Avrupa Birliği temelleri, II. Dunya Savaşı’nın hemen sonrasında atılmıştır. Bu yıkıcı savaş sonrasında Avrupa kıtasında bir daha savaş yaşanmaması umit edilerek Amerika Birleşik Devletleri’nin bir benzerini kurma fikriyle yola cıkılmıştır. Aslında bu fikir sadece kurucu uye olan devletlerce bilinmekte idi. Ekonomi merkezli kurulan bu ortaklık, 6 devletten oluşmakta idi. Ancak ilerleyen yıllarda cok ciddi bir […]
Avrupa Birliği temelleri, II. Dunya Savaşı’nın hemen sonrasında atılmıştır. Bu yıkıcı savaş sonrasında Avrupa kıtasında bir daha savaş yaşanmaması umit edilerek Amerika Birleşik Devletleri’nin bir benzerini kurma fikriyle yola cıkılmıştır. Aslında bu fikir sadece kurucu uye olan devletlerce bilinmekte idi. Ekonomi merkezli kurulan bu ortaklık, 6 devletten oluşmakta idi. Ancak ilerleyen yıllarda cok ciddi bir başarı elde eden bu Birlik, sonrasında bircok yeni uye alımıyla hızla genişlemeye başlamıştır. Bu genişleme sadece toprak acısından olmayıp bir anlamda da siyasi olarak guclenmeyi beraberinde getirmiştir. Her yeni uyenin katılımı ile daha da guclenen Avrupa Birliği, kısa surede kuresel bir aktor haline gelmeyi başarmıştır. Her ne kadar kuresel bir aktor olmaya gayret gosterilse de bu uzun vadede bircok alanda feragat etmeyi de beraberinde getirmiştir. Orneğin Avrupa Birliği’nden uye ulkeler uye olmaktan var olan otomatik bir devir sistemiyle sahip oldukları egemenliği kısmen Avrupa Birliği’nin kontrolune devretmiştir. Bu devir 2000’li yıllarla beraber son derece ağır bir şekilde tartışma konusu olmaya başlasa da devrin kapsamı her kurucu anlaşmayla beraber daha da genişlemiş ve gunumuzdeki halini almıştır. Bu surecte Avrupa Birliği, yeni uye alsa da hic uye kaybetmemiştir. Ancak 2016 yılının 24 Haziran’ında İngiltere Avrupa Birliği’nden ayrılma yonunde karar almıştır.
Bu aslında malumun sonu gibi de gelebilir. Cunku bircok anlamda catı statusu altıda tıpkı bir federal devlet edasında butun yetkileri tek bir elde toplayan Avrupa Birliği, bazı alanlarda başarısız da olmuştur. Orneğin gunumuzde Avrupa Birliği’ne uye 28 ulke varken bunların sadece 19’unda parasal birlik sağlanmıştır. Başka bir ifadeyle 28 Avrupa Birliği uyesinden sadece 19’undan Avrupa Birliği’nin ortak para birimi olan avro kullanılmaktadır. Oyle ki bu ulkeler arasında bazıları avro fikrine tamamen karşıdır ve de kendi milli parasını kullanmaya devam etmektedir. Bu ulkeler arasında başı Birleşik Krallık, İsvec, Cek Cumhuriyeti, Polonya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Hırvatistan ve Danimarka bulunur. Bunlardan bazıları ekonomik olarak Avrupa Birliği’ne tam anlamıyla entegre olamadıklarından bazıları ise, milliyetci tavırlar ve bazıları da kendi para birimi daha değerli olduğundan Avrupa Birliği’nin ortak para birimine karşıdırlar. Ancak burada ekonomik olarak Avrupa Birliği icinde tam bir entegrasyon sağlanamadığı cok acıktır. Yani ekonomik olarak Avrupa Birliği icinde yer alan ulkelerin ortak para birimi altında hareket edebilecek birbirine eş ekonomileri bulunmaz. Bu da beraberinde cok ciddi anlamda sorunları getirir. Orneğin Yunanistan, İspanya, İtalya ve de Portekiz bu durumdan en cok muzdarip olan ulkelerin başında gelir.
İ
lerleyen yıllarda parasal birlik tam olarak sağlanır mı bu bilinmez. Ancak sağlanması icin ciddi anlamda reform yapılması gerektiği ise cok acıktır. Avro bolgesinde olup ekonomik olarak bir sorun yaşamayan devletler ise şunlardır: Almanya, Fransa, Hollanda, Belcika, Finlandiya, Slovenya, Slovakya
Yazar:Emir Karasu


İ

Yazar:Emir Karasu