Amerika Edebiyatının onde gelen yazarlarından Jack London'un Demir Okce romanı onun en cokokunan eserlerinden birini teşkil ediyor. Amerika ’da Karl Marx ’ın kitapları yasaklı olduğu donemde 1906 ’da yazılmaya başlanan ve 1908 yılında yayımlanan Demir Okce; işci hareketini en iyi yansıtan roman olma ozelliğiyle buyuk beğeni kazandı. Kapitalist ekonomi modelini somuru bir sistem olarak eleştiren London; işcilerin daha iyi koşullarda calıştırılması gerektiğini ve buna yonelik sosyal haklar konusunda da birtakım reform hareketlerinin yapılmasını romanında dile getirir. Demir Okce, edebiyat cevrelerinde muspet karşılanmasının yanında sert eleştiriler de aldı. Sosyalist fikirlere sahip olan London, Amerika ’da yaşanan haksızlıkları cıplak bir şekilde yansıtıyor. Kuşkusuz 20. yuzyılın en onemli kalemlerinden olan Jack London; yaşadığı donemin toplumsal koşulları icerisinde boyle bir kitabı kaleme aldığı icin cesurca davranmış diyebilirim. Romanında geleceğe yonelik kehanetlerde bulunan yazarın ongorulerinde de gunumuze baktığımızda ne kadar haklı cıktığı gormekteyiz. 1917 ’de dunyanın onmeli devrimlerinden sayılan Rus devriminin başarıyla sonuclanacağını tahmin edecek kadar keskin zekÂya sahipti. Nitekim Demir Okce kısa surede en cok okunan kitapların başında gelerek, ozellikle işci hareketi cenahında kayda değer taraftar toplayarak o donem yazılan kitaplara nazaran cok okundu. London; devrin Amerikan yonetimine gondermelerde bulunarak hukumetin calışanlara yeteri guveni ve sosyal hakları tanımadığını eleştiriler bir uslupla dile getirerek kaleminin hakkını veriyor. Romanda realizm akımının izleri fazlasıyla gorunmektedir, toplumcu bir bakış acısıyla işlenen satırlar toplumu ayakta ve bilincli halde kalmasına da onayak oldu. Kapitalist ekonominin ikileminden, emek somurusunun patronlar tarafından acımasızca yapıldığını satır aralarında belirten London; bu kavganın her ne kadar bireyler arasında yaşandığını belirtse de devleti bu kavganın bir seyircisi olmaktan cıkartıp icine cekmekten imtina etmiyor. ESERLERİNDEN BAZILARI Beyaz Diş, Martin Eden, Vahşetin Cağrısı, Deniz Kurdu, Ateş Yakmak, Ay Vadisi, Ucurum İnsanları, Yanan Gunışığı gibi kitapları da dunya edebiyatına armağan eden London; Demir Okce ’yi yayımladıktan sekiz sene sonra felc ve kalp yetmezliği sonucu hayatını kaybetti Romanın yayınlandığı yıl ABD ’de soruşturma burosu olarak bilinen gizli polis orgutu kuruldu. Bununla beraber işciler uzerinde korkunc baskılar oluşmaya başlandı. Gece yarılarında başlayan operasyonlarda işciler evlerinde zorla cıkartılarak polis merkezlerine goturuldu. Gozaltında tutulmaya başlanan işcilere şiddet uygulandı; baskı makineleri tahrip edildi binlerce protestocu hapse atıldı. KİTAPLARINA YASAK GELDİ London ayrıca nefis romanında plutokrasi (yonetme erkinin maddi acıdan ustun kişilerce paylaşılmasını ongoren oligarşik bir yonetim bicimi) ile halk arasında belirsiz bir zaman diliminde catışmaların yaşanacağı da yazarın ongoruleri arasındaydı. Hem Demir Okce hem de diğer eserleri rejimi "yıkmaya, değiştirmeye" yonelik bulunduğu gerekcesiyle yasaklandı. Amerikan basının amiral gemisi New York Times Gazetesi tarafından 1929 yılında yayınlanan baskısında romanın herhangi bir suc unsuru bulunmadığını okuyucularına duyurmasından sonra Amerika yonetimi de bu yasaktan vazgecti. LONDON ’UN KEHANETLERİ Unlu yazar geleceğe yonelik ongorulerde bulunduğunu ve bunların coğunun gercekleştiğini ifade etmiştim. Bu kehanetlerden bazıları ise; merkez kentler, insan sefilliğinin en karanlık derinliklerinden itilen işsiz ve ağır iş emekci kitleleri icin “getto” adını verdiği yerleşim yerlerine donuşurken, calışan sınıfın daha ayrıcalıklı kesimi icin gosterişli banliyolerin yaratılması; okuryazar olmayanların ve bilgisizlerin cevreye yayılması icin kamu eğitiminin ekonomik acıdan bilincli olarak yozlaştırılması; hukumet karşıtı olan tum kurumlara sızan her alana yayılmış gizli polis teşkilatı; kalıcı bir paralı asker ordusu; hukumetin kitapları yasaklamak gibi bircok kehanetlerde bulundu.