20. yuzyılla beraber hayatımıza yeni kavramlar dahil olmuştur. Bunlar arasında ulkelerin bir diğerinden talep ettiği dokumanlar ve guvenceler gelmektedir. Ozellikle, bir ulkenin uyruğuna mensup kişileri de kapsayan bu uygulamalar, beraberinde ciddi anlamda denetim imkanı da getirmiştir. Ozellikle I. Dunya Savaşı sonrasında bir kimsenin bir ulkeden başka bir ulkeye seyahat etmesi, bazı kurallara bağlanmıştır. Bu kurallar […]
20. yuzyılla beraber hayatımıza yeni kavramlar dahil olmuştur. Bunlar arasında ulkelerin bir diğerinden talep ettiği dokumanlar ve guvenceler gelmektedir. Ozellikle, bir ulkenin uyruğuna mensup kişileri de kapsayan bu uygulamalar, beraberinde ciddi anlamda denetim imkanı da getirmiştir. Ozellikle I. Dunya Savaşı sonrasında bir kimsenin bir ulkeden başka bir ulkeye seyahat etmesi, bazı kurallara bağlanmıştır. Bu kurallar arasında pasaport taşıma zorunluluğu en ust sırada yer alır. Pasaport ya da kimlikle seyahat halen seyahat edebilmenin tek yoludur ve buna riayet edilmesi gerekir. Aksi bir durumda ulkeye girişine izin verilmemesi bir yana cıkışınıza da izin verilmez. Bunun amacı, şahısların ulkeler arasında yaptıkları seyahatlerin kontrolunu ve dolayısıyla da milli guvenliği sağlamaktır. Turkiye yıllardır Avrupa Birliği’yle uyelik muzakereleri yurutse de halen olumlu bir gelişme yaşanamamıştır. Bunun nedeni cok ceşitli etmenlere dayansa da, ulkemizin ekonomik değerlerinin Avrupa Birliği standartlarının neredeyse yarısının da altında olmasıdır. Romanya ve Bulgaristan ornekleri verilse de bunlar tam olarak doğru ornekler değildir. Bunun nedeni, soz konusu iki ulkenin de son derece kucuk olması ve nufuslarının toplamının İstanbul’dan daha fazla olmamasıdır. Oysa ulkemiz oldukca fazla bir nufusa sahiptir ve olası uyelik ya da vizesiz seyahat imkanı Avrupa Birliği’nin onde gelen ulkelerini gocmen tehdidiyle baş başa bırakabilir. Zaten uyelik goruşmelerinin en hafif imtiyazları arasında olan turistik statude 90 gunluk vizesiz seyahat dahi Turkiye’ye tanınmıyor ya da başka bir ifadeyle tanınmaktan korkuluyor.
Bu yuzden Turk vatandaşları Japonya haric dunyadaki butun endustriyelleşmiş ulkelere vize almaksızın seyahat edememektedir. Cunku ekonomik ve sosyal veriler nazara alındığında Turk vatandaşları Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri başta olmak uzere Avustralya ve Kanada gibi ulkeler acısından potansiyel kacak durumundadır. Bunu değiştirmek bizim kendi elimizdedir. Daha cok cabalayarak ulkemizin refahını artırırsak bu durumda vizelerin kalkma ihtimali de oldukca yuksek olacaktır. Turk vatandaşları bu yuzden vize almak zorundadır. Bu vizeler kendi kategorilerine gore hamiline ceşitli haklar tanır. Bu hakların en başında ulkeye girişle beraber ne kadar sure kalınabileceği vardır. Bu sure, size o ulkede ikamet etme ve de vizenin iceriğine gore diğer bazı haklardan istifade etme imkanı tanır. Genel olarak vizelerin surelerinden bağımsız olarak oturum sureleri ayrı belirlenir. Orneğin 10 yıllık bir Amerikan vizesine sahipseniz bu durumda siz, 10 yıllık sure zarfından Amerika Birleşik Devletleri’ne seyahat edebilirsiniz. Ancak unutulmaması gerektiği, 10 yıllık vizenin size 10 yıllık oturum hakkı vermediğidir. 10 yıllık vize size Amerika Birleşik Devletleri icin her takvim yılında azamı olarak 6 ay kalma hakkı verir. Yani başka bir ifadeyle eğer sureli tam olarak azamı bir şekilde kullanırsanız. Bu durumda 10 yıllık vize icin her 6 ayda bir ulkeden ayrılmanız gerekir ve sonra tekrar ulkeye girebilmeniz icin 6 ay da Amerika dışında kalmanız gerekir.
Bu kural diğer ulkeler icin de gecerlidir. Ancak bazı ulkelerde giriş cıkış yapılması surenin herhangi bir bekleme şartı aranmadan yenilenmesi anlamına gelir. Orneğin Avustralya icin bu durum tam olarak boyledir. Başka bir ifadeyle Avustralya vizeniz varsa ve ulkeye seyahat ediyorsanız bu durumda ulkeye kabul edilmeniz durumunda 3 aylık bir oturuma sahip olacaksınız demektir. Bu sure dolmadan ulkeyi terk eder ve ertesi gun geri donerseniz teknik olarak sureniz yenilenir. Ama fiili olarak ulkeye kabul gumruk memurunun elinde olduğu icin eğer sizin niyetinizin surenizi uzatmak ve ulkede daha fazla kalmak olduğunu duşunur ve de siz bu durumu izah etmekte zorlanırsanız, girişiniz reddedilebilir. Burada ekonomik olarak iyi bir gelire sahip olmak sizin o ulkede yasadışı olarak calışmadığınıza karine teşkil eder. Eğer size verilen sureleri ihlal ederseniz, bu durumda cok ciddi bir tehlikeyle karşılaşabilirsiniz. Eğer ulkeyi kendi rızanızla terk ederseniz, bu durumda ihlal ettiğiniz sureyle bağlı olarak her ulkenin kendi mevzuatı uyarınca bir yaptırımı soz konusudur. Bu yaptırım sizin o ulkeye ya omur boyu ya da belli bir sure icin girmenizi engellemeye yoneliktir. O yuzden vize surenizi kesinlikle ihlal etmemenizi tavsiye ediyoruz. Bir diğer olasılık da sizin polis marifetiyle sure aşımı yaptığınızın saptanmasıdır ki, bu durumda yaptırım daha da ağır olabilmektedir. Başka bir ifadeyle burada dikkat etmeniz gereken en onemli husus, vizenizin ne kadar sureyle size seyahat imkanı sağladığı değil, girişte sizin ne kadar sure o ulkede kalabileceğinizdir. Eğer bu konuda tereddut yaşıyorsanız, sizin ulkeye kabulunuzu yapacak olan memura ne kadar sure ile ulkede kalabileceğinizi sorabilirsiniz. Bunu pasaportunuza giriş icin damga vurduktan sonra sorunuz. Oncesinde değil.