Evden kacan 16 yaşındaki kız cocuğu, arkadaşlarının yanında bir sure kaldıktan sonra Pazar yerinde ağabeyini gorunce kacmaya başladı. Kovalamacanın ardından yakaladığı kız kardeşini eve goturen ağabey, eline aldığı makasla genc kızın sacını kesti. Kucuk kızın şikayeti uzerine başlatılan soruşturma sonrası ağabey hakkında ‘Kasten yaralama ’ sucundan dava acıldı. Mahkeme, olayın ‘Kotu muamele ’ olduğuna hukmederek, sanığın cezalandırılmasına hukmetti. Yargıtay 18. Ceza Dairesi, kararı bozdu. Kararda; “Turk ceza Kanunu ’nda duzenlenen ‘kotu muamele ’ sucunun oluşması icin mağdura yonelik fiillerin sureklilik arz etmesi ve kanunda duzenlenen fiillerden farklılaşması gerekir. Somut olayda sanığın, daha onceden de evden kacan ve kız kardeşi olan mağdureyi korkutup, evden kacmasını engellemek amacıyla saclarını kesmek şeklindeki eyleminin TCK ’nın 86/3-a maddesindeki kasten yaralama sucunu oluşturduğu gozetilmeksizin yazılı şekilde hukum kurulması isabetsizdir.” denildi. Karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz edince devreye Yargıtay Ceza Genel Kurulu, mahkeme kararını yerinde buldu. Genel Kurul kararında şu ifadelere yer verildi: “Her ne kadar suca konu eylem mağdurun vucut butunluğune muessir olarak gercekleştirilmiş ve mağdurda bedeni bir zararı mevcut ise de eylemin mağdurun vucuduna acı vermemesi ve ruh sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulduğundan bahsedilememesi nedeniyle kasten yaralama sucunun oluşmadığı ortadadır. Ancak failin kız kardeşini cezalandırmaya matuf olarak merhamet, acıma ve şefkatle bağdaştırılamayacak nitelikteki davranışının sonucları itibarıyla da uzunca bir sureye yayılması nedeniyle kotu muamele sucunu oluşturduğu kabul edilmeli ve bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulune karar verilmelidir. Yargıtay 18. Ceza Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına hukmedilmiştir.”