Eurozone, Avrupa Birliği’nin gunumuzde geldiği sıradışı noktayı gosteren en onemli figurler arasında yer alır. Her ne kadar biz bugun eurozone olarak ifade etsek de aslında doğrusu avro bolgesidir. Avrupa Birliği’nin kuruluşundaki en onemli sebep şuphesiz ki, ekonomik kaygılar temellidir. Başka bir ifadeyle Avrupa kıtasının I. ve de II. Dunya Savaşı sırasında gercekleşen yıkım temel sebebinin […]
Eurozone,
Avrupa Birliği’nin gunumuzde geldiği sıradışı noktayı gosteren en onemli figurler arasında yer alır. Her ne kadar biz bugun eurozone olarak ifade etsek de aslında doğrusu avro bolgesidir. Avrupa Birliği’nin kuruluşundaki en onemli sebep şuphesiz ki, ekonomik kaygılar temellidir. Başka bir ifadeyle Avrupa kıtasının I. ve de II. Dunya Savaşı sırasında gercekleşen yıkım temel sebebinin Almanya’nın korkunc bir kızla sanayileşmesi sonucunda ham madde ve de işgucune ihtiyac duymasıdır. Son derece cok sayıda devletin bir arada yaşadığı bu kıtada bu anlamda huzurun tesis edilmesi oldukca zor bir durumdur. Meğerki, ulkeler arasında ortak bir pazar kurulmuş olsun. Soz konusu duruma son derece vakıf olan ve de bunun cozumunu bilen Amerika Birleşik Devletleri, II. Dunya Savaşı’na girdiği vakit, girmezden once Fransa ile yaptığı goruşmede Avrupa Federal Devletleri fikrini goruşmuş ve de bu konuda adeta bir soz almıştır. Savaş bitince de kazanan tarafta olan Muttefikler, Avrupa Birliği’nin temellerini atan Avrupa Komur Celik Anlaşması’nın hayata gecirilmesine onayak olmuştur. Bu anlamda projenin sahibi olan Fransa onderliğinde Almanya, İtalya, Hollanda, Belcika ve Luksemburg bir araya gelmiştir. Bu bir araya geliş sonrasında durumu uzaktan izleyen Birleşik Krallık ise, soz konusu yapıya kuşku ile bakmakta idi.
Beklentilerin de uzerinde bir performans cizen bu 6 kurucu ulke, diğer ulkelerin de iştahını kabartacak neticelere imza atıyorlardı. Bunun uzerine ilk resmi uyelik başvurusu daha sonra bizi de tetikleyecek olan Yunanistan’dan geldi. Yunanistan’ın uyeliği 1981 yılını bulsa da bu doneme kadar Birleşik Krallık, Danimarka ve de İrlanda ilk genişlemenin parcasını oluşturdu. Duruma şuphe ile bakan Birleşik Krallık, aslında halen şuphesini koruyordu ancak dışarıda da kalıp, Almanya ve de Fransa’nın politikalarına seyirci olmak istemiyordu. Her ne kadar Birlik hızlı bir yukseliş yaşasa da uye sayısı cok ağır bir şekilde artış gosteriyordu. Yunanistan’ın dahil olmasının ardından 1986’da bir genişleme daha yaşandı. Bu donemde ise Portekiz ve de İspanya Birlik ile uyelik imzaladı. Sonrasında 1995’te Avusturya, İsvec, Finlandiya gibi son derece refah ulkeler de Avrupa Birliği’ne dahil oldu. Bu donemde zaten refah ulkeleri dahili olduğu bu kurum, 2002 yılında ortak para birimi olan avroya geciş yaptı. 2004 yılına kadar hicbir sorunla karşılaşmayan Avrupa Birliği, bu donemde yaşadığı şuursuz genişleme sonrası ciddi anlamda tartışılır bir hal aldı. Cunku 2004 ve de 2007 yıllarında Birlik uyesi olan ulkeler zaten son derece fakir sayılabilecek Doğu Avrupa ulkeleri idi. Ancak bunlara bir şekilde soz verilmişti ve de bu soz yerine getirildi. Buradaki en buyuk neden aslında Rusya idi. Başka bir bakışla bu ulkelerin Avrupa Birliği’ne ne olursa olsun kabulu, Rusya’nın artık bunlar uzerinde hicbir şekilde soz hakkı sahibi olamayacağı gerceği idi.
Ancak bu gercek Avrupa Birliği’ne cok acı bir fatura cıkardı. Ciddi bir resesyon ve de kriz donemine giren Avrupa ulkeleri, ortak para birimi sorunu ile de yuz yuze geldi. Alım gucu nispeten daha duşuk olan Yunanistan gibi ulkelerin avroya gecmesi beraberinde krizi de getirdi. Birleşik Krallık başta olmak uzere bazı ulkeler kendi para birimlerini korudular. Bu ulkeler arasında İsvec dahi yer alır. Ekonomik bir birlik sağlanması icin oncelikle parasal bir birliktelik sağlanmalıdır. Bu da birbirleri ile neredeyse aynı alım gucune sahip olan ekonomiye sahip ulkeler arasında yapılabilir. Gunumuz Avrupa Birliği’nde 28 resmi uye var ve de bunlar arasında avro bolgesinde bulunan sayısı sadece 19’dur. Birleşik Krallık, Polonya, İsvec, Cek Cumhuriyeti, Hırvatistan, Macaristan, Romanya, Bulgaristan ve de Danimarka uye oldukları halde avro bolgesinde yer alamayan devletlerdendir. Avro bolgesi resmi olarak 1 Ocak 1999 tarihinde kurulmuştur. Hayata ise 2002 yılında gecmiştir.
Yazar:Emir Karasu

Avrupa Birliği’nin gunumuzde geldiği sıradışı noktayı gosteren en onemli figurler arasında yer alır. Her ne kadar biz bugun eurozone olarak ifade etsek de aslında doğrusu avro bolgesidir. Avrupa Birliği’nin kuruluşundaki en onemli sebep şuphesiz ki, ekonomik kaygılar temellidir. Başka bir ifadeyle Avrupa kıtasının I. ve de II. Dunya Savaşı sırasında gercekleşen yıkım temel sebebinin Almanya’nın korkunc bir kızla sanayileşmesi sonucunda ham madde ve de işgucune ihtiyac duymasıdır. Son derece cok sayıda devletin bir arada yaşadığı bu kıtada bu anlamda huzurun tesis edilmesi oldukca zor bir durumdur. Meğerki, ulkeler arasında ortak bir pazar kurulmuş olsun. Soz konusu duruma son derece vakıf olan ve de bunun cozumunu bilen Amerika Birleşik Devletleri, II. Dunya Savaşı’na girdiği vakit, girmezden once Fransa ile yaptığı goruşmede Avrupa Federal Devletleri fikrini goruşmuş ve de bu konuda adeta bir soz almıştır. Savaş bitince de kazanan tarafta olan Muttefikler, Avrupa Birliği’nin temellerini atan Avrupa Komur Celik Anlaşması’nın hayata gecirilmesine onayak olmuştur. Bu anlamda projenin sahibi olan Fransa onderliğinde Almanya, İtalya, Hollanda, Belcika ve Luksemburg bir araya gelmiştir. Bu bir araya geliş sonrasında durumu uzaktan izleyen Birleşik Krallık ise, soz konusu yapıya kuşku ile bakmakta idi.


Yazar:Emir Karasu