Cibuti, dunyanın en fakir kıtası olma ozelliğini haiz olan Afrika’da yer alan bir ulkedir. Ulke, bulunduğu kıtanın en stratejik pozisyonda olan birkac ulkesi arasında yer aldığında oldukca onemli kabul edilir. Tam olarak ”Afrika Halici” denen coğrafyada bulunan Cibuti, Kızıldeniz ile olan ilişkisi sebebiyle son derece stratejik bir noktada konumlanır. Bu anlamda bolge yer alan diğer […]
Cibuti,
dunyanın en fakir kıtası olma ozelliğini haiz olan Afrika’da yer alan bir ulkedir. Ulke, bulunduğu kıtanın en stratejik pozisyonda olan birkac ulkesi arasında yer aldığında oldukca onemli kabul edilir. Tam olarak ”Afrika Halici” denen coğrafyada bulunan Cibuti, Kızıldeniz ile olan ilişkisi sebebiyle son derece stratejik bir noktada konumlanır. Bu anlamda bolge yer alan diğer bircok ulkeden ekonomik bazda kendisini sıyıran Cibuti, her gecen gun daha da guclu bir iktisadi yapıya sahip olacağının sinyallerini verir. Bakıldığında Mısır‘ın kontrolunde olan Suveyş Kanalı Akdeniz’den Kızıldeniz vasıtasıyla Hint Okyanusu’na acılma imkanı sunar iken, Cibuti de aslında bu kanalın, guneydeki ayağında yer alır. Başka bir ifadeyle, Cibuti de bir anlamda Kızıldeniz’in guney hattında kontrolu ele almıştır.
Bu da ulkenin son derece farklı bir coğrafyada kendisine ekonomik bir pazar imkanı bulmasını sağlamıştır. Bu anlamda soz konusu yer, Kızıldeniz ve Aden Korfezi ele alınırsa, oldukca onemli kabul edilir. Tam olarak bir boğaz olan bu bolgenin kontrolu Cibuti ve civar ulkeleriyle sağlanır. Kalkınmaya elverişli bir ulke olması sebebiyle, Cibuti her daim Afrika’nın en gozde ulkeleri arasında sayılmıştır.Bakıldığında, ulkenin kuzeyde Eritre, batı ve guneyde Etiyopya, guneydoğuda ise Somali ile komşu olduğu gorulur. Bu ulkeler arasında en buyuk potansiyel hic şuphe yok ki, Cibuti’dedir. Ulke son derece kucuk olduğundan, icinde başka şehirler barındırsa da, başkentine kendisiyle aynı ad verilmiştir. Başka bir ifadeyle başkenti Cibuti olan bu ulke, adı ve başkenti aynı isimli ulkeler arasında yer alır. Bolgede yer alan ulkelerin tarihi incelendiğinde maalesef karşımıza cok acı tablolar cıkar. Burada kastedilen husus, bu ulkelerin cok uzun yıllar boyunca Avrupalı ulkelerce somurulmuş olmasıdır.
Bu somuru gerek ulkenin sahip olduğu kaynaklar gerekse de işgucunu kapsar. Artık resmi olarak bir somurge olmasa da, bu ulkeler bir turlu Avrupa kıtası ulkeleri gibi refah seviyesine kavuşamamıştır. Kıtada yer alan ulkeler arasında buna en cok yaklaşan ulke Guney Afrika olarak dikkati cekmektedir. Cok uzun yıllar boyunca Fransızlarca somurulmuş olan bu coğrafya, 27 Haziran 1977 tarihinde bağımsızlığını kazanmıştır. Bunun sonrasında, ayakları uzerinde durmaya calışan Cibuti, bu konuda başarılı olmuştur.
Ekonomik olarak aslında son derece fakir ulkeler arasında yer alsa da, yine de gelecek icin umut verir. Ulkede yerleşik olarak yaşayan insan sayısı yaklaşık 1 milyon civarındadır. Bu rakam her ne kadar az gibi gorunse de, aslında ulkenin son derece kucuk oluşu, bu rakamın bile fazla olarak gorulmesine neden olabilmektedir. Kişi başına duşen milli geliri hesaba katarsak, ulkede yıllık gelir kişi başına 2 bin 100 Amerikan doları seviyelerindedir. Gorulduğu gibi fakir ulkelerden olan Cibuti, toparlanmaya calışmaktadır.Ulaşım meselesini ele alırsa, Turkiye’den cıkışlı ucuşlarda ortalama seyahat suresi, 5 saat kadar olup, tarifeli sefer bulmak oldukca zordur. Yine de son olarak guncellenmiş Turk Hava Yolları tarifeli seferlerini takip ediniz.
Yazar:Emir Karasu

dunyanın en fakir kıtası olma ozelliğini haiz olan Afrika’da yer alan bir ulkedir. Ulke, bulunduğu kıtanın en stratejik pozisyonda olan birkac ulkesi arasında yer aldığında oldukca onemli kabul edilir. Tam olarak ”Afrika Halici” denen coğrafyada bulunan Cibuti, Kızıldeniz ile olan ilişkisi sebebiyle son derece stratejik bir noktada konumlanır. Bu anlamda bolge yer alan diğer bircok ulkeden ekonomik bazda kendisini sıyıran Cibuti, her gecen gun daha da guclu bir iktisadi yapıya sahip olacağının sinyallerini verir. Bakıldığında Mısır‘ın kontrolunde olan Suveyş Kanalı Akdeniz’den Kızıldeniz vasıtasıyla Hint Okyanusu’na acılma imkanı sunar iken, Cibuti de aslında bu kanalın, guneydeki ayağında yer alır. Başka bir ifadeyle, Cibuti de bir anlamda Kızıldeniz’in guney hattında kontrolu ele almıştır.

Bu somuru gerek ulkenin sahip olduğu kaynaklar gerekse de işgucunu kapsar. Artık resmi olarak bir somurge olmasa da, bu ulkeler bir turlu Avrupa kıtası ulkeleri gibi refah seviyesine kavuşamamıştır. Kıtada yer alan ulkeler arasında buna en cok yaklaşan ulke Guney Afrika olarak dikkati cekmektedir. Cok uzun yıllar boyunca Fransızlarca somurulmuş olan bu coğrafya, 27 Haziran 1977 tarihinde bağımsızlığını kazanmıştır. Bunun sonrasında, ayakları uzerinde durmaya calışan Cibuti, bu konuda başarılı olmuştur.

Yazar:Emir Karasu