (ve dolayısıyla paradan) tasarruf etmeyi ve giysilerin daha uzun sure dayanmasına yardımcı olduğu anlamına gelir. Tipik olarak, bir suru giysiyi yıkarken kullandığınız enerjinin yuzde 75-90’ı suyu ısıtmaktan gelir; camaşırları dondurup dondurmek ve makineyi calıştırmak icin sadece dortte biri kullanılır. Soğuk yıkama, giysilerin buzulmesini veya şekil dışına cıkmasını onler ve renklerin daha uzun sure dayanmasına yardımcı olur.
[h=3]Sabun ve Deterjanların Kısa Tarihi[/h] • İlk Tarihi: Tarihciler, Fenikeliler zamanından (erken bir Akdeniz uygarlığı) beri bile insanların yaklaşık 2000 yıldır sabun yaptığını duşunuyorlar.
• 1790: Fransız kimyager Nicolas Leblanc (1742-1806) tuz kullanarak daha ucuz bir yol bulana kadar sabun pahalı bir luks olmaya devam etmiştir.
• 1800’ler: Sabun yapımı, insanların malzemeleri buyuk “sabun kazanlarında” karıştırdığı Amerika Birleşik Devletleri ve Kuzey Amerika’da populer hale gelmiştir. Sabun kazanları, İkinci Dunya Savaşı’na kadar coğu sabun yapımında kullanılırdı.
• 1878: İceriği kadar reklamı ile de one cıkan modern markalı sabunlar , Procter & Gamble’ın ilk ulusal markası olan Ivory Soap’un piyasaya surulmesiyle doğmuştur. Bir fabrika işcisi, makinesini cok uzun sure calıştırdığında, karışıma cok fazla hava girmesine izin verdiğinde ve su uzerinde yuzen benzersiz bir sabun urettiğinde tesadufen geliştirilmiştir. İnsanlar yeniliğe sevmekte ve Fildişi Sabun yakına tarihe kadar “%99 ve %44/100 saf” olduğu unlu vaadiyle satılmaktaydı.
• 1916: Alman kimyager Franz Gunther, komur katranından deterjanlar icin ilk surfaktanı geliştirmiştir.
• 1930’lar: Amerika Birleşik Devletleri’nde yuzey aktif maddelere dayalı deterjanlar tanıtılmıştır.
• 1950’ler: İkinci Dunya Savaşı’nın neden olduğu sabun kıtlığına karşı koymak icin sentetik deterjanlar geliştirilmiş ve kısa surede geleneksel sabunu gecerek en sevdiğimiz kimyasal temizleyiciler haline gelmiştir.
• 1960’lar/1970’ler: Nehirlerde ve denizlerde biriken deterjanlardan kaynaklanan su kirliliğine ilişkin endişeler, ilk biyolojik olarak parcalanabilen yuzey aktif maddelerin geliştirilmesine neden olmuştur.
• 1979: Belcikalı kimyager Frans Bogaerts, kiralık bir ahırda basit bir laboratuvarla yola cıkarak, fosfatlar gibi potansiyel olarak zararlı kimyasallar kullanmadan cevre dostu temizliği teşvik etmek icin Ecover şirketini kurmuştur.
• 2014: Dunyanın en buyuk deterjan ureticilerinden biri olan Procter and Gamble, camaşır urunlerindeki fosfatları ortadan kaldırma planlarını duyurmuştur.
[h=3]Deterjanların Cevreye Etkisi[/h] Herkes temiz giyinmeyi, ancak yaşadığı cevrenin temiz olmasını da sever. Peki bu iki koşul aynı anda sağlanabilir mi? Tipik bir deterjan şişesi uzerindeki icerik etiketine bakıldığında kimyasal kombinasyonlar gorulur. Bu kimyasal kombinasyonların sağlık ve cevreye zararlı etkisi var mıdır? Bunların zararlı olduğunu duşunmek icin cok iyi bir sebep vardır. Bu nedenle bazı deterjan markaları, kendilerini sabun ve suyla (deterjan dunyasının temel dinamik ikilisi) kıyaslayarak değil, rakipleri tarafından kullanılan potansiyel olarak zararlı olan kimyasallara dikkat cekerek urunlerini cevre dostu olarak konumlandırmaktadırlar.
[h=3]Deterjan Kimyasallarının Ne Zararı Var?[/h] Deterjan kimyasallarının etkileri iyi bir şekilde araştırılarak belgelenmiş durumdadır. Tum kimyasallar deterjanlara belirli bir amac icin eklenmektedir ve katkı maddelerinden bazıları deterjanların neden olduğu zararlı etkileri azaltır.
Yuzey aktif maddeler
Deterjanlardaki yuzey aktif maddeleri suyun kiri temizlemesine ve saldırmasına yardımcı olmada cok onemli bir rol oynar. Ancak bir kez kanalizasyona akıp gittiklerinde, yuzey aktif maddeler calışmayı bırakmazlar: orneğin balıkların mukus zarlarındaki doğal yağlara saldırarak, solungaclarının duzgun calışmasını durdurur ve dolayısıyla sudaki yaşam uzerinde benzer etkiler yaratmaya devam eder. Bu etki aynı zamanda sudaki diğer kimyasallardaki zararlı etki birleşerek daha yıkıcı hale gelir.
Bazı yuzey aktif madde bileşenleri (nonilfenol etoksilat veya NPE olarak adlandırılanlar dahil), hayvanların ve insanlar dahil hormonal dengesini etkileyebilen endokrin bozucular olarak adlandırılanları uretir. Yuzey aktif maddeler, balık ve diğer deniz canlılarını toksik hatta olarak listelenen kalıcı organik kirleticiler (POP) olarak sınıflandırılan ve cevrede yıllarca bozulmadan kalabilen turden olabilir. Ancak coğu yuzey aktif madde, doğal dunyaya cok fazla zarar vermeden once kanalizasyon arıtma tesislerinde nispeten hızlı bir şekilde biyolojik olarak bozunur.
Fosfatlar
Deterjanlardaki fosfatlar tatlı suya girdiğinde, kucuk bitki ve hayvanların buyumesini teşvik ederek gubre gorevi gorebilirler. Sebep olabilecekleri en buyuk sorun, oksijeni azaltarak balık yaşamını olduren alg patlaması olarak bilinen buyuk bir alg buyumesidir. Fosfatlar suya bircok farklı yoldan girse de, deterjanlar bu soruna onemli olcude katkıda bulunur.
Enzimler
Enzimler katalizorlerdir, yani kimyasal reaksiyonların daha hızlı veya kolay gercekleşmesine yardımcı olan kimyasallardır. Genel olarak, deterjanlara, sıradan deterjanların mucadele ettiği zorlu kir bicimleriyle mucadelede daha etkili olmalarını sağlamak icin eklenirler. Ayrıca yuzey aktif madde ihtiyacını azaltarak deterjanların cevresel etkisini azaltmaya yardımcı olurlar. Enzimlerin cilt sorunlarına neden olabileceğine yaygın olarak inanılsa da, İngiliz Dermatoloji Dergisi’nde David Basketter ve arkadaşları tarafından yakın zamanda yapılan bir bilimsel inceleme, bunun bir efsane olduğunu one surmektedir. Cunku bu calışmalara gore enzim hammaddelerinin tahriş edici ve alerjenik tehlikeleri, cilt reaksiyonları riskine donuşmez.
Parfumler
Deterjandaki kokular, giysilerin guzel kokmasını sağlamaktan başka bir işe yaramaz. Ancak yapıldıkları yağlar kızarıklıklara ve cilt alerjilerine neden olabilir.